GÖRÜNTÜLÜ

Kürt dili ve kültürüne saldırı: Dilimize sahip çıkıyoruz

MED-DER ile Payîz Pirtûk’a yapılan baskınların sistematik ve özel savaş politikasının bir parçası olduğun belirten MED-DER çalışanı Mehmet Asena, gözaltı ve baskılara rağmen Kürt dili için direneceklerini söyledi.

KÜRT DİLİ İÇİN DİRENİŞ

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) ile Payîz Pirtûk adlı kitapçıya sabah saatlerinde polis baskını düzenlendi. Diyarbakır 4’üncü Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla dernek ve kitapçıda bulunan birçok kitap, dergi, gazete ve dijital materyale el konuldu.


Soruşturma çerçevesinde, Rêzan (Bağlar) ilçesine bağlı Bağcılar Mahallesi'nde çok dilli eğitim ve sanat atölyeleri düzenleyen Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi'ne de baskın yapıldı. Yapılan baskında kooperatifte bulunan bilgisayarların hard disklerine el konulduğu belirtildi. Soruşturma kapsamında, MED-DER eş başkanlarının da aralarında bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı.

Kürt kurumlarına yönelik gerçekleştirilen baskınları ANF’ye değerlendiren MED-DER çalışanı Mehmet Asena, “Bu gözaltı ve baskınlar, Kürtçe'ye yönelik topyekûn bir saldırıdır. Bu durum, günü birlik gelişen bir durum değildir. Kürtçe’ye yönelik saldırılar son günlerde daha da yoğunlaştı. Özellikle yörelerde Kürtçe çalışmaların yoğun olmasından kaynaklı saldırılar da günden güne arttı. Bunun karşısında Kürt halkı, dilinin kırmızı çizgisi olduğunu gösterdi. Yollarda yazılan Kürtçe yazılardan, Kürt kültürü, halayları ve söylenen stranlara kadar bu saldırılara karşı topyekûn bir direniş oldu. Çünkü Kürt dili ve kültürü, topyekûn bir saldırı altında” dedi.

‘BU SALDIRILAR DİLE KARŞI DÜŞMANCA BİR YAKLAŞIMIN SONUCUR’

Kürt diline yönelik çalışmaların yoğunlaşması nedeniyle bir tasfiye planının devreye girdiğini ifade eden Asena, “Bu saldırılar, özel savaş politikalarının bir devamıdır. Hangi kurum ve kuruluş dil alanında çalışma yürütüyorsa, onun üzerine daha çok gidilmeye başlandı. MED-DER olarak, özellikle sonbaharda açtığımız dil başvuruları ve halkın kendi diline olan duyarlılığı, bu saldırıların önünü açmaya neden oluyor. Bu durum, onların Kürt halkına ve diline düşmanca bir tavır gösterdiğini ortaya koyuyor. Bunu böyle okuyoruz. Bizler bu saldırılara karşı boyun eğmiyoruz. Topyekûn bir direniş halinde hem dilimizi hem de kültürümüzü savunacağız. Bu saldırı konsepti sıradan bir saldırı değildir. Gözaltına alınanlara baktığımızda, kapsamlı bir şekilde Kürt dilini öne çıkaran arkadaşlarımızın alındığını görüyoruz. Bundan dolayı, bu dile karşı düşmanca bir tavır ve tasfiye olduğunu söylüyorum” diye belirtti.

MÜCADELEDEN VAZGEMEYECEĞİZ’

Kürtçe'ye yönelik bütün saldırılara rağmen mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Mehmet Asena, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürt diline yönelik saldırılarla bu mücadeleye ket vurmaya çalışıyorlar, ama çok yanılıyorlar. Bu halk, kendi dili için mücadelesini devam ettirecek. Halkımıza buradan sesleniyorum; gelin dilinize sahip çıkın. Herkes dilini öğrensin ve öğretsin. Bu dil yok olmayacak. Binlerce yıldır bu dil, bu halkı ayakta tutmuştur; dolayısıyla bu halk, bugün de bu dili ayakta tutmak zorundadır. Bizler üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Bu saldırılara karşı yaşamın her alanında Kürt dilini kullanmalıyız.”