Gazeteci ve yazar Roza Metîna, “Çîrokên Jinên Wêjekar” (Edebiyatçı Kadınların Hikayeleri) adlı kitabını yayımladı. Kadınlarla ortaklaşa hazırlanan kitap 35 hikaye ve 192 sayfadan oluşuyor. Metîna, yeni çıkan kitabı, içeriğini ile Kürt dili ve edebiyatına katkısını ANF'ye anlattı.
Yeni çıkan “Çîrokên Jinên Wêjekar” kitabınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
“Çîrokên Jinên Wêjekar” kitabı hikayelerden oluşuyor ve bu hikayeler kadınların duygularından ilham alınarak yazıldı. Hikayelerin dil, toplum ve edebiyat üzerindeki olumlu etkisi nedeniyle kadınların hikaye yazması çok önemli ve özeldir. Hikayeler sayesinde insanlar yaşadıkları toplumun tarihinden, kültüründen, sanatından, gerçeğinden haberdar olmakta ve daha birçok önemli konuda bilgi sahibi olmaktadır. Hikaye aynı zamanda toplumun hafızasının da bir kodudur. Bu temelde Kürt Edebiyatçılar Derneği yönetimindeki kadınlar olarak, kadınların öykü ve şiirlerinden oluşan iki kitap yayınlamaya karar verdik. “Çîrokên Jinên Wêjekar” kitabının hazırlığını ben yaptım, “Helbestên Jinên Wêjekar” kitabı ise Zozan Gulan ve Nurcan Delîl tarafından hazırlandı.
Bu şiirler ve hikâyeler Kürtçe yazılmıştır. Bu nedenle ana dili ve Kürtçe edebiyatı alanında özel bir yere sahiptir. Kadınlar toplumda yıllardır baskı görüyor ve bu baskıya karşı yazmaları gerekiyor. Kaleminle savaş. "Edebi Kadınların Hikâyesi" adlı kitapta hikâyelerine yer verilen kadınlar da kalemleriyle mücadele etti. Dolayısıyla bu tür eserlere ve edebiyatçı kadınların eserlerine toplum tarafından sahip çıkılması çok önemli ve değerlidir. Bu şiir ve hikayeler Kürtçe yazıldı. Bu nedenle ana dil ve Kürtçe edebiyatı alanında özel bir yere sahiptir. Kadınlar toplumda yıllardır baskı görüyor ve bu baskıya karşı direniyorlar, bunu da yazmaları gerekiyor. Kadın kalemiyle mücadele etmeli. Bu kitapta hikayelerine yer verilen kadınlar da kalemleriyle mücadele etti. Dolayısıyla bu tür eserlere ve edebiyatçı kadınların eserlerine toplum tarafından sahip çıkılması çok önemli ve değerlidir.
Kadınların ortak emeğiyle hazırlanan "Çîrokên Jinên Wêjekar" kitabı 35 hikaye ve 192 sayfadan oluşuyor. Bu kitap çıktığında kadınlar tarafından sosyal medyada çok paylaşıldı ve kitapta hikayelerine yer verilen kadınlar çok mutlu oldu. Kadınların bir kısmı hikayelerini göndererek, bir kısmı editörlük yaparak, bir kısmı ekonomik açıdan, bir kısmı da önsöz yazımı alanında bu projeye destek verdi. Dolayısıyla bu çalışmada Kürt kadınlarının birlik ruhunun öne çıktığını söyleyebiliriz. Bu eser tarih arşivlerinde yerini alacak ve bizden sonraki nesillere de kaynak olacaktır. Bu çalışma sayesinde bazı kadınlar hikayelerini yayınlanma fırsatı buldu. Ve her hikayede insanın yüreğine dokunan bir konu var. Bazı kadınlar hikayelerinde kadınlara yönelik baskı ve bu baskılara karşı mücadeleyi anlattı. Bazı kadınlar Kürt toplumunda defalarca yaşanan gerçekliği gündeme getirdi. Aşk, zulüm, toplumsal gerçeklik, cinsiyet kalıplara karşı mücadele, kadınların mücadelesi, yüreklerde her zaman canlı tutulması gereken umut olarak bu öykülerde sunuluyor. Her hikayede bir yaşam var. Bu yaşam da tüm gerçeğiyle ortaya konuluyor. Bu hikayeler insanın ruhunu etkiliyor. Bu yüzden çok değerliler. Bir kez daha tüm kadınların emeğine sağlık.
Kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?
Kadınların dil ve edebiyat alanında övgüye değer çalışmaları var. Her alanda olduğu gibi dil ve edebiyat alanında da kadının renginin öne çıkması toplumun gelişmesine ve bilinçlenmesine yol açmaktadır. Kürt Edebiyatçılar Derneği adına kadınların ortak emeğiyle Kürtçenin ve Kürtçe edebiyatının tanıtılmasına yönelik pek çok çalışma yapıldı. Bu proje de bu çalışmalardan biri. Kürt dili ve edebiyatının gelişimi için bu kitabı yayınlamaya karar verdik. Kitapta kadınların toplumsal cinsiyet kalıplarına karşı mücadelesi de yer alıyor. Bu kitabı yayınlamanın amaçlarından biri de cinsiyetçi dil ve tutumlara karşı mücadele etmektir.
