6 aylık Rojvan bebek cezaevi koşullarına dayanamıyor!

Mardin E Tipi Cezaevinde, annesiyle birlikte kalmak zorunda olan 6 aylık Rojvan, koşullardan kaynaklı sık sık hasta oluyor. Anne Leyla Eleftoz Baran, gönderdiği mektupta cezaevi koşullarını anlatarak kamuoyuna destek çağrısı yaptı.

Leyla Eleftoz Baran, Amed’e seyahat halindeyken gözaltına alınıp, 11 Eylül günü tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Baran’ın sadece anne sütüyle beslenmesi gereken 6 aylık bebeği Rojvan’da, bir aydır annesiyle birlikte Mardin E Tipi Cezaevinde kalıyor.

Cezaevin ağır koşullarına daha fazla dayanamayan Rojvan, sıkça hastalanıyor. Geçtiğimiz günlerde yüksek ateşi çıkan Rojvan, babası tarafından cezaevinden alınarak hastaneye götürüldü. Burada tedavisi yapılarak tekrar cezaevine annesinin yanına götürülen Rojvan, geceleri soba ve kaloriferler yanmadığı için battaniyeye sarılıyor.

Hijyen koşullarının yetersiz olduğu cezaevinde, 45 kişilik koğuşlar kapasitenin üstünde, sağlıksız ve yetersiz. Rojvan bebeğin cezaevinde kalabilmesinin imkanı yok.

Cezaevinde pediatri uzmanı bulunmadığı için, pratisyen hekime muayene olan Rojvan’a verilen ilaçların hatalı olduğu tutsaklar tarafından fark edildi.

Anne Leyla Eleftoz Baran, cezaevinden gönderdiği mektupla tutuklandıktan sonraki süreci ve cezaevi durumunu anlattı.

Mektupta yaklaşık bir aydır 6 aylık oğlu Rojvan ile birlikte cezaevinde tutuklu olduklarını dile getiren Baran, şunları yazdı:

“Kuzenlerimin cenazesine katılmak için çıktığım yolda cenaze konvoyu engellenerek beni apar topar gözaltına alan askerler önce Hazro oradan da Mardin’e getirdiler. Bu yolculuk boyunca helikopter, ejder ve çeşitli zırhlı araçlara bindiren askerler sanki örgütün üst düzey elemanıymışım gibi ve yıllardır aranıyormuşum gibi bana yaklaştılar. Tüm bunların nedenini çıkarıldığım savcılıkta öğrendim. Meğerse ‘PKK silahlı örgütün’de yer alıyormuşum. Yani anlayacağınız ‘5 aylık bebeği olan bir gerillaymışım’. Böyle traji komik sorguda ayrıca üzerime atılacak suçlamalara bakacaksan tam o tarihte oğluma 5 aylık hamileydim. Yani sözde olayların geçtiği sırada, ‘hamile ve evli bir gerillaymışım’ bunu başka ülkede anlatsanız bu olay belki de fıkralara konu olur ama gel gör ki Türkiye’de yaşıyoruz ve maalesef yaşadığım bu ülkenin kanunları iddianamede yer alan sözde suçlamalara kanaat getirerek bana ve oğluma zindanı gösterdi. Evet, oğlumda benimle zindan yolu tuttu; çünkü suçlamaların zaman ve konumu nedeniyle en büyük suçlu o.

“Şimdi de bir aydır Mardin zindanında tutuluyoruz... 45 kişilik daracık bir koğuşta yetişkin bir insanın dahi yaşamakta zorluk çektiği bu alanda altı aylık bebeğim çeşitli zorluklar altında büyüyor. Isınma sorunu, yatak sorunu, yetersiz besin, sağlıksız yemekler, şaplı ve paslı su, kısıtlı süt ve sıcak su sorunu gibi türlü zorlukların yaşandığı bu dört duvar arasında ayrıca oğlumun gelişimi için en gerekli olan oyun alanı dahi yok. Tüm bunların yanı sıra siyasi tutsakların her sağlık sorununa ‘psikolojiktir’ deyip doktorun oğluma yazdığı yanlış ilaçlarıyla oğlumun sağlık sorunlarına cevap olamıyor. Çocuk doktorunun olmadığı bu zindanda oğlumu muayene eden pratisyen hekim altı aylık bebeğe 10 yaşındaki bir çocuğun kullanabileceği ilaçları verdi. Zamanında fark etmemiş olsaydım, bebeğimin sağlık durumu o ilaçlar yüzünden belki daha kötü olacaktı. Oğlum normalde çok sağlıklı bir bebekken hijyen sorunlarının yaşandığı bu zindanda sık sık yüksek ateşi çıkıyor ve çeşitli hastalıklara yakalanıyor.

Siyasi tutsaklara sıklıkla yaşatılan görüş kısıtlamalarına bebeğim de maruz kalıyor ve ayrıca bizim yaşadığımız hak ihlallerinin iki katına maruz kalıyor. 2 ayda bir yapılan açık görüş nedeniyle babasının yeteri derecede göremeyen bebeğim, bir saatlik kapalı görüşlerde ise camın öbür tarafında bekleyen babasına ‘tehlikeli’ görülerek verilmiyor.

21 yy. gibi bir dönemde bir insanın yaşamaması gereken bu zor şartlara karşı Türkiye’nin hiçbir yasası cevap olamazken hala bir türlü açılamayan iddianamemi bekleyerek oğlumla birlikte burada mücadele etmeye devam ediyorum. Bu süreçte bize destek olmak adına dayanışma gösteren kadınlara teşekkür ediyorum. Bir anne olarak böylesi bir dönemde özellikle kadınların dayanışmasıyla kendimde daha büyük bir güç hissediyorum. Her ne olursa olsun, her neyle suçlanırsam suçlanayım bir Kürt kadını ve bir anne olarak yaşadığım bu coğrafyada sonuna kadar haklı olduğumu biliyorum. Tüm yasaların aleyhimize olduğu bu coğrafyada sadece kamuoyunun duyarlılığıyla tüm baskılara cevap olunabileceğini biliyorum. Bu anlamda bana ve oğluma destek olunması adına kamuoyunda destek bekliyorum.”

...