Dünya sustu, Türk devleti Güney’de sivilleri katletti
Yıllardır Güney Kürdistanlı sivilleri hedef alan Türk ordusu, uluslararası kamuoyunun sessizliğini fırsat bilerek şimdiye kadar bilançoları ağır olan birçok katliama imza attı.
Yıllardır Güney Kürdistanlı sivilleri hedef alan Türk ordusu, uluslararası kamuoyunun sessizliğini fırsat bilerek şimdiye kadar bilançoları ağır olan birçok katliama imza attı.
Güney Kürdistan topraklarına yönelik işgal saldırısını 25 Mayıs 1983’de başlatan Türk ordusu, son 39 yıl içinde birçok kez benzer girişimlerde bulundu. Her ne kadar bu işgal harekatları Kürdistan Özgürlük Gerillası’nın üslenme alanlarını imha etmeye amaçlıyor olsa da Türk ordusunun saldırılarında Güney Kürdistanlı siviller de hedef alındı, bombalandı, katledildi hatta esir alınarak kurşuna dizildi.
Türk ordusu, gerilla hareketinin dalga dalga bütün Kürdistan’a yayılmasına tekabül eden 1980’li yılların sonu ile 1990’lı yılların başında Kürdistan’ın bu parçasına dönük işgal saldırılarının kapsamını genişletti. 1990’lı ikinci yarısında geldiğinde artık on binlerce Türk askerinin katıldığı bu saldırıların bedelini çoğu zaman bölgedeki sivil halk ödedi.
Türk devletinin saldırı ve katliamlarına en çok maruz kalan ise 22 Temmuz 2022 günü 9 sivilin katledildiği Kuzey Kürdistan sınırının yakınında bulunan Dihok’a bağlı olan Zaxo ilçesi oldu. Stratejik konumundan dolayı özellikle 1990’lı ortasından itibaren Türk devletinin hedefinde olan Zaxo’da 1995 yılında büyük bir katliam yaşandı.
Zaxo’da “Kanlı Pazartesi” Güney Kürdistan ve Behdinan bölgesinin tarihinde unutulmayan bir yer edinirken, Türk devleti 1990’lı yılların sonu ile 2000’lerden başından itibaren artık köy ve sivil yerleşim alanlarını havadan/karadan bombalamaya başladı. İşte Güney Kürdistan’da sivillere yönelik işlediği savaş suçlarının panoraması:
27 ŞUBAT 1995 ZAXO KATLİAMI: Türk ordusu, 1995 yılında o döneme kadar en kapsamlı işgal harekatı olan “Çelik Harekatı”ndan önce Zaxo’yu kana boyadı. 21 Mart 1995 günü düğmesine basılacağı işgal saldırısı için kaos çıkartıp ortam hazırlama amacıyla 27 Şubat 1995 günü Zaxo’nun merkezinde Türk devletinin kontra birimi JİTEM elemanları bombalı bir saldırı gerçekleştirdi.
Zaxo kent merkezinde bulunan kalabalık bir pazara yakın noktada taksi içine konulan bombanın patlaması sonucu 76 sivil yaşamını yitirdi, 100’den fazla kişi yaralandı.
9 ÇOBAN KURŞUNA DİZİLDİ: Aynı yılın Newroz gününde Türk ordusu, 35 bin askeriyle adına “Çelik Harekatı” verdiği işgal saldırısını, dört koldan Güney Kürdistan topraklarını işgal ederek başlattı. Dönemin Türk devlet yöneticilerinin büyük önem verdiği saldırı, Kürdistan gerillasının çelikten iradesiyle karşılaştı. ARGK gerillaları karşısında istediği sonucu alamayan işgalci ordu ise sivillere yöneldi.
Bu işgal saldırısı sırasında sınır hattında bulunan 11 köy, işgalci ordu tarafından bombalanırken birçok sivil araç hedef alınarak saldırıya uğradı. Nisan’ın ilk günlerinde ise Türk ordusu en vahşi katliamlardan birine imza attı. Türk askerleri, 2 Nisan 1995 günü Dihok’un vilayet sınırları içinde bulunan Bawerkê ve Bênata köyleri arasında kalan bölgede 9 çobanı kurşuna dizdi. Gerilla güçlerine yardım ettikleri iddiasıyla katledilen 7 çobanın ismi şöyleydi: Abdülkadir İzzetxan, İsmail Hasan Şerif, Serbest Ebdulkadir, Ebdillah Kerim Huseyin, Abdurrahman Muhammed, Şerif Guli Zikri ve Ehmed Fettah.
15 AĞUSTOS 2000, KENDAKOL: 2000 yılına gelindiğinde Türk ordusu, Güney Kürdistan topraklarında bilançosu ağır olan bir katliama daha imza attı. 15 Ağustos 2000’de Xinêre-Lolan arasındaki Qaşmukê ve Avxwar vadilerine bakan Kendakolê ovasına kurulan yaklaşık 100 koçer çadırı savaş uçaklarıyla vuruldu. Bu saldırıda aralarında küçük çocuklar ile yaşlıların da bulunduğu 30 kişi katledildi, onlarcası da yaralandı.
21 AĞUSTOS 2011, KORTEK: Kendakolê’nin ardından Türk devleti yine Güney Kürdistan’da, bir Ağustos günü yine sivilleri hedef alan bir saldırı gerçekleşti. Türk devletine ait savaş uçakları, 21 Ağustos günü Kandil bölgesinde bulunan Kortek-Ranya yolu üzerindeki Bolê köyü yakınlarında seyir halindeki aracı hedef aldı. Araçta bulunan ve aynı aileden 4’ü çocuk 7 sivil katledildi; Baba Hüseyin Mustafa, Anne Mêr Mam Kak, 34 yaşındaki Rêzan Hüseyin, 11 yaşındaki çocuğu Zana Hüseyin, 10 yaşındaki Oskar Hüseyin, 4 yaşındaki Sonya Şemal ve 7 aylık bebek Solin.
