Yazar, Gazeteci ve Siyasi Gözlemci Hasan Cudi, Belarus sınırındaki Kürt göçmenlerin durumunu ve Kürdistan’ın değiştirilmek istenen demografisini ANF’ye anlattı.

Cudi, Güney Kürdistan’daki iktidar sisteminin krizi de aştığını belirterek, durumun korkunç bir hale geldiğini vurguladı. Cûdi, şunları söyledi:

“Bu durum ekonomik sistem, iktidar ve topluma de etki etmektedir ve toplum kaosla yüz yüze kalmaktadır. Buna karşı olan sistem sadece çaresiz değil, belki de gözünü felaketlere kapatmaktadır. Bu yüzden toplum da bir tavır olarak göç etmeyi seçmiştir, çünkü göç etmek de bir tavırdır. Çünkü iktidar son üç senede yönetim ve ekonomi sistemini viran etmiş, toplumsal ilişkiler çürümüş, Kürt karakterinin heybetini yıkmıştır. Öyle bir iktidar var ki 45 sene boyunca Türk devletinin asker üslerini Güney Kürdistan topraklarına taşımış, suçsuz yüzlerce aktivist ve gazeteciyi cezaevine atmıştır. Şüphesiz ki toplum da bu zulme karşı tepkisini ortaya koymaktadır. Seçimlere katılım oranı yüzde 18’lerde kalmıştır, yarısından çoğu da iktidara oy vermemiştir. Eski seçimler ve referandum örneğinde de görüldüğü üzere, katılım oranı yüzde 35 olmuştur. Bu oranın yarısı da oy kullanmamıştır. Bütün bunlar toplumumuzun iktidar sistemine karşı belirttiği tavır ve tutumdur."

‘GÖÇERTME KÜRDİSTAN DEMOGRAFİSİNİ DEĞİŞTİRME SİYASETİDİR’

Cudi, ortada demografiyi değiştirme siyasetinin de olduğunu ve özellikle Türkiye’nin bu durum üzerinde çalıştığını belirtti. Cudi,  “Gençlerin göçertilmesi ve demografinin değiştirilmesi, sistematik bir şekilde uygulanmaktadır. Türkiye bölgedeki birkaç gücün desteğiyle gençleri göçertmek istemekte ve göç ettirilen Kürtlerin yerine de Sünni Arapları yerleştirmek istiyor. Türkiye bu amacı için ajan ve kaçakçı ağları kurarak, gençleri dalgalar halinde Avrupa’ya göndermekte ve bununla birlikte demografiyi değiştirmektedir. Yurttaşların göç etmesinde iki sebep var, birincisi Güney’deki iktidara karşı olan bir tavır, ikincisi ise bölgenin demografinin değiştirilmesidir” dedi.

'GÖÇ EDENLER DE YURTSEVERDİR'

Göç edenlerin yurtseverlikten uzaklaşmış insanlar olduğu iddiasına ilişkin Hasan Cudi, aksine Güney toplumunun yurtsever olduğunu, göç eden gençlerin de yurtsever olduğunu söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Göç yoluna düşenler hakkında 'yurtsever değiller' demek çok yanlıştır. Ancak Güney Kürdistan toplumunun yüzde 95'i Güney iktidarından rahatsızdır. Var olan iktidar zalim, gerici ve adaletten uzak, işgalcilerin hizmetine giren bir kesimden oluşuyor. İşgal altında yaşamayı kabullenmeyip göç eden insanlar kuşkusuz yerinde yurduda kalarak iktidara karşı mücadele etseydi daha iyi olurdu. Ancak yaşanan bu göç Güney Kürdistan iktidarına karşı itirazın sadece belli bir kısmını oluşturuyor, iktidardan rahatsız olan toplumun çoğu yerinde bulunuyor."

'İKTİDARIN BİR KURUŞLUK DEĞERİ YOK'

Hasan Cudi, iktidarın senaryolarına işaret ederek, "Güney Kürdistan'da genel anlamda trajedi yaşanıyor. Güney iktidarı doğruyu dile getireceğine, bu duruma çözüm bulacağına senaryo oluşturmakla meşgul, ancak yetkililerin konuşmasının bir kuruşluk değeri bulunmuyor. Kimse onlara inanmıyor" diye konuştu.

'AVRUPA BİRLİĞİ İLE AMERİKA KÜRT GÖÇÜNDEN SORUMLUDUR'

Konuşmasının devamında batılı devletlerin Kürt göçündeki rolüne dikkat çeken Cudi, şu tespiti yaptı: "30 senedir Güney Kürdistan'daki zalim iktidara destek olan ve halka yönelik baskılara karşı sessiz kalan Avrupa devletleri de göç siyasetinde taraftır. Avrupa Birliği yaşanan bu sorunda suçludur, dolayısıyla kendisini sorgulaması gerekiyor. Amerika ve Avrupa Güney Kürdistan'daki var olan iktidara arka çıktığı sürece göç sorununun devam edeceğini bilmeleri gerekir. Çünkü halk zorba iktidarla yaşamak istemiyor. Batılı ülkelerin Güney Kürdistan iktidarının ihlallerini görmezden gelmemeleri gerekir."

BELARUS 'KÜRT KARTINI' AVRUPA BİRLİĞİ'NE KARŞI KULLANIYOR

Hasan Cudi, konuşmasının sonunda Belarus'un da Kürtlerin içinde bulunduğu durumu kendi çıkarları için kullandığını söyleyerek, "Güney Kürdistan'daki göçmen sorununda sorumluluğu olan Belarus, Kürtlerin içinde bulunduğu olumsuz durumu Avrupa Birliği ülkelerine karşı kendi çıkarı için kullanıyor. İşgalci Türk devleti gibi Belarus da göçmenleri Avrupa Birliği'ne karşı kullanıyor. Göçmenler de Belarus-Polonya sınırında bulunan ormanlarda bu siyasete kurban ediliyor" diye konuştu.