Türk devletinin Kürtçe üzerindeki baskıları son dönemde daha görünür hale geldi. Sadece bir ay içinde onlarca kişi, Kürtçe şarkı söyledikleri veya Kürtçe bir parça çalarken halay çektikleri için gözaltına alındı ve tutuklandı. İktidarın Kürtçe üzerindeki ayrımcı ve ırkçı politikaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kodlarına geri dönüldüğüne yönelik tartışmaları da beraberinde getirdi.
Türk devletinin Kürtçeye yönelik baskıları yeni değil. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren devam eden baskıların planlı olarak ilk adımları Şark Islahat Planı ile atıldı. Şark Islahat Planı sonrasında özellikle Kurdistan’ın birçok yerinde Türk Ocakları ve Halkevleri açılarak Kürtlerin asimilasyonu çalışmalarına hız verildi.
TÜRK OCAKLARI, HALKEVLERİ, KARDELENLER
Kürtçenin tüm Türkiye’de yasaklanmasının ardından, özellikle Kürt kadınları üzerinde çalışmalar yürüterek, ilk olarak kadınların asimile edilmesi hedeflendi. Kadınların asimilasyonu başarılı olursa tüm Kürt toplumunun Türkleştirilmesinin önü açılacağı iktidarlar tarafından biliniyordu. İlk yıllarda Halkevleri ve Türk Ocaklarının başaramadığını, bir süre sonra Türkan Saylan eliyle ‘Kardelenler’ projesi ile yapmaya çalıştılar.
Kardelenler projesi ile Türkan Saylan, Kurdistan’dan ‘eğitim’ için aldığını belirttiği yüzlerce Kürt kadınını asimile ederek Türkleştirmeye çalıştı. Kardelenler projesi ile istediği verimi alamayan Türk devleti, bu sefer de ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyasını başlattı. O dönemde, kampanya öncesi özellikle Kürdistan’da kadınların eğitim almadığı ve ‘cahil’ kaldığı algısını yaratan devlet, bu kampanya ile Kürt kadınları üzerinden çalışmalar yürüttü.
Bir yandan asimilasyon ile ilgili çalışmalar yürütülürken diğer yandan devlet, Kürtçenin toplumsal alanda ve gündelik yaşamda kullanımını engellemek için elindeki en büyük güç olan baskı aygıtlarını devreye soktu. Bugüne kadar binlerce insan Kürtçe konuştuğu için devletin kolluk güçleri veya desteklediği faşist gruplar tarafından katledildi. On binlerce Kürt, Kürtçe konuştuğu veya Kürt ulusal kıyafetlerini giydiği için tutuklandı ve uzun tutukluluk süreleri ile karşı karşıya kaldı.
BİR AYDA 20’DEN FAZLA TUTUKLAMA
2024 Temmuz ayının son haftası itibarıyla, Kürtçe ve Kürt kültürü üzerindeki baskılar yeni bir boyuta ulaştı ve öncesinde çok az basına yansıyan bu baskılar, artık Türkiye'nin gündemine girmeye başladı.
Sadece 2024 yılının temmuz ve ağustos aylarında, halay çektikleri ve Kürtçe şarkı söyledikleri için 20'den fazla kişi tutuklandı, yüzden fazla kişi ise gözaltına alındı.
24 Temmuz: Mersin'de Kürtçe şarkı eşliğinde halay çeken 9 kişi gözaltına alındı; gözaltı aracında "Ölürüm Türkiye'm" şarkısı çalındı ve mahkeme tarafından tutuklandılar.
26 Temmuz: Agirî’de ulusal kıyafet giyerek bir düğünde halay çeken 6 kişi gözaltına alındı.
27 Temmuz: İstanbul Esenyurt, Gazi Osman Paşa ve Arnavutköy'de, geçmişte düğünlerde halay çeken kişilerin evlerine baskın yapıldı. 13 kişi gözaltına alındı, 11 kişi tutuklandı.
27 Temmuz: Aydın'da bir asker, geçmişte bir düğünde halay çektiği için gözaltına alınıp tutuklandı.
27 Temmuz: Sêrt ve Êlih'te yapılan ev baskınlarında, geçmişte bir düğünde halay çektikleri için 6 kişi gözaltına alındı.
29 Temmuz: Colemêrg'de 3 ayrı mahallede yapılan düğünlere polis baskın düzenledi. Aralarında müzisyen ve düğün sahibinin olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
29 Temmuz: Wan'da halay gözaltılarını protesto için halay çeken çok sayıda kişi gözaltına alındı.
1 Ağustos: Amed'de 7 kişi halay çektikleri için gözaltına alındı.
6 Ağustos: Osmaniye'de bir düğünde halay çeken 5 kişi gözaltına alındı, 4 kişi tutuklandı.
14 Ağustos: İstanbul Esenyurt'ta düğünü basan polisler, aralarında halay çekenlerin de olduğu 8 kişiyi gözaltına aldı.
15 Ağustos: İstanbul'da bir düğüne giderken otobanda halay çeken 5 kişi gözaltına alındı.
22 Ağustos: Balıkesir'de parkta Kürtçe şarkı dinleyen 3 inşaat işçisi tutuklandı.
Bu gözaltılar yalnızca 2024 yılında yaşanmadı. Geçmiş yıllarda da Kürtçe şarkı söyledikleri için müzisyenler ve müzisyenleri dinleyenler gözaltına alındı. Hatta Kürtçe şarkı söylediği veya dinlediği için bazı insanlar katledildi.
