Bulutlar etrafını sarmış güneşin. Ama çıkmaya niyetli ve ısrarcı gibi güneş. Şimdilik çıkmasını biz de istemiyoruz açıkçası. O ne kadar rahmetini bizlerden esirgemese de biz şimdilik üstümüze gelmesin diye de dua ediyoruz. Bulutlar var gücüyle hücum ediyor. Bir tepeye ulaşalım hele, az kaldı.

Önümdeki gerillalar Zinarîn ile Medya, askeri kefiyeleri boyunlarında tırmanıyor. Onlar yaşamın rehberleri. Elleriyle diktikleri şemsiye kılıflarını sırtlarına geçirmişler. İçini ekmek ve su ile doldurduklarını sonradan öğrendim. Her zaman tedbirliler. Zinarîn Mêrdînli, Medya ise Kobanêli. Dağların bir araya getirdiği Kurdistan halkının iki evladı.

Zinarîn, dikkatini çeken bir kayalığa dokunuyor. O kayalığa anlam yüklediği belli. Neydi acaba onu o kayalığa çeken? Bir yüzü okşar gibi, bir hatırayı yad eder gibi, bir şehit yoldaşıyla konuşur gibi…Sırrını kayalığa vermeyi tercih etti. 

Medya önde, bir kayalığa daha çıkıyoruz. Ve önümüzde uzanıyor tüm tepeler. Çünkü biz en yükseğindeyiz. Seviyor gerilla tepeleri, tepelerdeki kayalıkları, kayaların üzerinde yürümeyi, şarkılar söyleyip, anıları yad etmeyi. 

Otuyor her iki gerilla. Önlerinde derya gibi duran tepelere, taşlara, ağaçlara, kayalara, dağlara, sıra sıra dizilen tepelere bakıyorlar. Yorulmuş olmalılar ki durdular. Ben de nefes almış oldum, yoksa yetişmek mümkünde değil gerillaya…

Mavileşmeye başladı gökyüzü, kızıl bir renge çalıyor işte. Tepelerin ardına uğurlanmak üzere güneş.  Yeryüzüne ışınlarını verecek başka bir yol aramaya çıktı.

Bir kayalığın ardına oturdum, dinlenmek için. Muhtemelen uzanmak şu anda en iyi eylem olurdu. Gel gör ki mümkün değil. Gerillanın dinlenmesi beş dakikadan fazla sürmez. Göreve gidiş geliş ne kadar yorucu olursa olsun, dinlenmek kısa bir zaman dilimi.

Kayalığın karanlığı objektife yansıyor. Üstümüz masmavi. Yağmur hazırlığı var gökyüzünde, bir rüzgâr esiyor değmeye görsün. Tepedeyiz diye daha iyi hissediyoruz doğanın tüm seslerini.

Anılara daldı her iki gerilla. Eli kolu olan silahını almış dizlerine koymuşlar. Zap’a doğru uzunca bir bakış var yüzlerinde. Zap'a, yani direnişin kalesine dönük yüzleri…