Kriz Kürtçe yayıncılığı da etkiledi

J&J Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Azad Zal, Kürt yayınevlerinin ekonomik krizden etkilendiğini ve kitap basımlarını neredeyse durduracak seviyeye geldiğini söyledi.

J&J Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Azad Zal, “Kürtçe okurlarda bir artış olsa da Kürtçe önündeki engellerin yanı sıra genel ekonomik kriz biz yayıncıları da etkiliyor” dedi.

Kürt dili üzerindeki baskılar her geçen gün boyutlansa da Kürtçe yayınlara olan ilgi ve rağbet de artıyor. Özellikle son yıllarda kayyum rejimi ile birlikte belediyelere bağlı olan Kürtçe eğitim birimleri kapatıldı. Kürtçe yayın yapan birçok gazete, ajans ve yayın kuruluşu da KHK’lerle kapatıldı, varlıklarına el konuldu. Tüm bunlara rağmen yeniden açılan kurumlar ilgi görüyor ve müdavimleri tarafından sahipleniyor.

J&J Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Azad Zal, Kürtçe yayınların okunma oranına ve yayıncılık sorunlarına ilişkin ANF’ye konuştu.

Kürtçe yayıncılıkta ana dilde düşünme, yazma ve okuma geliştiği sürece okurların da yaşamlarına sirayet edilebildiğini belirten Zal, kendileri gibi Kürtçe yayıncıların tüm çabasının Kürtçe okuyucuların fikirlerini beslemek olduğunu kaydetti.

ENGELLERE RAĞMEN KÜRTÇE OKURLAR ARTIYOR

Gittikçe gelişen mücadelenin, kendisi ile birlikte Kürt yayıncılığını da geliştirdiğini hatırlatan Zal, “2000’li yıllardan 2015’e kadar gelişen Kürtçe yayıncılık son yıllarda yine yasaklardan kaynaklı tökezlemeye başladı. Kapatılan kurumlar, yasaklanan kitaplar derken olumsuz bir etkilenme söz konusu oldu. Bunların yanı sıra teknoloji de ilerledikçe kitap okuma oranı gerilemiş oldu. Bu sadece Kürtler için değil, tüm dünya ölçeğinde geçerli bir nedendir. Tüm bunlara rağmen Kürtler kendi değerlerine yabancı değiller artık. Kürtçe yayınları okumanın tadını alanlar bir daha asla bırakmıyor. Gittikçe istatistikler bu konuda çıtayı yükseltiyor. Kürtçe yayıncılık ve okuma oranı gittikçe ilerliyor.”

EKONOMİK KRİZ DE ETKİLEDİ

Tüm yasaklar, siyasi ve diğer baskıların yanı sıra ekonomik krizin de yayıncılık dünyasını genel anlamda olumsuz etkilediğini vurgulayan Zal, şöyle devam etti: “Ekonomik kriz artık öyle bir boyuta gelmiş ki insanlar kitap alıp okumaz durumda. Kitap alıp okumanın ötesinde, insanlar artık yaşamlarını bile idame ettiremiyor. Yaşamın standartları en alt aşamaya gelmiş. İnsanların kazandıkları para karınlarının doymasına bile yetmiyor. Kaldı ki kitaplar alıp okuyabilsinler. Şartları gittikçe ağırlaşıyor ve toplum hayatta kalabilmenin çabası içerisinde.”

DİL KONUSUNDA MÜŞTEREK PLATFORM

Kürtlüğün artık eskisi gibi olmadığını, bir düzey tutturduğunu ve yaşamın her alanında yer edindiğini dile getiren Zal, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Kürtlüğün bu denli oturması ne kadar iyi bir şeyse Kürtçe okuma ve yazmanın da bir o kadar yerleşmesi lazım. Var olanın üzerine daha kaliteli bir ana dil çalışması koymamız lazım. Kaliteli yayınlar, içerikler ve gramerden oluşan eserler topluma sunmalıyız. Ortak bir dil oluşturup, bunun üzerinden ortaya çıkacak olan eserler muhakkak katkı sunacaktır. Halen ortak bir gramerden bahsedemiyoruz. Her yayınevi veya basın kurumu kendi gramerine göre hareket ediyor. Bu da Kürtçenin resmi bir statüye sahip olmamasından kaynaklanıyor. Bu sorun da siyasi bir sorundur ve ancak siyasi aktörler üstesinden gelebilir. Bunun için de dört parça Kürdistan’daki siyasi oluşumlar en azından dil konusunda müşterek bir platformda bir araya gelmeli. Bizler sadece toplumu aydınlatacak eserler üretebiliriz.”

VERGİ ALIYOR AMA KİTAP ALMIYOR

Yayınevleri olarak basımlarını yaptıkları her eser için ve her yıl ayrıca devlete vergi ödediklerini, ancak devletin vergi almasına rağmen Kürt yayınevlerinin çalışmalarını engellediğini aktaran Zal, şunları paylaştı: “Devlet, eser başına ve her yıl tüm yayınevlerinden zorla vergi alıyor. Yine aynı devlet, her yıl yayınevlerinden kitap alıyor ama bir tek Kürt yayınevlerinden almıyor. Vergisini alıyor ama kitap almıyor. Kürt siyaseti, bu konuyu özellikle Meclis’te dile getirmesi gerekiyor. ‘Siz, bizim yayınevlerimizden vergi almasını biliyorsunuz ama kitap almıyorsunuz. Kitap almaya mecbursunuz’ demeleri gerekiyor. Tüm bu sorunlar bir yana, Kürtlerin daha fazla dillerine ve eserlerine sahip çıkması lazım. Bu dünyada bir Kürt olarak yaşamak iddiasında olan herkes, Kürtçe düşünmeli, okumalı ve yazmalıdır.”

KÜRTÇENİN HER ALANDA GELİŞMESİ LAZIM

Kürtçenin her alanda gelişmesi ve toplumun kullanımına açılması gerektiğinin altını çizen Zal, şunları ekledi: “Teknoloji alanından tutalım da diğer tüm yaşam alanlarına kadar Kürtçenin gelişmesi lazım ki Kürtler olarak bunlardan faydalanabilelim. Örneğin, Kürtçe telefon kullanımı gibi… Zaten birçok nedenden dolayı Kürtçe yayıncılık gelişemiyor, bari Kürtçenin toplum içerisindeki kullanımı geliştirilerek dilimize sahip çıkmamız sağlanabilir.

KİTAP BASIMLARI DURACAK GİBİ

Kürt yayınevlerinin Türkiye’deki ekonomik krizden epeyi etkilendiklerini ve kitap basımlarını neredeyse durduracak seviyeye geldiği söylemek mümkündür. Çünkü kağıt her geçen gün zamlanıyor ve önceden 10 liraya sattığımız kitapları bugün 30 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Dolayısıyla insanların da alım gücünün düşmesinden kaynaklı, yayıncılık neredeyse duracak seviyeye geldi.”