Şengal, 3 Ağustos 2014 yılında DAİŞ çetelerinin gerçekleştirdiği fermanla dünya gündemine girdi ve şimdi de yeni fermanlarla karşı karşıya. 3 Ağustos 2014 yılında göre resmi rakamlara göre katledilenlerin sayısı 1500 civarında. Ancak araştırmalara göre fermanda 5 bin kişinin DAİŞ tarafından katledildiği tahmin ediliyor. Bölge halkının anlatımlarına göre şu ana kadar 87 toplu mezar bulundu ve 36'sı açıldı. Şu ana kadar kayıp olan 2 bin 700 kişinin sağ mı ölü mü olduğuna dair bir bilgi yok.
Êzidî toplumu bugüne kadar 73 ferman ile yüz yüze kaldı. Yine fermanlarda katledilenlerin, sürgün edilenlerin ve kaybedilenlerin de sayısının ne kadar olduğuna ilişkin net bir bilgi yok. Êzidî halkına kendilerine yönelik soykırım saldırılarını ferman olarak tanımlıyor. En büyük saldırının 906 yılında yaşandığı biliniyor.
Bilinen fermanlardan bazıları şöyle;
Osmanlı paşaları zamanında Êzidî halkına yönelik 51 ferman olmuş. Bu fermanlarda bölgenin Arapları ve Müslüman Kürtleri de bu katliamlarda yerlerini almıştır.
* 1246'da Musul Zengi Atabeyi Bedreddin Lulu'nun Laleş'te yaptığı katliam.
* 16'ncı yüzyılda Osmanlı Şeyhülislamı Ebû Suûd Efendi’nin fetvası ve Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanıyla Şêxan'da Êzidîlere karşı başlatılan katliam.
* 1638 yılında Diyarbakır Valisi Melek Ahmed Paşa'nın Şengal'de gerçekleştirdiği katliam.
* 1650'da IV. Murad’ın fermanıyla Van Valisi Şemsi Paşa'ya Musul'da Êzidîlere karşı yapılan katliam.
* 1715'de Bağdat Valisi Hasan Paşa’nın Şengal'de gerçekleştirdiği katliam.
* 1733'te Bağdat Valisi Ahmed Paşa’nın Şêxan'da Êzidîlere yönelik katliamı.
* 1752'de Bağdat Valisi Süleyman Paşa'nın Şengal katliamı.
* 1732-33'te Nadir Şah’ın Surdaş ve Kerkük arasında Êzidîlere yönelik katliamı.
* 1733'da Celîlîlerin Zap kıyısında yaşayan Êzidîlere yönelik katliamları.
* 1735'te Nadir Şah'ın fermanıyla Mahabad, Saldûz ve Meraxi'deki Êzidîlere yönelik katliamı.
* 1742'te Nadir Şah’a bağlı Alî Takî Han’ın Saldûz'da Êzidîlerine yönelik katliamı.
* 1743'te Nadir Şah’ın Kerkük, Hewlêr ve Altunköprü'de Êzidîlere yönelik katliamı.
* 1743'te Nadir Şah’a Zap kıyısında Êzidîler yönelik katliamı.
* 1787'de Celîlîlerin Şêxan'da Denanî Êzidîlere yönelik katliamı.
* 1798'de Bağdat Valisi Yardımcısı Abdulaziz bin Abdullah Beg’in Şêxan'a yönelik katliamı.
* 1753-1800 yılları arasında Osmanlı paşalarının emirleriyle yapılan soygun, haraç ve köleleştirme saldırılarında gerçekleştirilen katliamlar. (Şengal, Şêxan, Musul ve bölgeyi kapsayan 6 büyük saldırının olduğu biliniyor.)
* 1809'da Bağdat Valisi Süleyman Paşa’nın Şengal'deki katliamı.
* 1824'te Bağdat Valisi Alî Paşa’nın Şengal Êzidîlerine yönelik katliamı.