Yazarlık sayesinde insan birçok hedefine ulaşıyor. Yazmak insanların hayatına değerli bir anlam katar ve toplumun bilincini geliştirir. Bu nedenle yazmak benim için önemli. Özellikle anadilde yazmak büyük bir umut ve hedeftir. Hafızayı, kültürü, sanatı ve tarihi korumanın bir yoludur. Kimliğine sahip çıkmaktır. Uzun yıllardır Kürt halkının dili, kültürü, sanatı ve edebiyatı yasaklanmış ve engellenmiştir, dolayısıyla kendi dilinde yazma mücadelesi önemli bir noktadır. Bu yüzden bütün eserlerim Kürtçe. 2023 yılında çıkan üç eserimin tamamı Kürtçe. “Rabûna Berî li Gulberojan” (Yüzü Güneşe Dönük Uyanış) 2023 (cezaevindeki şair ve yazarların hikaye ve antolojisi), “Guliyên ji Bêhna Şimamokan” (Süs Kavunu Kokulu Örgüler) ve “Çîrokên Jinên Wêjekar” 2023 yılında yayınlanarak Kürtçe edebiyata eklendi. Hangi dilde yazarsanız o dile hizmet edersiniz. Dolayısıyla Kürtçe yazmak Kürt halkının diline, kültürüne, sanatına, tarihine ve edebiyatına hizmettir.
“Çîrokên Jinên Wêjekar” kitabında sizi en fazla etkileyen hikaye hangisi oldu?
Kitabın editörlüğünü ve hazırlığını yaparken çok heyecanlandım. Bu çok farklı bir heyecandı. Çünkü her işin heyecanı farklıdır. Bu çalışmada kadın emeğinin öne çıkmasının heyecanı vardı. Dolayısıyla bu çalışmayı büyük bir keyif ve heyecanla yürüttüğümü söyleyebilirim. Enise Şirin de bu eserin editörlüğünü yapmıştır. Onun da emeğini unutmamalıyız, ellerine sağlık. Her hikayeden etkilendim diyebilirim. Çünkü her hikayede insanı etkileyen bir aşk, bir mücadele, bir acı, bir toplumsal gerçeklik vardı. Bu hikayelerde kadınların kaleminin gücü ortaya çıktı ve bu da bana daha büyük bir güç ve cesaret verdi.
Kitabın “Çîrokên Jinên Wêjekar” ismiyle çıkmasının özel bir nedeni var mı?
Edebiyat kültür, sanat ve toplumun sağlam bir temelini oluşturur. Bu, Kürt kadınlarının yıllardır verdiği mücadele ve direnişle de çok alakalı. Bu isimle aynı zamanda kadının edebiyat alanındaki rol ve misyonunun önemini de vurgulamak istedik. Kürt kadınlarının edebiyat tarihine baktığımızda büyük bir zenginlik görüyoruz. Kürt kadınları edebiyat alanında büyük bir öncülük yaptı. Tewrêza Hemramî, Rihan Xanima Loristanî, Mestûre Kurdistanî ve daha birçok Kürt kadını bunun örnekleridir. En önemli örneklerden biri kadın dengbêjlerdir. Edebiyat ve dengbêjlik sayesinde yüzlerce hatta binlerce yıllık hikayeleri yeni nesillere aktardılar. Kürt halkının kadim tarihini savundular. Bu nedenle edebiyatçı sözü ile Kürt kadınlarının tarihteki çalışmaları birbirini tamamlıyor.
Kadınlar ve Kürt edebiyatı arasındaki bağı nasıl tanımlayabilirsiniz?
Kadınlarla Kürt edebiyatı arasında çok güçlü bir bağ var. Bunu kadınların eserlerinden de anlıyoruz. Kürt folkloruna baktığımızda büyük bir zenginliğe sahip olduğunu görüyoruz ve bu zenginliğin öncülüğünü Kürt kadınları yapıyor. Bunu yeni kuşaklara aktaran bizzat Kürt kadınlarıdır. Cemîla Celîl'in ve daha birçok Kürt kadınının folklor alanındaki rolünü unutmayalım. Kadın ve edebiyat birbirini tamamlar. Dolayısıyla Kürt kadınlarının kaleminin edebiyat alanındaki emeği ve gücü çok önemlidir.
Kürtçe edebiyata yeterince sahip çıkıldığını düşünüyor musunuz?
Kürt dili ve edebiyatı dünyada derin bir kökene sahiptir ve çok eskidir. Çok zengin ve dünyadaki birçok ülkeyi ve halkı etkilemiştir. Ortadoğu ve dünya medeniyetine geniş bir yol açmıştır. Kürtçe edebiyat alanında pek çok güzel eser yayınlanıyor. Ancak Kürt dili ve edebiyatının sahiplenilmesine baktığımızda Kürtçe eserlerin ve Kürtçe edebiyatının yeterince sahiplenmediğini görüyoruz. Toplumda okuma kültürü yeterince gelişmemiştir. Kürt dili ve edebiyatına sahip çıkmak, onuruna, geleceğine ve kimliğine sahip çıkmak demektir. Bu nedenle Kürt halkını Kürt dili ve edebiyatına sahip çıkmaya çağırıyorum.
Kürtçe edebiyata emek veren kadınların sayısı nedir?
Belki net bir veri veremiyoruz ama yüzlerce Kürt kadın eline kalem almış, farklı alanlarda yazıyorlar. Tarihten günümüze kadar bu onurlu mücadele ruhu devam etmektedir. Kürt kadınları da yazmayı ataerkil zihniyete karşı mücadele yöntemi olarak kullandılar. Artık kadınlar cezaevlerinde bile Kürt halkının kimliğini inkar eden zihniyete karşı kalemleriyle mücadele ediyor. Zor şartlara rağmen yeni eserler yaratıyor, Kürt dili ve edebiyatına hizmet ediyorlar. Elimizden geldiğince bu emeğe sahip çıkmaya çalışıyoruz. Pek çok kurum adına cezaevlerindeki kadınların hikayelerinden oluşan bir derleme hazırlıyorum. Burada temel amaç kadınların çalışmalarının boşa gitmemesi ve çok sayıda insana ulaşmasıdır. Umarım bu çalışma da kısa sürede okuyuculara ulaşır.