Kürtler her yerde govendlerine sahip çıkmalı
Kürtçe trafik uyarı yazılarının silinmesi ve Kürtçe şarkılarla halay çekenlerin tutuklanması gibi uygulamalara tepki gösteren Hozan Şemdin, Türk devletinin bu hareketlerini "faşizm" olarak nitelendirdi.
Kürtçe trafik uyarı yazılarının silinmesi ve Kürtçe şarkılarla halay çekenlerin tutuklanması gibi uygulamalara tepki gösteren Hozan Şemdin, Türk devletinin bu hareketlerini "faşizm" olarak nitelendirdi.
Wan, Amed, Elih ve Merdin’de Kürtçe “PÊŞÎ PEYA” trafik uyarı yazılarının silinmesi ve dijital medya üzerinden Türk İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın da hedef göstermesiyle, Kürtçe şarkılarla halay çeken birçok kişi gözaltına alınıp, tutuklandı. Kürtçe’ye, Kürt kültürüne yönelik bu “uygulamalara” karşı tepkiler de devam ediyor.
Kürt sanatçı Hozan Şemdin, ANF’ye verdiği demeçte Türk devletinin Kürt diline ve kültürüne yönelik bu uygulamalarını “faşizm” olarak nitelendirdi. Şemdin, Kürtlerin her yerde Kürtçe müziklerini söylemeleri ve govendlerine sahip çıkmaları gerektiğini vurguladı.
Hozan Şemdin, Türk devletinin Kürt düşmanlığı yaptığını belirterek, “Türk devleti daha önce de Kürtleri inkâr ediyordu. Ancak, Kürtler adım adım ilerleyip zafere yürüyor. Kürtlerin dostları çoğalıyor ve Kürtler dünya genelinde tanınmaya başlıyor. Son yapılan yerel seçimlerde de belli bir başarı kazanıldı. Bu durumu engellemek için provokasyon yapıyorlar. Dünyanın dört bir yanında herkes kültürünü, sanatını ve adetlerini öne çıkarıyor. Türkiye’de, Egeli biri de zeybek oynadığında, Türk devleti bunu yasaklayacak mı? Karadenizlilerin horonu var; Karadenizli biri horon teptiğinde de Türk devleti bunu yasaklayacak mı? İç Anadolu’da biri çifte telli oynadığında, misket oynadığında yasaklanacak mı? Kürt halkı govend halkıdır. Diliyle, govendiyle, sanatıyla ve kültürüyle Kürt halkı ayakta kalmıştır. Bu nedenle Türk devleti faşizan pratikler sergiliyor.” dedi.
Saldırıların arka planında aslında ne olduğunu yorumlayan Hozan Şemdin, Kürtlerin artık eski gariban Kürtler olmadığının altını çizerek, “Dostlarımız oluşuyor. Geçtiğimiz günlerde 69 Nobel ödüllü aydın, yazar, fizikçi ve kimyager açık mektuplar yazdı ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti. Türk devleti, AKP-MHP iktidarıyla Kürtlerin bu başarılarını hazmedemiyor ve provokasyon yapmak istiyor. Kargaşa çıksın, karmaşıklık olsun ve dünyaya ‘bakın bunlar terörist’ densin istiyor. Ancak, bu terörist kimdir? Kürdün diline ve kültürüne saldıran teröristtir. Kürdün iradesine kayyım atayandır terörist. Türk devletinin sınırlarıyla ilgisi olmayan Başurê Kurdistan, Şengal, Rojavayê Kurdistan gibi yerlere saldıran teröristtir. Bu coğrafyada terör estiren Türk devletidir ama dünya alemi kandırıp Kürtleri terörist olarak gösteriyorlar” ifadelerini kullandı.
Şemdin, bu yasaklardan ve tutuklamalardan sadece Kürtler mi etkileniyor sorusuna da şöyle cevap verdi. “Türk devleti gericidir ve Kürt halkına düşmanlık yapıyor. Ancak, bu düşmanlığın kazananı Türk devleti olmayacak, zararı kendisi görecektir. Türkiye’nin ekonomik durumu ortada. Eğer Önderlik paradigması Türkiye’de iktidarda olsa, ülkenin ekonomik durumu böyle mi olurdu? İnsanlar böyle fakir mi olurdu? Kürt ve Türk halkı birbirinin boğazına mı sarılacak? Önderlik paradigması tüm halklar için demokrasiyi öngörüyor ve halkların huzuru, refahı için en uygun paradigmadır. Ayrıca Kürt halkı eskisi gibi değil, artık kendini savunabilecek kudrettedir. Yasaklamalar ve halaylara yönelik saldırılar elbette Kürtler tarafından kabul edilmeyecek. Govend, Kürtlerin kimliğidir. Kürt dediğinizde küçük bir çocuk da yaşlı bir dede de, dindar biri de, kadın da govend çekebilir. Govende saldırmasının nedeni, govendin bizim kimliğimiz olmasındandır.”
Son olarak, Kürtlerin Türk devletinin yasakçı pratiklerine karşı nasıl tavır alması gerektiğine de değinen Şemdin, “Kürtler bulunduğu her yerde klamlarını ve stranlarını söylemeli, govendlerine sahip çıkmalıdır. Ayrıca, Kürtler sahip oldukları tüm kahvehane, kafe, restoran ve mağazalarda Kürtçe müzik çalmalıdır. Eğer mekanların sahibi Kürt ise, Türkçe şarkılar yerine Kürtçe müzikler dinletmelidir. Türk devleti, dilimizi yasaklarken biz nasıl onların şarkılarını çalabiliriz? Binlerce geleneksel Kürt müziği stranı var; dengbêjlerimiz var, Erivan ve Bağdat Radyosu’nun stranları var. Binlerce stranımız mevcut. Bu müzikleri bir tepki olmak çalmak gerekiyor” dedi.