* 1832-1834 yıllarında Soran Beyi Muhammed Paşa'nın (Mîrê Gewre (Büyük Mir) olarak da biliniyor) katliamları.
* 1835'te Musul Valisi Muhammed İnce Bayraktar’ın Şengal’e yönelik katliamı.
* 1836'da Reşîd Paşa’nın Şengal’e yönelik katliamı.
* 1837'de Hafız Paşa’nın Şengal’e yönelik katliamı.
* 1844 yılında Botan’daki Êzidîlere yönelik katliam.
* 1892'de 2'nci Abdülhamit'in Êzidîleri zorla Müslümanlaştırma politikası sonucu yaşanan katliamlar.
2007 YILINDA YAŞANAN FERMAN
Êzidî Kürtler, yakın tarihteki bir diğer soykırımı da 2007 yılında yaşadı. 14 Ağustos 2007 tarihinde Şengal'in Siba Şêx Xidir ve Til Izêr köylerine bomba yüklü 4 araçla düzenlenen saldırılarda 300'ü aşkın sivil katledildi. Katliamla ilgili herhangi bir soruşturma yapılmazken, saldırının o dönem Güney Kürdistan'da kök salmaya çalışan El Kaide bağlantılı Ensar El Süne isimli çete örgütü tarafından yapıldığı belirtildi. Ancak saldırıların içerisinde Türk istihbaratı tarafından Güney Kürdistan'da kurulan Irak Türkmen Cephesi (ITC) çetesinin de olduğuna dair çokça bilgi kamuoyunda yer aldı.
Güney Kürdistan'da ağırlıklı olarak Duhok'un Şêxan ile Musul'un Şengal ilçeleri ve bunlara bağlı nahiye ve köylerde yaşayan Êzidî Kürtler, 1975 yılında Baas rejimi tarafından zorunlu iskana tabi tutuldu. Fermanlardan dolayı her zaman Şengal dağını mekan tutan Êzidîler, 1975'te zorla dağ köylerinden indirilerek dağın eteğindeki Xanesor, Til Izêr, Sinûnê, Siba Şêx Xidir, Koço ve Dugurê gibi 15 köye yerleştirildi.
2003 yılında ABD'nin gelmesi ve Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi sonrası hazırlanan Irak anayasasının 140. maddesine göre Güney Kürdistan yönetimi ile merkezi Irak yönetimi arasında "tartışmalı bölge" olarak kalan ve 2007 yılında referandum yapılması öngörülen yerlerden biri de Şengal'di. Fakat referandum bir türlü yapılamadı. Ancak Şengal Kerkük, Celewla, Xaneqîn Xurmatû gibi yerlere nazaran KDP'nin fiili olarak tek başına yönetimi elinde bulundurduğu bir bölgeydi. Kentin "güvenliği" KDP pêşmergesi, asayişi ve Irak federal polisi tarafından sağlanıyordu.
73. FERMAN
2003 yılından sonra Şengal'e hakim olan KDP, Êzidî halkının inancını kendi çıkarları için kullandı ve daha sonra şêxlik sistemini destekledi. 10 Haziran 2014'te DAİŞ çetelerinin Musul'u işgal etmesiyle birlikte asıl tehlikeyi Şengal yaşadı. Êzidî halkına karşı son büyük ferman 2014 yılında yaşandı. Mezopotamya'nın bu kadim inancı, 3 Ağustos 2014'te DAİŞ çetelerinin hedefi oldu.
Şengal o dönem yönetim olarak Irak Merkezi Hükümeti'nin, güvenlik açısından ise Kürdistan Bölgesi'nin idaresi ve pêşmergenin koruması altındaydı. Saldırı gerçekleştiğinde Şengal, Irak hükümetinin idari kontrolü altındaydı ve güvenliğinden pêşmerge güçleri sorumluydu. Resmi rakamlara göre DAİŞ saldırısından önce Şengal'de 12 bin KDP pêşmergesi görev başındaydı.
