Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Genel Sözcüsü Ali Kenanoğlu, TBMM’ye iletmek üzere başlattıkları “Barış İçin 1 Milyon İmza” kampanyasına ilişkin konuştu.
‘TOPLUMDA BARIŞ TALEBİ YÜKSELTİLMELİ’
Ali Kenanoğlu şunları söyledi: “1 Ekim’den bu yan adı konmamış bir sürecin girişimini yaşıyoruz. Bu süreci en fazla siyasiler konuşuyor. Biz de tam bu süreçte HDK olarak, bir toplumsal alan örgütlenmesini hedefleyen; demokratik kitle örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, demokrasi mücadelesi yürüten kişilerin ortak mücadele platformu olan HDK, bu meselenin toplumsal bir mesele olduğunu, barış talebinin sadece siyasilerin inisiyatifinde yürütülmemesi gerektiğini, toplumun barış talebini yükseltmesi ve bu talebe sahip çıkması üzerinden bir imza kampanyası başlattık. Şüphesiz, rakam semboliktir. Rakam üzerinden hareket etmektense, bu kampanyada toplumun tüm katmanlarına ulaşıp barışın ne denli önemli olduğunu aktarmaya çalışacağız. Toplumun barış talebini dillendirmesini, sahiplenmesini, bu konuda ısrarcı olmasını hedefliyoruz. Kampanya kapsamında birçok bölgede; Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ve Trakya bölgelerinde buluşmalar meydana getirmek, yöre dernekleriyle, ekoloji örgütleriyle, inanç gruplarıyla meslek örgütleriyle, sendikalarla, toplumun çok farklı katmanlarıyla yan yana gelerek bu savaş ve çatışma politikalarının topluma verdiği zararı anlatıp, barış talebinin yükseltilmesinin çağrısını yapacağız. Şunu çok iyi biliyoruz ki; en kötü barış, en iyi savaştan iyidir. Şüphesiz, çatışmalı dönemlerde insanlar, çocuklarını kaybetme riskiyle karşı karşıyalar ve bu riski herkes can evinde yaşıyor.”
Savaş siyasetinin topluma nasıl yansıdığına dikkat çeken Kenanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumun belli katmanlarında, ekonomik açıdan bu süreçlerin acısı çekiliyor. Merminin fiyatının sorulduğu bir yerde, siz ekmeğin fiyatını soramıyorsunuz. Dolayısıyla asgari ücret niye böyle oldu, emekli maaşı niye bu kadar düşük oldu gibi meselelerde savaş politikalarından kaynaklı güvenlikçi politikaların oluşturduğu bütçeler doğrudan etkili oluyor. Bütün bunları toplumla paylaşmak ve toplumun barış ihtimalini sahiplenmesini, kendi geleceğinin tahayyülünü siyasilerin insiyatifine bırakmamasını hedefliyoruz.”
‘İKTİDAR MASAYA ZORUNLU OTURDU’
Halkın, iktidarın samimiyetini sorguladığını ifade eden Kenanoğlu; “1 Ekim’den bu yana sürdürülen bu barış girişimi sürecinde, devletin samimiyeti meselesi tabii ki sorgulanan bir mesele. Topluma gittiğimizde, tedirginliklerini, kaygılarını ve öfkelerini dile getiriyorlar. Bir barış sürecinden, bir çözüm sürecinden bahsediliyor; ama bir taraftan kayyumların atandığı, operasyonların yapıldığı, gözaltıların yapıldığı bir ortamda nasıl bir barıştan bahsedeceğiz söylemleri sık sık ifade ediliyor. İnsanlar bize, ‘devlete, iktidara güveniyor musunuz?’ gibi sorular soruyor. Şüphesiz orası bir pazarlık masası. Bu anlamıyla, bir güven ilişkisinden öte, iktidarın zorunlu olarak, bölgesel gelişmelerden kaynaklı olarak masaya oturduğu belli. Bu hedefler karşısında Kürt siyasetçilerinin de gündemleri söz konusu. Yüz yıldır süren Kürt sorununa ilişkin talepler var. Bu taleplerin ne oranda karşılanacağı ne ölçüde karşılıklı taviz verileceği bu süreçte belirlenecektir” diye konuştu.
‘BARIŞ İHTİMALİNİ BÜYÜTECEĞİZ’
Ali Kenanoğlu, HDK ve bileşenleri olarak bu sürecin belirleyicisi olmadıklarını ama bir ihtimal de olsa sürece katkıda bulunmak için mücadele edeceklerini belirterek şunları söyledi: “Sürecin tarafları bellidir. Silahı bırakacak olanlar, çağrı yapacak olan bellidir. Biz bu süreçte sadece barışa hizmet etmek adına elimizden ne geliyorsa onu yapmaya hazırız. Samimiyet meselesi ise bugünden görebileceğimiz bir yerde değil. Ama altını çizmek gerekirse, bu, çok istenerek oturulmuş bir masa değil, bu nedenle karşılıklı pazarlık olur. Biz kendi cephemizden, barış savunucusu olarak, barış ihtimali yüzde 1 bile olsa, onu büyütmek adına mücadele edip büyütmeye çalışacağız. Toplumunun barış ve huzur içinde yaşayabileceği, kimsenin ötekileştirilmediği, asimilasyona uğramadığı, dilinin ve inancının yok sayılmadığı bir cumhuriyeti oluşturmak için mücadele edeceğiz.”