Son günlerde Kürt dili ve kültürüne yönelik tırmanan saldırılara tepki gösteren TEV-ÇAND-Ewropa şunları ifade etti:
“Soykırımcı Türk devleti, tarih boyunca Kürtler üzerinde geliştirdiği fiziki ve kültürel soykırım uygulamalarını AKP-MHP faşizmi ihanetçi çizgide ısrar eden KDP ile birlikte, tamamlamak istemektedir. Bunun için Önder Apo üzerinde 25 yıldır aralıksız bir şekilde mutlak tecrit uygulamakta, özgürlük gerillalarına karşı kimyasal silah dahil her türlü hukuk ve ahlak dışı yol ve yönteme başvurmaktadır. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun bütün özgürlükçü ve demokratik güçleri bu saldırıların hedefi konumundadır. Topyekûn özel savaş uygulamalarıyla sadece Önder Apo’yu ve gerilla güçlerini değil, aynı zamanda toplumun tüm demokratik siyaset güçlerini, aydın ve sanatçılarını, kadınları, çocukları, hasta ve yaşlı tutsakları ve hatta haklı davası uğruna şehit düşmüş insanların mezarlarını bile hedeflemektedir. Son bir hafta içerisinde de Kürt dili ve kültürüne yönelik Türk devletinin ırkçı-faşist saldırıları, yine hiçbir insani, vicdani, ahlaki ve hukuki kural tanımadan aralıksız bir şekilde devam etmektedir. Önce bazı gençlerin Kürtçe müzik eşliğinde çektikleri halaylarımıza saldıranlar, hemen ardından yollara pêşî peya diye yazılan Kürt diline karşı saldırılar geliştirerek, her geçen gün bu saldırılarını boyutlandırarak devam etmektedirler. Bu durum topyekûn bir imha ve tasfiye saldırısı, irade kırma ve teslim alma saldırısı olmaktadır.
100 yıldır halkımıza dayatılan bu inkâr ve imha politikalarına karşı, bizde Halkın sanatçıları ve özgürlük sevdalıları olarak dilimiz, kültürümüz, şiirimiz, kitaplarımız, resimlerimiz, müziğimiz, tiyatromuz, sinemamız ve folklorumuzla bu direnişte yerimizi aldık ve alıyoruz. Tüm baskı ve sindirme politikalarına rağmen, zindanlarda ve dağlarda direnerek halaya durun kahramanların direniş destanlarını şimdiye kadar kendi edebi dilimizle, kültür ve sanatımızla seslendirdik. Müzik ve şiirlerle özgürlük davamıza ruh kattık. Dengbêjlikle tarihimizi nesilden nesile aktardık. Halaylarımızla toplumsal yaşamımızı canlı tuttuk. Tarihte olduğu gibi bugün de halkımızın haklı davasının içinde yerimizi alıyor, dilimizi ve kültürümüzü, yok sayan her türlü zihniyete karşı duracağımızı bir kez daha gür bir sesle haykırıyoruz.
Bu vesileyle Kültür hareketi olarak öncelikle tüm kültür emekçilerine, halkımıza ve Kürt halkının dostlarına çağrıda bulunuyoruz: soykırımcı Türk devletinin bu işgal, inkâr ve imha saldırılarına karşı, bulunduğumuz her alanda direnerek halaya duralım. Kürtçe yazalım, okuyalım, konuşalım. Dilimiz ve kültürümüz onurumuzdur. Varlık gerekçemizdir. Dilimize ve kültürümüze sahip çıkalım.”