1 AĞUSTOS 2015, ZERGELÊ: Kürdistan’a dönük savaş konseptini 24 Temmuz 2015 gecesi Medya Savunma Alanları’na dönük gerçekleştirdiği kapsamlı hava saldırıyla yeniden başlatan Türk devleti, bu saldırı dalgasında sivil yerleşim alanlarını da vurmaktan hiç çekinmedi. 1 Ağustos 2015 günü sabahın ilk saatlerinde Zergelê köyü Türk savaş uçaklarınca bombalandı. Burada 8 sivil katledilirken 10 kişi de yaralandı.
23 OCAK 2019, DÊRELÛK: 2017 yılından itibaren Türk ordusu Güney Kürdistan’da daha fazla sivili hedef almaya başladı. Sadece 2017-2018 yılları arasında, değişik tarihlerde ve yerlerde toplamda en az 30 sivil katledildi. 23 Ocak 2019 günü Amediyê’nin Dêrelûk beldesine yönelik yaptığı hava saldırısı 4 sivilin katledilmesi, Güney Kürdistan’ın direniş tarihinde bir dönüm noktası yarattı.
Bu katliamın ardından toplanan Dêrelûk halkı Türk devletine dönük protesto gösterileri düzenlemeye başladı. Birkaç gün süren gösterilerin ardından bölge halkı Şêladizê’de bulanan Türk ordusuna ait askeri üsse girerek askeri araçları ateşe verdi. Türk askerleri burada da aralarında bir çocuğun bulunduğu 2 sivili daha katletti.
27 MAYIS 2019, KORTEK: Diğer işgal saldırılarında olduğu gibi 27 Mayıs 2019’da başlatılan işgal saldırısında da sivilleri hedeflendi. Hewlêr’in Soran ilçesine bağlı Goşîn bölgesinde seyir halindeki sivil bir araca 25 Haziran’da yapılan bombardımanda, araçta bulunan iki kardeşten biri yaşamını yitirdi, diğeri ağır yaralandı.
27 Haziran 2019’da ise, bu kez Süleymaniye’nin Ranya ilçesine bağlı Kortek alanında iki araç savaş uçakları tarafından bombalandı. Hedef alınan araçlarda bulunanlar bağ ve bahçe işlerinin ardından evlerine dönüyordu. Bu saldırıda Abdulla Alî Mîne ve çocukları Kurdistan Abdula ve Heryad Abdula katledildi.
2020 VE 2021’DEKİ KATLİAMLAR: Güney Kürdistan’ın sivil toplum kuruluşlarından Hristiyan Barış Ekipleri (Christian Peacemaker Teams-CPT) geçtiğimiz Mayıs ayında Türk devletinin bölgedeki sivil katliamlarına ilişkin ayrıntılı bir rapor yayınladı. 2015-2021 arasında Türk devletinin saldırılarında Güney Kürdistanlı 109 sivilin katledildiğini bildiren CPT, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ise şu sivil katliamlarını rapor etti:
18 Haziran 2020: Türkiye’nin Sidêkan bölgesine yönelik hava saldırısında Ebas Mexdît katledildi.
19 Haziran 2020: Türkiye’ye ait savaş uçakları Duhok’un Amediyê ilçesine bağlı Şeladizê Belde kırsalındaki yerleşim alanlarını bombaladı, 5 sivil yaşamını yitirdi.
24 Haziran 2020: Süleymaniye kentine bağlı Şarbajêr ilçesindeki piknik alanına yapılan bombardımanda 2 sivil yaşamını yitirdi.
27 Temmuz 2020: Amediyê kırsalına yönelik bombardımanda Dilovan Şahîn, Omer Keşanî ve Ebdullah Ehmed yaşamını yitirdi.
25 Mayıs 2021: 20 yaşındaki Bawer Ahmed, işgalci Türk devletinin topçu ateşi sonucunda Deşişe köyünde tarlasını sularken yaralandı. Bölgede bulunan diğer çiftçiler de şarapnel parçalarından kaynaklı yaralandı.
26 Mayıs 2021: 16 yaşındaki Ali Muhsin ve 20 yaşındaki Hasan Muhsin kardeşler, hayvanlarını otlattıkları sırada Türk devletinin Bihêrê köyünü bombalaması sonucu yaralandı.
1 Haziran 2021: 70 yaşındaki Ramazan Ali, Hiror’da tarlalarını sularken işgalci Türk devletinin askerlerinin yaptığı topçu ateşi sonucu yaralandı.
8 Temmuz 2021: İşgalci Türk devletinin üs bölgelerinden tarım arazilerine açtığı ateş sonucu Hiror köyünde bir sivil yaralandı.
13 Ağustos 2021: Ibrahem Hassan Mohamad (51), Kanîmasî’ye bağlı Deşîşê köyünde tarlalarını sularken işgalci Türk devleti askerleri tarafından vuruldu. Köylüler, bu yılın başlarında Türk ordusunun saldırıları nedeniyle göç etmek zorunda kaldı. Mohamad, 12 kişiyle birlikte ailelerine destek olmak için tarlaları sulamak üzere kısa süreliğine köye dönmüştü.
20 Ağustos 2021: Ahmed Şakir (40) ve Yousif Amir (26), Zaxo’nun Batufa nahiyesinde Türk askerlerinin topçu ateşi sonucu katledildi. Musul’dan turist olarak bölgeye gelen Şakir ve Amir’in aileleri, olaydan 2 gün sonra cenazelerin bulunmasıyla yakınlarının yaşamını yitirdiğini öğrendi.