Erzîngan Newrozu'nda Önder Apo'nun çağrısı sahiplenildi
Erzîngan'da 8 yıl aradan sonra kutlanan Newroz Bayramı'na Önder Apo'nun tarihi çağrısı vurgu yaptı. Newroz kutlamasında tarihi çağrı sahiplenildi.
Erzîngan'da 8 yıl aradan sonra kutlanan Newroz Bayramı'na Önder Apo'nun tarihi çağrısı vurgu yaptı. Newroz kutlamasında tarihi çağrı sahiplenildi.
Erzîngan'da 8 yıl aradan sonra, Newroz, "Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk" şiarıyla kutlandı. Ulular Mahallesi’nde yapılan kutlamaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu ile çevre kentlerden gelen çok sayıda sivil toplum ve siyasi parti temsilcisi de katıldı.
Burada konuşan ESP’li Orhan Çelebi, Newroz’u kutladı. Barışın, demokrasinin sesini yıllar sonra Erzîngan’da yükseltmenin çok güzel olduğunu ifade eden Çelebi, “Mezopotamya halkları barış ve demokrasi için büyük bir mücadele veriyor. Bu mücadele 50 yıldır Mezopotamya coğrafyasında özellikle Kürtler tarafından, sosyalistler, yurtseverler tarafından büyük bedellerle ödeniyor. Halkımız hep birlikteydiler. Halaylarla, zılgıtlarla barışın sesini yükseltiler” ifadelerini kullandı.
‘ABDULLAH ÖCALAN'IN TARİHİ BİR MİSYONU VAR’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta gönderdiği çağrıya atıfta bulunan Çelebi, “İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’ın barışın inşa edilmesi, bu topraklara adil demokratik ve onurlu bir barışın gelmesi için başlattığı bir görüşme süreci var. Bir irade beyanında bulundu. Yıllardır süren bu savaşın son bulması, barışla sonuçlanması için bir adım attı. Önemli ve tarihi bir misyonu var çağrının ama görüşmenin üzerinden yaklaşık 1 ay geçmesine rağmen devlet yetkililerinden atılmış bir adım yok. Türkiye’de insanlarımızın yaşadığı acıların son bulması için, barışın emekçiler, işçiler tarafından da sahiplenilmesi gerekiyor. İktidarla yürütülen müzakerelerin sadece belirleyici olmaz, 85 milyonun bunu sahiplenmesi gerekiyor. Barış sürecinin adil, onurlu, demokratik şekilde sonuçlanması için hepimizin sorumluluk alması lazım” diye konuştu.
‘DEMOKRATİK TOPLUMU İNŞA EDECEĞİZ’
Emek Partisi (EMEP) MYK üyesi Orhan Kurul, “Newroz halkların özgürlük ateşini yaktığı gündür. Modern Dehak’lara karşı, ezilen milyonlarca Kawa’dır” diyerek, halkın Newroz’unu kutladı. Barışa taraf olunması gerektiğinin altını çizen Kurul, “Kürtler çok uzun süredir barışa taraf olduklarını belli ediyorlar. Kürtler barışın adı geçtiği anda elini uzatıyor. Uzatılan eller bir kez daha geri çevrilmesin. Bu sürecin Kürt halkların eşit hakları temelince bir çözümü için her birimize sorumluluk ve görev düşüyor. Biz bunun için elimizden gelen sorumluluğu yerine getireceğiz ama bu sorunun çözümü el uzattıktan sonra baskı uygulayarak olmaz. Silahın susması için demokratik çözüm için bir fırsat. Ancak devlet buna faşizan uygulamaları arttırarak karşılık veriyor. Sorunlarda, baskılarda ısrar ederek, Kürt sorununu çözmezsiniz. Tek gücümüz inancımız, biziz. Baskıcı iktidara karşı birlikte mücadele ederek kazanabiliriz” dedi.
