Bu öykü Rustemê Kamyaran’ındır

Tarihe bir yiğitlik öyküsü daha geçmiştir Kürdistan dağlarında. O da Rojhilat’ın Kamyaran bölgesinden bir köyde doğan Rustemê Kamyaran’ın öyküsüdür.

Anlatmak boynumuza borç olarak kalıyor. Zira yolunuzda hem devam etme sözü hem de anlatma görevimizi yerine getireceğiz. Mayıs soğuk oluyor. Soğuğu bir rüzgar Doğu’dan getiriyor. Doğu’nun yanmış tenlerinin kokusu var üzerinde. Soğuk oluyor. O soğuk yiğitlerin yurdundan geliyor. Yiğitlerin yanmış teninin kokusunu taşıyor. Bu soğukluğunda tanıklığına şahitlik edip yaşıyorum. Esen rüzgar da yanmış tenlerin kokusunu alıp da yaşıyorum.

Öyle bildiğinizi sanıp sonra duyguları tekrar yaşamak, anımsamak, yürüyüşünü, gülüşünü, konuşmalarını, bakışlarını, kızışını, ağlayışını, üzülüşünü, sevincini anlatmak, yazmak hiç de kolay olmuyor. Bu bir mücadeledir, bu mücadelede nice yiğitler çıkacaktır.

Geçen yılın en son Nisan’ın 15’inde ayrılışımıza kadar geçirdiğimiz günleri gözlerimin önünde film şeridi gibi geçiriyorum. Bir öykü düşüyor kitaplara. Öyküyü yazan, öyküyü yaşayan bir savaşçıdır. Savaşçı beyaz atını çok sever. Savaşçı atına yakışan renkli renkli iplerle örer kuyruğunu ve saçlarını… Onu savaşına gidiş gününe hazırlar. Ona sırrını söyler. Ona düşmanını söyler. Ona düşmanın üzerine gideceği günü söyler. Ona düşmanın üzerine gideceği günün ne kadar büyük bir gün olacağını söyler. Onu büyütür, yıkar, besler ve hayallerinin gününe hazırlar.

HAYALİNİ PKK’DE BULUR

Tarihe bir yiğitlik öyküsü daha geçmiştir Kürdistan dağlarında. O öykü Rojhilat’ın Kamyaran bölgesinden bir köyde doğan Rustemê Kamyaran’ın hikayesidir. Yiğit, kahraman ve delikanlı Rustem, hayallerine özgürlük bulaşmıştır. Bu hayalinin peşine düşer. Hayalini 2013’te Şaho dağlarında PKK’de bulur. Önder Apo’nun fikir ve felsefesinde bulur. Hayallerinin gerçekleştirebileceği yer olan dağlar ve gerilla olur Rustemê Kamyaran’ın. Rustem ismini almasının iki öyküsü vardır ona göre. Rustem, Kürt ve Kürdistan tarihinde yiğit bir savaşçıdır. Rustemê Zal olarak tarihte yerini almıştır. Korkusuzdur, öç alır, ser verip sır vermeyendir. İkincisi ise 2011’de Xakurkê’de işgalci-faşist TC’nin hava saldırısında şehit düşen Şehit Rustem’dir. Şehit Rustem de bir PKK gerillası olarak yıllarca Kürdistan dağlarında savaşmış, mücadele etmiş, Önder Apo’nun fikir ve felsefesini yaşayan bir derviştir. Rustemê Kamyaran bu iki tarihi kişiliği örnek alarak, özgürlük mücadelesinde Rustem adını almıştır.

ÖN CEPHEYE GİTMEK İSTİYORDU

Adını aldığı iki tarihi kişilik gibi yaşamak, özgürlük mücadelesindeki katılımı için sürekli olarak kendiyle bir savaş vermiştir. Bu savaşın bir dönemine tanıklık ettim. O dönemde onu tanımak benim için anlamlı bir dönem olmuştu.

Rustem, katılımını anlamlandırmak için kendinden başlayarak, her şeyi sorguluyordu. Sorgulama temelinde anlamak ve anlamlandırmak için çaba sarf ediyordu. Savaşı, özgürlüğü, mücadeleyi ele alıp, işgalci-soykırımcı TC’ye karşı ön cephede savaşmak için öneri yapıyordu. Kişiliğinde eksiklikleri sorgulayan Rustem, kendisini doğru tanımlama, doğru yorumlama ve bu temelde bir anlama kavuşturma konusunda yeteri düzeyde bir çabanın sahibi olabildi.

YAŞAMI EMEKLE ÖRGÜTLÜYORDU

Yaşamı biz geride kalanlara hatırladıkça mutluluk veriyor. O yaşamı ciddi yaşayanlardandı. Yaşamı emekle örgütleyip, doğru yerde doğru zamanda konumlanabiliyordu. Bunu sürekli yapıyordu. En küçük bir değere de ciddi yaklaşır, onu ele alırken nasıl geldiğini düşünebiliyordu. Bunu yaşam pratiğiyle de ortaya koyuyordu. Rustem, yıllarca Kürdistan dağlarında kuryelik de yapmıştı. Bu kuryelik sürecinde sırtında yoldaşları için kimi zaman un, kimi zaman silah taşımıştı. Bunu yıllarca ne tehlikeler pahasına olursa olsun yoldaşları için büyük bir emek ve sabırla yapmıştı. Bu nedenle yaşamda emeğe yaklaşımı ciddi ve örnekti. Bu nedenle yaşamda emek verdikçe, coşkusu, katılımı yüksek bir düzeydeydi. Her şey için bir çabası ve emeği vardı. Latinceyi öğrenmek için bile çok kısa bir süre zaman ayırdıktan sonra öğrenmeyi başarmıştı. Zeki, çabuk öğrenebiliyordu.

MAYIS ŞEHİTLERİNE KATILDI RUSTEM

Rustemê Kamyaran, 2013’te Şaho dağlarında özgürlük mücadelesine adım atıp Kürdistan’ın birçok bölgesinde, dağlarında önemli görevler alıp başarıyla yerine getirdi. Nisan 2021’de de yönünü işgalci faşist Türk devletine karşı savaşı geliştirmek için Xakurkê’ye verdi. Xakurkê’de Birlik Komutanı olarak görev ve sorumluluklarını yerine getirmek için mücadele verdi. Henüz bir yılı dolmuşken, kendisinin komuta ettiği eylemde işgalci-soykırımcı Türk ordusuna vurduğu darbeden sonra üç yoldaşıyla birlikte Mayıs 2022’de şehadete ulaştı.