29 Mayıs 2024: Amed'de Kürtçe hizmet vereceğini açıklayan kafe sahibi gözaltına alındı.
3 Mayıs 2022: İstanbul İstiklal Caddesi'nde Kürtçe şarkı söyleyen sokak müzisyenleri gözaltına alındı.
21 Ekim 2023: Eskişehir'de sokakta Kürtçe müzik yapan müzisyenler ve onları dinleyen 27 kişi gözaltına alındı.
3 Nisan 2018: İzmir'de düğünde Kürtçe şarkı söyleyen müzisyen gözaltına alındı.
23 Mayıs 2022: İzmir'de çocuklarına Kürtçe isim veren aileler gözaltına alındı.
1 Şubat 2022: İstanbul İstiklal Caddesi'nde Kürtçe müzik yapan müzisyen gözaltına alındı.
25 Ekim 2016: Dersim'de Kürtçe şarkı söyledikleri gerekçesiyle 3 müzisyen gözaltına alındı.
25 Nisan 2023: Amed merkezli bir operasyonda Kürt sanatçılar gözaltına alındı.
20 Eylül 2022: Kürt müzisyen Kadir Çat, Kürtçe söylediği için gözaltına alındı.
3 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ
2 Mayıs 2023: İstanbul Kadıköy'de sahilde Kürtçe şarkı söyleyen sokak müzisyeni Cihan Aymaz, Kürtçe söylediği için öldürüldü.
31 Mayıs 2020: Ankara'da Barış Çakan adlı genç, Kürtçe şarkı dinlediği için öldürüldü.
2011: Ankara'da bir mekânda Kürtçe şarkı söyleyen Emrah Gezer, mekâna gelen polis tarafından Kürtçe söylediği için öldürüldü.
Kürt halkı üzerinde Osmanlı'nın son dönemlerinden başlayan ve İttihat Terakki ile devam eden, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarıyla birlikte planlı bir şekilde günümüze kadar gelen asimilasyon politikalarının önemli bir ayağını kültürsüzleştirme politikaları oluşturuyor. Bu politikalar sadece Kürtçenin yok edilmesi, kadınlar özelinde Kürtçenin gündelik hayatta uygulanmasının engellenmesi ve geleneklerin ortadan kaldırılmasını değil, aynı zamanda Kürtçe parçaların Türkçeleştirilmesini de içeriyor. Bugüne kadar kaç Kürtçe parçanın Türkçeye çevrildiği tam olarak bilinmemekle birlikte, binlerce Kürtçe parçanın üzerine Türkçe sözler yazılarak 'Türk Halk Müziği' adı altında sunulduğu biliniyor. Mersin’de Kürt gençlerine gözaltı aracında işkence yöntemi olarak dinletilen “Ölürüm Türkiyem” parçası, Kürtçe bir ezginin üzerine Türkçe sözler yazılmasıyla oluşturulmuş bir ezgidir. Ayrıca, Türk devletinin pasaport vermeyerek ölmesine göz yumduğu sanatçı Ruhi Su’nun seslendirdiği “Ankara’nın Taşına Bak” şarkısının sözleri ve müziği Hesen Zîrek’e ait “Ey Niştiman” marşından alınmıştır. Bu durum, devletin kendi çıkarları için kullandığı sanatçıları bile düşünmediğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
KÜRTÇEDEN TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞ BAZI ÖRNEKLER:
Ax Weylo / Yaylanın Soğuk Suyu
Ax Kurdistan Kurdistan / Gülistan Adın Dillere Destan
Rabe Cotkar / Beyaz Gül, Kırmızı Gül
Delil Doğan’ın Abisi Mazlum Doğan Anısına yaptığı Canê Canê / Caney Caney
Çavit Ciwana Leyla / Çavuş Kızı Leyla
Çiya bi Berf û Dûman e / Zurnacı İbo Dayı
Çi tolaz û serseri / Sarışınsın
Dêra Sorê / Dağlar Duman Oldu
De Lori Lori / Güneşli Yarınlar / Şey Yani
Di Dinê de Sê Tişt Hene / Bu Dünyada Üç Şey Vardır – İbrahim Tatlıses
Edlê Rabe / Yaylalar
Ey Niştiman 1947 / Hesen Zîrek – Ankara’nın Taşına Bak 1970 / Ruhi Su
Evina Min / Uzun Uzun Kamışlar – İbrahim Tatlıses
Ez Kevokim / Hele Yar Zalim Yar
Ha Berde Lawo Destê Min Berde / Makaram Sarı Bağlar
Henê Bînin Teyştê Kin / Kınayı Getir Aney
Lorke Lorke / Diyarbakır Güzel Bağlar
Lê Dotmam / Ben Yetim – Emrah – İbrahim Tatlıses
Le Nazê / Naze – İzzet Altınmeşe
Lê Xanim Xan Xanimê / Le Hanım – İzzet Altınmeşe
Lê lê Rindikê / Kara Üzüm Habbesi – İbrahim Tatlıses
Nabikeve / Bu Tepe Kumlu Tepe
Miho / Göç Göç Oldu
Marjan – Kevirê Dil 1960 / Ajda Pekkan – Baksana / Talihe 1977 Kai Warner’s Oriental Express – Fly Butterfly
Porzerin / Toycular
Sînemê / Zap Suyu
Seyran Mangî / Ağlama Yar
Tu Bedewî Tu Delalî Leyla / Leyla – Özcan Deniz
Xane û Xwedê da / Ben Anayım – Ceylan / Ben Babayım – Azer Bülbül
Ximxime Torîvanê / Ağrı Dağından Uçtum
Yallah Şofêr – Hesen Zîrek / Yallah Şoför – İbrahim Tatlıses
Yek Mûmik Du mûmik / Bir Mumdur – İbrahim Tatlıses
Zara / Öleyim – Mahsun Kırmızıgül
Hay gîdyê Xeydokê / Siverek Asmasıyam
Desmala min / İpek Mendil