Dersim Milletvekili Ayten Kordu ise, “Sayın Öcalan’ın barış çağrısıyla demokratik toplumu muhakkak inşa edeceğiz. Barışı isteyen bütün halktan, kimlikten insanlarla eşit bir yaşamı o barış çağrısı etrafında kenetlenerek, demokratik toplumu hep birlikte inşa edeceğiz” diye kaydetti.
'HALKIMIZ SUÇ SAYILAN DİLİNİ KULLANMAKTAN VAZGEÇMİYOR'
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, yaşanan krizleri hatırlatarak, “Sizin inanç, kimliğiniz suç ilan edildi ama Kürdistan’da bir bütün halkımız o suç sayılan dillerini, kimliklerini kullanmaktan vazgeçmiyor. Anadilimizle kullandığımız her kelime emin olun bir direniş” diye kaydetti. Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaja dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Sayın Öcalan’ın 26 yıllık tecride rağmen İmralı’dan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ gönderdi. Bu ülkenin en derin problemi Kürt sorunudur. Kürtlerin terörist, kadınların köle ilan edildiği böyle bir sisteme mecbur bırakılıyoruz. Kadınlar ‘Jin, jiyan, azadî’ diyerek duvarları yıktı, Aleviler eşit yurttaşlık hakkı için söz kurarak duvarı yıktı, Kürtler dünyaya yayıldı, sel oldu, aktı özgürlük ve direniş mücadelesiyle. Bu mücadelenin toplumda nasıl ortaklaştırılacağını konuşacağız şimdi. Çağrı var, demokratik siyaset var. Nedir bu? Savaşın, yolsuzluğun, yalanın, talanın olmadığı bir siyasettir. Demokratik siyaset çağrısı bütün Türkiye’ye. Bu çağrı tüm halkların kendi kimliğiyle, diliyle mücadelesiyle yaşayabilmesi içindir. Kim karşı çıkıyor buna? Toplumsal kesimlerden hiç kimse ama iktidarlar bunu istemiyor, istemeyecek. O yüzden gelen çağrı en çok halka, kadınlara, gençlere, demokrasi mücadelesi yürütenlere. Bu çağrı yeni yüzyılın bir inkar, zulüm yüzyılı değil, toplumun kurucusu olduğu demokratik eşit yaşamı tarif ediyor. Bu yüzden çağrı çok kıymetli” diye belirtti.
‘SAYIN ÖCALAN'IN ÇAĞRISINI BÜYÜTME ZAMANI’
Gelen çağrıya karşılık devlet kanadından hala ses çıkmadığını söyleyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Herkes ‘samimiyiz’ diyor, bekliyor. Böyle olmaz. Somut adım istiyor halk. Bu somut adımı isteyeler; zulüm politikalarına karşı özne olduğumuz bir dönemdeyiz. Onlar ne kadar belirsizliğe ve güvensizliğe vuracaksa biz o kadar çok sahip çıkmalıyız” dedi.
Devletin somut adımlar atmadığı gibi başka operasyonlar gerçekleştirdiğine dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, hem İstanbul’da kent uzlaşısının hedef alınarak gerçekleştirilen gözaltı operasyonlarına hem de Türkiye’nin SİHA saldırısıyla katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ile Nazım Daştan’ın katledilmesine ses çıkaran İstanbul Barosu yönetiminin görevden alındığını hatırlattı. Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bütün bu zulüm politikalarına atalarımız maruz kaldı, şimdi biz yaşayalım istediler. Yaşamayacağız, ne yaşayacağız ne de halklarımıza yaşatacağız. Şu an bir dinamik var, şimdi o dinamiği Sayın Öcalan’ın çağrısıyla büyütme zamanı” dedi.
Daha sonra yakılan Newroz ateşi etrafında halaya duruldu. Kutlama boyunca, “Jin, jiyan, azadî” ve “Newroz pîroz be” sloganlarının atıldığı Newroz, Kovancılar Berçem Müzik Grubu’nun seslendirdiği şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.