Kürt halkı yüz yıla yakın bir süredir kendisini soykırımın pençesinden kurtarmak için mücadele ediyor. Bu uğurda ağır bedeller verdi, veriyor, verecek.
Kürt Halkı birçok isimsiz kahramanı verdi bu toprağa, vermeye devam ediyor. 50 yıla yakın bir süredir de Kürdistan Özgürlük Mücadelesiyle on binlerce şehit ile bu mücadelesini sürdürüyor.
Önder Apo şehitleri tüm gelişmelerin kaynağı olarak gördü ve onlara öyle sahip çıktı. Her şehit yeni bir gelişmenin müjdecisi oldu.
Önder Apo'nun şehitler gerçeği üzerine yaptığı değerlendirmeyi sizler için hazırladık.
Parti tarihinin aynı zamanda bir direniş ve bu direniş şehitlerinin destansı gelişim tarihi olduğunu belirten Önder Apo; "Şehitlik gerçeği kadar bir halkı etkileyecek, onu hayati çıkarları konusunda bilince ulaştıracak, tarihi yaşamında yer edecek, başka bir gerçek yoktur. Bunun kadar değerli bir olguyu düşünmek mümkün değildir. Bir hareket açısından onun ne kadar ciddi olup olmadığını kanıtlayan şey; bir yandan şehitleri olduğu kadar, diğer yandan da ona doğru temelde bağlılığı hayata geçirmektir, onu bütün değer yargılarının temeline oturtmaktır" demektedir.
YÜCELİK OLARAK ARTAN SAYIDA BİR ŞEHİTLER LİSTESİ
Önder Apo ulusal direniş tarihinin gelişiminde Parti öncülüğünün rolünün belirleyici olduğuna dikkat çekmekte ve devamla şunları belirtmektedir; "Parti öncülüğünün oluşumunda da Parti şehitlerinin rolü esastır. Bugün, öncülüğün savaşımında başarıyla çıkmış ve halk savaşımının her yönüyle gelişme dolu bir dönemine girerken, bu gerçeklerimizin derin bilinciyle hareket etmek, geçmişin doğru değerlendirilmesi kadar, geleceğin sağlam inşasının da temel görevlerimizdendir. Sürekli muhtaç olduğumuz, hareketimizi besleyen ana kaynakları kurutmamak, bunu boşa akıtmamak, ulusal kurtuluşun beslenmesine sürekli akıtmaktır. Burada en başta gelen kaynak da şehitlik olgusudur. Belki de hiçbir hareketin tarihinde görülmediği kadar Parti tarihimizde hem uzun bir süreyi kapsaması, hem de yücelik olarak artan sayıda bir şehitler listesine sahibiz."
Çok az hareketin cesaret ettiği bir savaş türünü, öncünün somutunda yürüttüğünü belirten Önder Apo bunun neden böyle olduğu Kürdistan tarihinin gerçeklerinden aranması gerektiğini dile getirmekte ve şöyle devam etmektedir; "Bu tarih eğer zifiri karanlığa gömülmüşse, direnmenin en sıradan emareleri bile köreltilmişse, böylesine bir karanlıkta yaşama kaçınılmaz bir kader olarak benimsetilmişse yapılması gereken bu uğursuz zemini parçalamak ve yaşam gözeneklerini açmaktır. Buna denk gelen mücadele, öncünün savaşımı biçiminde karşımıza çıkar. Tarihi başaşağı gidişten özgürlüğe yönelmek, toplumu çürümüş ve nefes alamaz duruma getirmiş urlarından temizlemek, ancak bu mücadeleyle mümkündür."
KAHRAMANLAR GEÇMİŞİN AĞIR YÜKLERİNDEN KURTULMA GÜCÜNÜ GÖSTERİR
Önder Apo; "Tarihin bir döneminde kahramanca çıkışlara ihtiyaç gösterildiğinde ortaya çıkan bireylerin yol açtığı sonuçlar çok büyüktür. Direnişleriyle kendilerinden sonra örgütün ve halkın oynayacağı rolü gösterirler. Bu direnişçilik örgütlerin oluşumunda, halk direnişinin gelişiminde ayrılmaz bir temeli teşkil eder. Böylesi bireylerin şahsında ulusların ve halkların ayağa kalkması mümkündür" değerlendirmelerinde bulunmaktadır.
Kahramanların geçmişin ağır yüklerinden kurtulma gücünü, cesaretini gösterip geleceğin fethini her yönüyle temsil eden kişilikler olduğunu söyleyen Önder Apo; "Köleliğin toplumu her türlü yaratıcılıktan uzak tuttuğu, derin bir sessizliğe ve çürümüşlüğe terk ettiği bir dönemde, böylesine bir ortamı kahramanca eylemlerle sarsmak, yeni güçleri ortaya çıkarmak açısından hayatidir" demektedir.
Devamla; "Biz şöyle bir tanımlama geliştiriyoruz; bireylerin anısını örgütlemek ve halk hareketine dönüştürmek gereklidir. Eğer bu olmazsa, bu tip kahramanlıklar kaybolup gidebilir, tarihte etki bırakmayabilir" noktalarına dikkat çekmektedir.
