TEV-ÇAND yaptığı yazılı açıklamada, “Dilin kültürle güçlü bir ilişkisi var, çünkü bu alanda en önemli nokta, kendi dilinden kopan insan ve toplumun kimliğinden, kültüründen ve varlığından kopmasıdır” dedi.

Dil ve kültür arasındaki bağa vurgu yapan TEV-ÇAND, şunları ekledi: “Mezopotamya'nın en eski ve kadim halklarından olan Kürt halkının topraklarında, Dicle ile Fırat arasında ilk uygarlık kolları dikilmiştir. İlk yazı, tarım, çiftçilik bu bölgede yapılmıştır

Milattan on binlerce yıl önce bu coğrafyada gelişen yerlilik kültürü, başta Kürtler olmak üzere Aryan dilinin tüm dünya dillerini etkilemesine olanak sağlamıştır.”

Kürt dilinin asimile edilerek ortadan kaldırılması için her dönemde yasak ve baskı politikası uygulandığının altını çizen TEV-ÇAN,  “UNESCO'nun paylaştığı bir rapora göre savaş, katliam, asimilasyon ve yasağın sürmesi halinde yüz yıl içinde yaklaşık 3 bin dil yok olma tehlikesi altındadır” diye hatırlattı.

Açıklama şu ifadelerle son buldu: “Elbette Kürt dili de bu tehlike altındaki dillerden biridir ancak Kürt halkının dilini konuşmaktan vazgeçmemesi Kürtçeyi bugüne kadar getirmiş ve varlığını korumuştur.

Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte, herkesin kendi dilinde eğitim görmesi halklar önemli ve büyük bir fırsat oldu.

Demokratik ulus paradigması, tüm halkların dilini, kültürünü ve kimliğini koruyan bir kalkan haline gelmiştir.

TEV-ÇAND olarak Kürt halkı başta olmak üzere, tüm dünya halklarının 21 Şubat Dünya Anadil Gününü kutlarız.

Dilin tohumu Mezopotamya topraklarında her daim yeşil kalacak.

Dil; halkların kültürü ve kimliğidir. Dil hayattır."