Amed Barosu, İstanbul Barosu yönetiminin iktidar yargısı tarafından görevden alınmasına tapki amacıyla açıklama yaptı. Baro binasında yapılan toplantıya İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri katıldı. 

'SİVİL DARBE'

Basın metnini okuyan Amed Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, Kuzey ve Doğu Suriye’de 2 gazetecinin hava saldırısı nedeniyle yaşamını yitirmesi ve bu saldırının protestolerı esnasında kolluk tarafından uygulanan orantısız müdahaleler sebebiyle İstanbul Barosu tarafından açıklama yapıldığını söyledi. İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararının sivil darbe olduğuna dikkat çeken Güleç,  kararın avukatlık mesleği ve hukuk düzenine karşı açık bir saldırı olduğunu ifade etti. Güleç, “Bu kararla birlikte baroların bağımsızlığını ortadan kaldırmak için her türlü baskı ortaya konmaktır. Bizler bu haksız uygulamaya karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz. Yargı bağımsızlığını savunmak herkes için gereklidir” dedi. 

TÜRKİYE'DE İLK

İstanbul Barosu’nun 147 yıllık tarihine atıfta bulunan Güleç, “1980’de baronun kapısına kilit vurulmuş ve dönemin baro başkanı tutuklanmıştır. Türkiye tarihinde baro başkanlarının, yönetim kurulu üyelerinin tutuklanmasına, haklarında davalar açılmasına şahit olduk ancak ilk kez bir baronun seçilmişleri üzerinden örgütlü yapısının hedef alındığını gördük” ifadelerini kullandı.

'HUKUK DEVLETİNE EN BÜYÜK İHANET'

Güleç son olarak şunları söyledi: “İstanbul Barosu’nun keyfi olarak hedef alınması hukuk devletine olan en büyük ihanettir. Ve hukukun çöküşünün kanıtıdır. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu kararından bir an önce geri dönülmesi gerekmektedir. Hiçbir müdahale bizleri hukukun ve adaletin savunucu olmaktan alıkoyamayacaktır. Amed Barosu olarak, hukuki süreçte İstanbul Barosu ile dayanışma halinde olacağımızı, barolara yönelik her türlü hukuk dışı saldırılara karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."