Çiyager'in gözlerindedir özgür ülke

Çiyager'in gözlerinde öfke vardı, tepki vardı, isyan vardı. Gözlerinde bir gram korkuya rastlayamazdınız.

ÇIYAGER HÊVÎ

“Bir insanı anlamak istiyorsanız. Gözlerine bakın önce..”

Cihat Türkan, yeni doğan çocuklara bir özgürlük bir onur hikayesidir. O, dillere destan adıyla ‘Çiyager Hêvî'dir. Asi bir isyan, bir fikir, bir ideoloji ve bir inancın adıdır Çiyager Hêvî.

Üzerine çok söz söylendi çok şey yazıldı Çiyager’in. Anlatıcılar sözlerini tamamlayamadı, sözcükler yetmedi. Sur’un Fermandarı Çiyager...

Hakikatin izinde bir yürüyüştür Çiyager. Cesareti bugünlerden yarınlara taşınacak olandır. Kimi onu yüz binlerle ifade edilen Pers ordusuna karşı savaşan 300 Spartalı’nın komutanı Leonidas’a benzetti. Kimi Stalingrad’da efsanevi bir direnişçiye, kimi ise Vietnam’da savaşan bir fedai komutana... O, hepsinin izlerini üzerinde taşıyan komutan Egîd'in sureti olan Kurdistanlı bir komutandı. Çiyager, NATO’nun ikinci, dünyanın üçüncü büyük ordusu karşısında 60 yoldaşı ile görkemli bir direniş sergileyendi. Savaşın şiddetlendiği 28 Kasım 2015'ten 15 Mart 2016 tarihine kadar tam 107 gün boyunca süren tarihi Sur direnişinin efsanevi komutanı olarak kayıtlara geçti.

Öyle ki, tarihe bir not bırakıp “Sonuç ne olursa olsun muhteşem olacak” diyerek Kurdistan halklarına zulmedene karşı başkaldırıyı, zalime karşı çağdaş Kawa'yı, hegemonyaya karşı komünalizmi, inkara karşı isyanı, en önemlisi özgür bir ülke ve özgür bir halk gerçeğini işaret ediyordu. Ve Çiyager, Kürt halkının kendi özgür geleceğini inşa etmesinin önünde engel olanlara karşı halkının inkarının, yok sayılmasının ve soykırımına karşı kayıtsız kalmadan tarihine yaraşır bir özyönetim mücadelesinin  efsanevi komutanı olarak karşımızda durdu.

Bu efsanevi komutanın kayıtlara geçen her fotoğraftaki duruşu, tebessümü, öfkesi ve belki de en önemlisi gözlerindeki bakışı, kendisine dair o derin öykünün anlatımları oluyordu. İşte o kayıtlara düşen fotoğraflardan biri de Kürt bilge Ape Musa’nın katledilişinin yıl dönümü olan 20 Eylül 2004  yılında Amed’de çekildi.

Sevgi, emek, fedakarlık, direniş, yılmazlık, mertlik abidesi Çiyager…

Henüz öğrencilik yıllarında Kürt bilgesi Ape Musa’nın anma töreninde sessizliği bozan Çiyager...

Sessizliği bozuyordu, çünkü törenin etrafı yüzlerce polisle sarılmıştı. Gazetecilerin ellerinde yaşamını yitirenlerin fotoğrafları vardı. Polis slogan atılmasını istemiyordu. "Karanfillerinizi bırakın ve gidin" diyorlardı.

Sessizlik devrimcilerin, direnenlerin, mücadele edenlerin işi değildi. Faşist düzenin bekçi köpekleri "sessizce dağılın" diyordu.

Birinin sessizliği bozması gerekiyordu. Ve Çiyager, "Şehîd namirin, Bijî Serok Apo" diye slogan atması üzerine kitlenin haykırışı birbirine karıştı.

Çiyager ve arkadaşlarının tavrı, polisin dünyasını başına yıkmıştı. Hedefte Çiyager'i almak vardı. Polis, kitleye silah dipçikleri ile saldırıyordu.

Çiyager, on polisin ortasında kalmıştı ancak polislerin onu kontrol etmeye gücü yetmiyordu. Vücudunun tüm uzuvları ile direnişe geçmesi, onu gözaltına almak isteyen polisleri adeta çıldırtıyordu. Ve yaka paça almaya çalışırlarken objektifim Çiyager'in gözlerini yakaladı. 

Çiyager'in gözlerinde öfke vardı, tepki vardı, isyan vardı. Gözlerinde bir gram korkuya rastlayamazdınız. O karşısındakini iyi tanıyordu. Musa Anter’in katillerini iyi tanıyordu. Susturarak ezerek, parçalayarak, bombalayarak bir halkı yok etmek isteyen işkencecisini iyi tanıyordu. Gözlerindeki öfke, polisi çıldırtıyordu.

Çiyager fiziken alınmış ama duruşu ile korkusunu salmıştı düzen bekçilerinin üstüne. Sivil ve resmi polisler, Çiyager ve arkadaşlarını zar zor polis otosuna bindirebildi. Çiyager’in haykırışı sürüyordu.

Çiyager, Amed sokaklarını iyi tanırdı. O gün orada gördüğüm Çiyager'i daha önce savaşa karşı oluşturulan Canlı Kalkan hareketinde görmüştüm. Dicle Üniversitesi’nin koridorlarında başı dik, alnı açık, etkileyici ve karizmatik yürüyüşü ile, devrimci ruhu ile gördük.

2004 yılı çok ağır bir dönemdi Kürtler açısından. Doğru dürüst yaprak bile kımıldamıyordu. Mücadeleyi anlamayanlar, rantçılar, egoistler, fırsatçılar, çıkarcılar, oportünistler kol geziyordu ortalıkta. Sessizlik benimsenmişti sanki. Çiyager ve arkadaşları, bu sessizliği yırtan gençler oldu. 

Çiyager, Ape Musa anmasındaki gözaltı sürecinin ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için başlatılan ‘Öcalan siyasi irademdir’ kampanyasının öncülüğünü yapıyordu. Ve aynı yılın sonlarına doğru gözlerindeki o şahin bakışlarla, o susmayan, sinmeyen, aldanmayan ve aldatmayan o bakışları ile yönünü dağlara veriyordu.

Tam on yıl sonra dağlardan aldığı ruh ile o sessizliği bozan Çiyager, Amed Sûr'da 60 arkadaşı ile NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı, faşizme, eşitsizliğe karşı idealleri ve hayalleri için çıktığı yolda sessizliğe karşı kurşun yağdırıyordu. Çiyager’in gözlerindeki isyan, özgür bir ülke, özgür bir halk gerçekliği idi. Bugün Kurdistan dağlarında Çiyager'in, Nûdem'in, Mazlum’un, Senar’ın Sêvê’nin ve nicelerinin isyanı sürüyor. Çiyager'in gözleri bizi çağırıyor.