DAİŞ saldırdığında Êzidî halkını koruyacağını belirten KDP, herhangi bir açıklama yapmadan 12 bin pêşmergesini geri çekti. Êzidî halkının DAİŞ'e karşı kendilerini savunma taleplerini görmezden gelen KDP pêşmergeleri, Êzidî toplumunu DAİŞ vahşetine terk etti. Yerel kaynaklara göre 2014 yılındaki saldırı sırasında Şengal'den 500 bin kişi göç etmişti. Resmi sayıya göre 360 bin kişi olduğu bildiriliyor. Bugün 250 bin Êzidî Irak, Türkiye, Suriye'nin farklı yerlerinde ve bir kısmı da Avrupa'da yaşamaya mahkum edildi.
O dönemde hayatını kaybedenlerin sayısını bilmek mümkün değil. Ancak resmi rakamlara göre bulunan cenazeler bin 500 civarında. Fakat araştırmalara göre fermanda 5 bin kişinin DAİŞ tarafından katledildiği tahmin ediliyor. Bölge halkının ifadesine göre şu ana kadar 87 toplu mezar keşfedildi ve 36'sı açıldı. O dönemde 7 bin Êzidî kadın ve çocuğun kaçırıldığı biliniyor. Bu kaçırılanlar dahil, 10 bin Şengallinin kaçırıldığı tahmin ediliyor. Kadınlar pazarlarda köle olarak satıldı ve insanlık dışı muamelelere maruz kaldılar. Ayrıca DAİŞ, kaçırdığı kadın ve çocukların inançlarını değiştirmeye zorladı.
DAİŞ çeteleri çocukları 'Müslümanlaştırdıktan' sonra kirli savaşlarında 'savaşçı' olarak kullandı. Êzidî halkının inanç merkezi yok edildi. BM'nin açıklamalarına göre; 2016 yılında 3 bin 200 Êzidî kadın ve çocuk hala DAİŞ'in elinde esir tutuluyordu. Bu süreçte 3 bin 500 kadın ve çocuk da kurtarıldı. 2020 yılında yapılan açıklamalara göre ise 2 bin 900 kadın ve çocuk kayıp. Bugün ise hala 2 bin 700 kişiden haber alınamıyor.
12 SUVARİ
Soykırımın en kötü olduğu dönemde, bir toplum yok olmanın eşiğindeyken, 12 süvari dağlardan gelerek Êzidî halkının çığlığına koştu. HPG, YJA Star ve YPG-YPJ güçleri Êzidî halkını DAİŞ çetelerinden kurtarmak için insani yardım koridorunu açtılar. Bu koridorda binlerce kişi Rojava'ya getirilerek DAİŞ katliamından kurtarıldı. Bu savaşta yüzlerce HPG-YJA Star gerillası ve YPG-YPJ savaşçısı şehit oldu.
DAİŞ'in bu vahşi saldırısı sırasında aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu binlerce kişi, 50 derecelik sıcaklıktan kurtulmak için Şengal dağına tırmandı. Açlık ve susuzluktan çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Bugün bile yüzlerce Êzidî hala dağın yakınındaki çadırlarda yaşıyor, çünkü tehdit duygusu henüz bitmedi.
Bütün bu katliamlardan ve fermanlardan sonra bir sonuç çıkarılmalıydı. Êzidî halkı Şengal'in özgürleştirilmesinden sonra devrim niteliğinde önemli kararlar aldı. Siyasi ve askeri alanda özerk örgütlenmesini oluşturmuştur. Bugün Şengal Halk Meclisi'ne ait YBŞ-YJŞ öz savunma güçleri var. Aynı zamanda 2015 yılında Şengal Özerk Yönetimi kuruldu. Kadın örgütlenmesi alanında ise Êzidî Kadın Özgürlük Partisi (PADÊ) temelinde çalışmalar yürütülüyor.