"DOĞRU GÖRÜŞLER, UĞRUNDA FEDAKÂRLIKLAR GÖRMEZSE, HALK TARAFINDAN BENİMSEMEZ"
"Biz, bu kahramanlıklara bağlılığı devrimci örgütlenmeyi gerçekleştirmede gördük" diyen Önder Apo Hareketin oluşumunda ilk direniş kahramanlarının şehadetinin tam tamına böyle olduğunu ve Haki Karer ve Halil Çavgunlardan başlayan bu sürecin daha sonra zincirlemesine geliştiğini belirtiyor ve devamla; "Bu gelişim aynı zamanda PKK'nin oluşum tarihidir. Hangi oluşum olursa olsun, böylesine değerli şehitleri olmazsa güçlü ve sağlıklı gelişemez. Altında böylesine değerli direniş kahramanlarının kanı yatan, anısı yatan bir hareket, eğer sağlıklı bir biçimde oluşursa, ileride halk hareketinde zaferde dahil her türlü özgürlük gelişimine tanık olması işten bile değildir" demektedir.
Doğru ideoloji, ancak uğruna böyle savaşanların varlığı halinde anlam kazanacağına dikkat çeken Önder Apo; "Doğru görüşler, eğer uğrunda böyle fedakârlıklar görmezse, halk tarafından benimsemez" sonucuna ulaşmaktadır.
Önder Apo devamla; "Bir fikir ne kadar doğru olursa olsun, eğer mensupları tarafından gerektiğinde hayatını verecek kadar bir fedakârlığı yaratmamışsa, o fikir sönmeye mahkûm olur. Öncüyü, adına layık bir biçimde oluşturmak, daha sonra onların anısına bağlılığı sağlıklı ve yerinde sürdürenlerin atılımı için de şarttır. Kendi sorumluluğumuz altında şehitlere derinden bağlılığı sürekli devam ettirdik. Onların anılarını bütün gelişmelere hakim kılarak öncüyü daha üst düzeyde bir atılıma götürdük" belirlemelerinde bulunmaktadır.
"ŞEHİTLERİMİZ BÜYÜK AİLEMİZİN EVLATLARIDIR"
Ulusal direnişi dönülmez kılan kazanımlarıyla, tarihi baş aşağı bir gidişten bir yükselişe tırmandıran, halkın milyonlarcasını daha şimdiden ulusal savaşımın içine çekmekle kalmayan, uluslararası alanda da Kürt halkının şerefli bir aile olarak yerini alması için ardına kadar yolları açan bir dönemden geçildiğini belirlemesinde bulunan Önder Apo; "Bu dönemin oluşmasında, şüphesiz en başta şehitlerimizin varlığına borçluyuz. Bu dönemde gerçekleşen şahadetler, her türlü zayıflığı ve olumsuzluğu aşarak yükseldiği ve binbir yerinden yaralanmış insanımızı güçsüzlük ortamından çıkarıp sağlam direnişçiler haline getirebildiği için kahramanlık dönemini yaratan şehitlerdir. Eğer bu şahadetler her koşul altında direnmeyi mümkün kılarak, halkı her türlü direnmenin içine çekmede bir köprü rolü oynamışlarsa, bu şahadetlerin tarihteki rolü çok daha belirleyici ve kesindir" vurgusunu yapmaktadır.
"O zaman geriye onlara sahip çıkmak kalıyor. Parti şehitlerine sahip çıkmak da, Parti teorisidir, Parti siyasetidir. Ve diyoruz ki, onların anılarına bağlı yaşam da bu yaşamdır" diyen Önder Apo; "Şehitlerimiz büyük ailemizin evlatlarıdır. Onların uğruna şehit düştükleri amaç sonuna kadar özümsenmedikçe, kanlarıyla kanıtladıkları amaçlar bizde tam anlamıyla yaşanmadıkça kendimize "iyi bir PKK'liyiz" demeyeceğiz" deyip 'şehitlerimizin mirası ne kadar özümsendi?' sorusunu sormaktadır.
İNTİKAMIMIZ BİLENMİŞTİR
Yürünmesi gereken yollar da düzleşmiştir. Şehitlerimiz yürüyeceğiniz yollardaki engelleri kaldırdılar. Son olarak; "Onların fedakârlık ve cesareti, kör olanı bile yürütecek kadar kudretlidir. İskelet haline gelmişler bile canlanabilir. Daha düne kadar "öldü, bitti" denilen bir halk, şehitlerin yürüyüşüne bakarak karar veriyor. Ölüm nerden gelirse gelsin, tek bir metelik kadar değeri yoktur. Böyle bir girişin sahipleri için engel, korku ve çıkar diye bir endişe olamaz. Şehitlerimiz, kanlarıyla kızıl bir şerit gibi akıp gidiyorlar. Her düzeydeki kahramanca direnişlerimiz, yüksek bir moral gücü veriyor. Halkımız her zamankinden daha fazla bu dönem için sağlam bir dayanak ve destek durumuna geçerek bize güç veriyor. O halde, tüm bunlar önümüzdeki dönemin başarılı geçeğini gösteriyor" belirlemelerini yapan Önder Apo daha gelişkin ve gerçekçi planlamalarının söz konusu olduğunu, bunların hayata uygulanması için daha fazla iddia ve imkanların söz konusu olduğu, bunların değerlendirildiği takdirde şehitlerin anısına yüksek bağlılığın gösterilmiş olacağını, onların kaybından duyulan derin acıyla, intikam ruhunu esas alarak yola çıkılacağına ve aynı zamanda sağlam bir pratik uygulamayla karşılık verileceğine dikkat çekmekte ve "Bu konuda sabırlı ve olgun davrandık, ama bu demek değildir ki, intikamımız bilenmemiştir" demektedir.