Genç Oyuncular Sahnesi, bir Uzakdoðu öyküsünü konu alan oyunu “Sur Dibinde” ile savaşın, kaybedilen ve yıkıma uðratılan yaşamlar üzerindeki etkilerini, umudu, öfkeyi, isyanı anlatarak savaş ikliminde vicdanların işlevsiz hale gelişini sorguluyor.
Selim Kalıç’ın Genel Sanat Yönetmenliðini yaptıðı Genç Oyuncular Sahnesi, militarizmin, silahların, savaşın insanlar üzerindeki etkilerini ve insan psikolojisindeki tahribatların ortasında sarıldıðı en küçük bir umut ışıðını “Sur Dibinde” oyunuyla trajik bir biçimde gözler önüne seriyor. Zorbalıðı ve ölümü kutsayan, hayatın bir karşıtı olan savaşın, insan ömrünü, umutlarını, geleceðini, varını yoðunu yerle bir eden yanını, acı yüzünü gösteriyor oyun. Savaşların, özellikle kadın ve çocukları nasıl vurduðu, nasıl yaşamlarını alt üst edip, kan, ölüm, yokluk ve yoksulluða buladıðını anlatan bir sinevizyon gösterimiyle başlıyor Sur Dibinde.
Bir Uzakdoðu hikayesini anlatan oyunda Fan Chin Tig, surun dibinde, taş duvarların ötesinde çaresizce askere götürülen eşini arıyor. Eşi Hsüeh Li’yi duvarın dibinde umutla arıyor. Eşinin, başkasına sarılarak yarattıðı umutlar arasında ararken yitirdiðini öðreneceðini bilmeden… Oyunda egemenlerin, sömürgeci bir zümrenin halkları, toplumları, insanı hiçe sayıp, sadece tiranlıðını sürdürmelerine duyulan öfke patlamasıyla sarsılmaya çalışılıyor izleyici. Akıtılan kan deryasında yiten umutlara yapılan göndermelerin sarsıcı etkisiyle devam eden oyunda eşini bulamayan ama başka bir askerin eşi olduðunu söyleyip, onu kurtarmaya çalışıyor Fan Chin Ting. Kendisini kurtarmanın, geleceðini kurtarmanın umuduyla.
SAVAŞ ÝKLÝMÝNDE KURUYAN VÝCDANLAR
“Benden birini aldınız ama ben de sizden birini alacaðım” sözüyle tepkisini ortaya döken kadın, elinden geleni yapsa da eşi yerine koyduðu insanı kurtaramıyor. Iki subayın eşi yerine koyarak kurtarmak istediði askeri bırakmaması, kendisine eşinin öldüðünü bilmelerine raðmen bunu söylemeyip, kurtarmaya çalıştıðı askerin eşi olduðunu kanıtlamasını istemeleri ise vicdanların savaş ikliminde nasıl da kuruduðunu, insan olmanın yakıcı gereklerini sorgulatmaya yetiyor.
Kadının tüm çabasına raðmen askeri kurtaramamasının ardından yalnız bırakılmasının ardından surların önündeki feryadı ise kendisinin ölümünü getirirken, üstteki erke de öfkesini sonuna dek haykırırken ki performansı sarsıcı bir anlatım öyküsü içeriyor. “Yukarıdakiler, niçin bana bütün dünyanın koktuðunu söylemezsiniz” diye soran kadının ölmeden önceki son sözleri ise savaşı ve onun yaratıcılarını gözler önüne seriyor: “Burunlarınız, benim burnumdan daha yukarıda, daha hassas! Bu dünya niye kokar, bilmeniz gerek? Iyi olan kokuyor, adalet kokuyor, yiðitlik, mutluluk hepsi, her şey kokuyor.”
Ve oyunun son bölümünde imparatora isyanını çıðlık çıðlıða bir öfke seliyle anlattıðı sırada Fan Chin Ting, surun diðer tarafında duran bir asker tarafından tek kurşunla öldürülürken son buluyor oyun da.
HER HAFTA SAHNELENECEK
Tek perdeden oluşan drama/trajedi türündeki oyunun yönetmeni Velican Demirel. Nalan Güreş, Velican Demirel, Yasin Yürekli ve Çaðlar Deniz’in rol aldıðı oyunun yazarı Tankret Derst. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda (AST) sezonun son gösterimi olarak sahnelenen oyun, 29-30 Mayıs ve daha sonrasında haftanın iki günü boyunca Eski Yeni’de sahnelenecek.
ANF NEWS AGENCY