Dr. Berwarî: Halepçe’den ders çıkarılmalı

Kürdistan halkının Halepçe, Enfal ve Şengal’den ders alması gerektiğini, aksi halde bunların devam edeceğini belirten Dr. Kamuran Berwarî, “Kim düşmanın elini tutarsa katliamların ortağı olur” dedi.

Halepçe’nin ardından kimyasal silah kullanımının devam ettiğini belirten Dr. Kamuran Berwarî, Kürdistan uluslararası sömürge olduğu için uluslararası bir sessizlik olduğunu söyledi.

Dihok Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Kamuran Berwarî, Halepçe Katliamı’nın 34. yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu. 

Kürtler şahsında insanlığa karşı yapılan bu katliamın hiçbir zaman unutmaması gerektiğini ve katliamın sadece kimyasal boyutuyla ele alınmaması gerektiğini belirten Dr. Berwarî, “Katliamlar tarihin derinliklerine kadar uzanıyor. O dönemlerde kimyasal-biyolojik silahlar yoktu ancak farklı araç ve yöntemlerle katliamlar yapıldı. Saldırılarda hedef, salt Kürt halkı olmamıştır. Asuri, Süryani, Ermeni gibi birçok halka karşı katliam gerçekleşti” dedi.

CANLI CANLI ATEŞE VERİLDİ

Türk devleti tarafından 1960’lı yıllarda Dihok’a bağlı Gûnde Sor köyünde yapılan katliamı, Amûde Sineması katliamı gibi 1970’li yıllardan bugüne kadar Kürt halkını hedef alan katliamları hatırlatan Dr. Berwarî, “Katliamlarda kimyasal-biyolojik silahlar da dahil olmak üzere her türlü silah kullanıldı. Kürt halkı canlı canlı ateşe verildi. Irak devletinin, sadece Halepçe’de değil, öncesinde Süleymaniye ve Hewlêr sınırında, Balisan, Germiyan, Behdînan ve daha birçok bölgede, Zaxo sınırından Kelaşîn’e kadar kimyasal silah kullanmadığı yer yok. Halepçe büyük bir şehirdi; 5 bin insan katledildi, 12 binin üzerinde insan da yaralandı. Başûrê Kurdistan’da yapılan katliamları göz önünde bulundurursak Halepçe’de katledilenlerden az değil” şeklinde konuştu.

KÜRDİSTAN ULUSLARARASI SÖMÜRGE OLDUĞU İÇİN

Halepçe Katliamı sonrası Kürdistan’ın yaşam alanının dışında kalması ve insanların göç etmesi için su kaynaklarını bozduklarına, ağaç ve bahçeleri yaktıklarına, dozerlerle köylerini yıktıklarına; ‘Kurdistan Devrimi’nin yapıldığı yeri yasaklı bölge ilan ettiklerine işaret eden Dr. Berwarî, şöyle devam etti: “Kürtlere ve Kürdistan’a karşı yapılan saldırılar ya da kimyasal gibi yasaklı silahlar kullanılmasına karşı neden kamuoyu sessiz kalıyor ve ayağa kalkmıyor. Nedeni belli, Kurdistan uluslararası sömürgedir. Kürdistan, sadece Türk, Arap ve Farslar tarafından işgal edilip bölünmemiştir. Uluslararası devletlerin de bu işgal ve bölünmede payı var. Kürtler üç şeyin kurbanı oldu; Jeopolitik, yer altı ve üstü mirası, zengin tarihi.”

SESSİZ KALIYORLAR, ÇÜNKÜ ORTAKLAR

Kürdistan genelinde 1988’den itibaren kimyasal silahların kullanıldığına işaret eden Dr. Kamuran Berwarî, şunları ifade etti: “2011’den sonra Rojava’ya, 31 yıldır Başûrê Kurdistan’a sürekli bombardıman ve ateş yağıyor. Kürdistan, Türk devleti, İran ve Irak’ın top ve bombardımanı altında. Şimdiye kadar da bölge halkı rahatlık görmedi. Bazı bölgesel ve uluslararası güçler, 2021’de Kurdistan’da gerilla ve savaşçı adında bir şey kalmasın diye Kurdistan Özgürlük Hareketi’ni tamamen tasfiye etme kararı aldı. Bunun için de 350 kez civarında kimyasal öldürücü yasaklı silahlar Başûre Kurdistan’da halka ve gerillaya karşı kullanıldı. 6 ayda 323 kez kimyasal saldırısı düzenlendi. Tüm dünya buna karşı durmalıydı, ancak uluslararası güçler buna sessiz kaldı. Bu da katliamlarda onların da ellerinin olduğunu ve onların onayıyla bu silahların kullanıldığını gösterdi. Eğer öyle olmasaydı uluslararası kamuoyu, Birleşmiş Milletler, Amerika, Rusya, Avrupa Birliği, Arap Birliği, Çin neden sessiz kaldı? Hepsi Kürt halkının savunmasız kalmasını istiyor. Bölgesel ve uluslararası güçler, Kürdistan'ı koruyanların Kürt savaşçıları olduğunu biliyor. Şüphesiz bu halk, gerilla, şervan, pêşmerge olmazsa Kürdistan’ı işgal etmek isteyen kurtların avı olacak.”

ULUSLARARASI BİR ANLAŞMA VAR

Başûrê Kürdistan sonrası Rojava, Bakurê Kurdistan ve Şengal’de kazanımların yok edilmek istendiğinin altını çizen Dr. Kamuran Berwarî, “Kürt dili ve kültürüne karşı saldırılar, demografinin değiştirilmesi, Kürdistan ulusal birliği çıkarlarının imhasına dönük sessizlik, tepkisizlik, uluslararası bir anlaşmanın olduğunu gösteriyor. Kürtlerin ulusal kazanımlarını imha etmek istiyorlar. Kürt halkının duyarlılığı, örgütlülüğü, fikir ve felsefesi, Demokratik Konfederal sisteme sahip olması ve üçüncü çizgiyi esas alması, bu planın önüne geçiyor” dedi.

DÜŞMANIN BİR OLDUĞU ANLAŞILMALI

Kürdistan’ın dört bir yanında yaşayan tüm halk bileşenlerinin, inanç topluluklarının ve partilerin düşmanlarının bir olduğu kanaatine varması gerektiğini söyleyen Dr. Kamuran Berwarî, şunları ekledi: “Halepçe’den, Enfal’den, Şengal Katliamı’ndan ders almazsak şüphesiz Kürt halkının sonu Şengal ve Halepçe gibi olur. Kim, Kürdistan işgalcilerinin kucağına düşüp onlarla aynı cephede yer alırsa Halepçe ve Enfal’in sorumlusu ve ortağı olmuş olur. Kim ki düşmana elini uzatır, Kürdistan’ın kurtuluşunun önünde durursa şüphesiz Halepçe ve bundan sonra yaşanacakların sorumlusu olacaktır. Kürtler, yeni katliamların önünü almak için ulusal birliklerini oluşturmalı.”