14 Temmuz bayrağı hala dalgalanıyor
Bugün 14 Temmuz bayrağı Metîna, Zap ve Avaşîn'de dalgalanıyor. Gerillalar heval Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek'in yarattığı direniş temelinde Kürdistan dağlarında destan üstüne destan yazıyor.
Bugün 14 Temmuz bayrağı Metîna, Zap ve Avaşîn'de dalgalanıyor. Gerillalar heval Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek'in yarattığı direniş temelinde Kürdistan dağlarında destan üstüne destan yazıyor.
14 Temmuz Ölüm Orucu Direnişinin yıl dönümünü bu yıl Zap, Metîna, Avaşîn ve Kürdistan dağlarında aynı direniş ve mücadele ile karşılıyoruz. Tam 40 yılı geride bıraktı. 14 Temmuz, Apocu hareketin direniş çizgisinin, mücadelesinin, ideolojisinin ve felsefesinin ruhu oldu. Bugün özgürlük ruhunun günüdür. Bir hayaldi. Bu hayalle, düşmanın soykırım politikası sonucu bir halkın karartılan geleceğini yeniden aydınlattılar.
14 Temmuz sıcağında 4 duvar arasında karanlık bir hücrede geleceği düşünüyorlardı. Yüzleri gelecekteydi, gözleri Kürdistan'ı aydınlanan parlak ışığa bakıyordu. Diyarbakır cezaevinde fikirsel, zihinsel ve ideolojik bir savaş yürütülüyordu. Zor bir savaştı, bir savunma savaşıydı, bir varlık ve yokluk savaşıydı. Cömertçe, yiğitçe, cesaretli ve dürüst bir şekilde 14 Temmuz ile bir oldular. İşkenceci Esat Oktay, teslimiyeti kabul ettirme inancı ile zulmü en üst seviyeye ulaştırmıştı. Ama onlar işkenceye güldüler, güçleniyorlardı, güç alıyorlardı ve gözlerinde başarı umudu parlıyordu. O gün yaratılan direniş gün be gün büyüdü ve büyük bir göle dönüştü. Bu göl suyla büyümedi, cesur ve yiğit gençlerin, savaşçıların kanıyla büyüdü.
O gün heval Hayri Durmuş, ihanete, inkara, teslimiyete, şiddete ve işkenceye karşı ölüm orucuna başladı. O gün sert ve kararlı bir duruşla mahkeme duvarlarını parçaladı. Her sözü fişek gibi hakimlerin-savcıların kalbini deldi ve Kürt halkının yüreğine işledi. O gün Diyarbakır cezaevinde 24 saat acımasızca işkence yapan, insanlık dışı zulüm eden, direnişçileri boyun eğmeye ve ihanet etmeye zorlayan, yok etmeyi amaçlayan işgalci faşizm tepetaklak oldu. O günden itibaren 14 Temmuz bir destan, ideoloji, kültür, direniş edebiyatı ve 'Berxwedan xweş doze' şarkısı oldu. Aynı zamanda işgalcilere karşı bir cevap oldu, özgürlük ve mücadele bayrağını yükseltti.
O günden sonra Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşların mücadelenin yol ve yöntemini belirleyerek düşmanı yenilgiye uğrattılar. Bu nedenle o direnişin ışığı bugün Metîna, Zap, Avaşîn ve Kürdistan dağlarında savaşan tüm gerillaların yüreğinde bir umut ve inanç oldu. 14 Temmuz'un etkisi Kürtlerin yaşamını değiştirdi ve yeniden canlandırdı. Bundan dolayı Kürdistan'ın özgürlük mücadelesi o günün ışığıyla parlıyor ve ışığını her yere ulaştırıyor. Bugün 14 Temmuz bayrağı Zap ve Avaşîn'de dalgalanıyor. Biz de bugün heval Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek'in yarattığı direniş temelinde Zap, Avaşîn, Metîna ve Kürdistan'ın tüm dağlarında destan üstüne destanlar yazıyoruz.
Diyarbakır Cezaevi'nde işkence, baskı ve zulüm ile direnişçilerin iradelerini kırmak istemelerine karşı nasıl ki 14 Temmuz direnişi açığa çıktıysa bugün Metîna, Zap ve Avaşîn'de Türk ordusu yenilecektir. Aslında sadece Türk ordusu değil, gerillalarla savaşan NATO'nun egemen ve hegemonik güçleri de yenilecektir. 14 Temmuz sadece düşmana karşı savaşılan bir gün değil aynı zamanda ideolojik, politik ve örgütsel devrimci tutumun da yükseltilmesidir. Gerillalar, bugün 14 Temmuz direnişçilerinin izinden özgürlüğü doğru gitmekte ve onların bayrağını Kürdistan dağlarının tepesinde dalgalandırmaktadır.