Erdoğan liderliğindeki Türk devleti, Neo-Osmanlı politikası çerçevesinde Osmanlı İmparatorluğu'nu yenilemek ve stratejik alanları işgal etmek istiyor.

Türk devleti 23 Nisan gecesi Kürt kazanımlarını yok etmek ve Güney Kürdistan'ı yeni Osmanlı'nın bir uzantısı yapma hayaliyle Medya Savunma Alanları'na işgal saldırısı başlattı.

Türkiye, Rojava ve Başur'daki Kürtlere yönelik saldırgan ve işgalci politikalarının yanı sıra, her yerde Kürt kazanımlarına saldırıyor.

Kendisini yeni Osmanlı İmparatorluğu'nun halefi olarak gören Erdoğan'ın Libya, Suriye, Irak ve Azerbaycan'a asker konuşlandırması ve Akdeniz'de enerji girişimleri Avrupa ülkelerinde de endişeye neden oldu.

Yazar ve Tarihçi Ebdulsetar Cebarî, Erdoğan'ın yeni Osmanlı hayallerine ilişkin ANF'ye konuştu.

Erdoğan'ın kendisini İslam ve Osmanlı halifesi olarak gördüğünü söyleyen Ebdulsetar Cebarî, "Erdoğan mümkün olmayan bir hayal kuruyor. Çünkü Ortadoğu toplumu artık Osmanlı dönemindeki gibi değil. Daha bilinçli bir toplum var. Osmanlı devleti, İslam dinini halka karşı kendi çıkarları için kullanıyordu. Halkı, "Osmanlı devletine karşı bir hata yaparsanız İslam'a karşı suç işlemiş olursunuz ve cehenneme gidersiniz" diye eğitiyordu ama halk o aşamaları geçti ve artık daha bilinçli" diye konuştu.

TÜRK DEVLETİ ŞU AN EN KÖTÜ DÖNEMİNİ YAŞIYOR

Erdoğan'ın işbirlikçilerine de dikkat çeken Cebarî, "Artık sadece Kürt halkı ve bölge halkı Türkiye'nin askeri operasyonları ve saldırganlığından endişe duymuyor, Türkiye içinde de Erdoğan'a yakın çevrelerde bile büyük bir endişe var. Birlikte siyaset yaptıkları insanlar dahi onun politikalarından memnun değil ve ne kadar açgözlü olduğunu anladılar. Erdoğan'ın açgözlü olması ülkeyi ekonomik bir krize ve çöküşe sürükledi. Örneğin Ali Babacan, "ülkece kazandığımız her kuruş, alnımızın teri kurumadan eriyor" diyor.

Erdoğan'ın eski dostu ve ortağı Ahmet Davutoğlu da, "Türkiye'yi kalkındıracağız, bölgede de barışı sağlayacağız" diyordu. Fakat Türkiye şu an en kötü dönemini yaşıyor. Diplomasi anlamında da sorun yaşamadıkları ülke kalmadı. Eğer Erdoğan kendini yeni Osmanlı imparatoru gibi görüyorsa bir noktadan sonra yok olacaktır zaten.

Türk ekonomisi güçlü olduğunda, Erdoğan yeni Osmanlı devleti kurmak için bunu bir fırsat olarak gördü. Erdoğan'ın Ankara'da saray inşa etmesi de bunun bir göstergesi. Erdoğan bir dönem Osmanlı zamanından kalma ürünleri halka ücretsiz bir şekilde tanıtarak geçmişte imparator olduklarını anlatmak istiyordu. Erdoğan da Firavunlar gibi tüm bölgeye sahip olmayı düşündü ama başarılı olamadı" ifadelerini kullandı.

KÜRT HALKI KİMLİĞİNDEN ASLA VAZGEÇMEDİ

 Konuşmasının devamında Erdoğan iktidarının durumuna dikkat çeken Yazar ve tarihçi Cebarî, şunları belirtti: "Erdoğan, içinden çıkması zor siyasi bir bataklığa çoktan girdi. Erdoğan'a yakın kişiler şimdi Erdoğan'ı bu bataklıktan kurtarmaya çalışıyor. Ancak bu krizden ve siyasi bataklıktan çıkması o kadar kolay olmayacak."

Türk devletinin asimilasyon politikalarına da değinen Cebarî, diğer ulustan halkların katliamlardan geçirildiğini hatırlattı. Devletin bir dönem herkesi Türkleştirdiğini ama buna rağmen Kürt halkının kimliğinde ısrar ettiğini vurgulayan Cebarî, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Bundan dolayı Türk devleti yıllardır Kürt halkına kin duydu. Kürt halkı, kimliğini, dilini kültürünü korumak için her zaman bedel ödemeye hazır. Türk devletinin Kürt halkına karşı kini hala devam ediyor. Erdoğan şimdi bile Kürtlerin gerçek tarihini yok etmeye çalışıyor. Ama hiçbir zaman başarılı olamayacaklar."