HDP Van’da seçime hazır
HDP Van İl Seçim İşlerinden Sorumlusu Öner Yiğit, yapılacak bir erken seçimde HDP’nin Van’da 8 milletvekilinin 8’ni alacağını söyledi.
HDP Van İl Seçim İşlerinden Sorumlusu Öner Yiğit, yapılacak bir erken seçimde HDP’nin Van’da 8 milletvekilinin 8’ni alacağını söyledi.
Genel ve yerel seçimlerde HDP’nin büyük bir oy oranı aldığı Van’da Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçim hazırlıkları sürüyor.
Van’da 2019’da seçmen sayısı 652 bin 809 kişi iken 2022 seçmen sayısı ise 685 bin 991 kişiye yükseldi.
HDP İl Seçim Sorumlusu Öner Yiğit, seçim çalışmalarına ilişkin ANF’ye konuştu.
Tekniki ve saha çalışmalarına yaklaşık bir yıldır devam ettiklerini; baskın bir seçimi düşünerek hazırlık yaptıklarını ifade eden Yiğit, saha ve eğitim çalışmalarında daha çok sandık güvenliği ve yeni yasal mevzuatlar çerçevesinde bilgilendirdiklerini söyledi. Yiğit, şunları söyledi: “Seçim sistemleri, doğrudan doğruya ülke yönetiminde ve yerel yönetimlerde halktan yetki almaya yönelik demokratik yarışın kuralları ile ilgili olduğu için, çalışmaların demokratik bir çerçevede olmasını ümit ediyoruz. Türkiye’de şaşırtıcı olan, bunca tartışmaya karşın, seçim hukukuna ilişkin birçok konuda hala geniş bir uzlaşmaya dayalı bir sonuca ulaşılamamış olmasıdır. Aslında seçim sistemlerinin deneme tahtasına dönüştüğünü söylemek doğru olsa gerek. Ayrıca Türkiye, şimdiye değin uyguladığı farklı seçim sistemleriyle oldukça zengin bir laboratuvar konumundadır. Ancak bu laboratuvar gerçek sistemi yakalayabilmiş değildir. Genel anlamda seçim, birden çok seçenek arasında yapılan tercihi ifade eder. Günlük yaşamdaki birçok karar ve davranışımız, bu anlamda sürekli olarak yaptığımız seçimlerin sonucudur. Yani Türkiye’de yaşanan ekonomik-siyasal tıkanıklığın başlıca sebepleri seçim ve seçim sistemleridir.”
MEŞRUİYETİN TEMELİ SEÇİMLERDİR
Bir yıl sonra veya erken (baskın) seçim olması durumunda sıkıntıların ve ayrışmaların yaşanacağını vurgulayan Yiğit, oysaki demokratik rejimlerde yönetim yetkisinin kaynağının, meşruiyetin temelinin seçimler olduğunu söyledi. Yiğit, şöyle devam etti: “O nedenle çok partili demokrasilerde meclis seçimlerinin amacı, her şeyden önce, belirli bir süre için ülkeyi hangi parti veya partilerin yöneteceğini, başka bir deyişle, hükümeti hangi parti veya partilerin kuracağını; hangi parti veya partilerin muhalefet olarak denetim görevi yapacağını belirlemektir. Bazen bu durum hiç de istenildiği gibi olmuyor. Örneklemede Türkiye’de seçmenlerin çoğunluğu HDP’ye muhalefet yetkisini vermiştir. Ancak en çok oyu almış diğer bir siyasi parti AKP bunu görmezden geliyor.”
SEÇİM SİSTEMİNE GÜVENSİZLİK VAR
Önümüzdeki seçimlerin, Türkiye demokrasinin geleceği açısından pek çok bakımdan bir eşik olarak halk arasında ifade edildiğini savunan Yiğit, şunları dile getirdi: “Bunun birinci nedeni, 16 Nisan 2017’de yapılan referandum ile kabul edilen anayasa değişikliğinin içeriğidir. Türkiye’nin siyasal rejimine ilişkin büyük kaygıları beraberinde getiren değişiklik maddelerinin tamamı seçimlerin ardından yürürlüğe girmiştir. Sonrasında ise 24 Haziran 2018 seçimlerinin bir diğer özelliği, Türkiye’de 1950’den beri seçimler üzerine oluşmuş mutabakatın bozulduğuna ilişkin verilerin çoğalması ve seçim güvenliği hakkında endişelerin had safhaya yükselmiş olmasıdır. Özellikle YSK’nın 16 Nisan referandumunda açık yasa maddesini ihlal ederek aldığı mühürsüz pusulaların kabulü kararı, kaygıları da beraberinde getirmiştir. Seçmenlerin seçim sistemlerine olan güvenleri artık yerini güvensizliğe bırakmıştır. Umarız seçim güvenliğiyle ilgili endişelerin giderilmesi ve seçimin demokratik bir zeminde yapılması sağlanır.”
ADİL VE GÜVENLİ OLMAYACAĞI ENDİŞESİ
Seçimlerin adil ve güvenli olmayacağına dair endişenin nedenlerinin başında yasalarda yapılan değişiklikler olduğuna dikkat çeken Yiğit, şöyle anlattı: “İktidarların seçim adaletini kendi lehlerine bozmasını engellemek için, seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerin bir yıl boyunca uygulanmayacağına ilişkin anayasa maddesi, bu seçim için kaldırılmıştır. Seçime etkisi olan bakanlıkların (İçişleri, Adalet ve Ulaştırma) tarafsızlaştırılmasına ilişkin norm mevzuattan çıkarılmıştır. Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler ile seçim güvenliği bakımından kaygı uyandıran adımlar atılmış; sandık kurullarının oluşumu, sandık alanında seçmenlerin özgürce oy kullanabilmeleri, oyların sayımının adil ve güvenli şekilde gerçekleşmesi konularında büyük sorunlar ortaya çıkmıştır. Genel anlamda son seçimlerde yaşananlar buna en büyük örneklerdir. Türkiye’nin demokratik geleceği bakımından büyük önem taşıdığı seçim güvenliği ve seçim adaleti konusu, her geçen gün daha da önemli hale gelmiştir. Tüm bu nedenlerle önümüzde yapılacak seçimlerde; oy kullanmak kadar oyların sayımına tanık olmanın, oyun peşine düşmenin de bir yurttaşlık görevi olduğunu unutmamalıyız. İleriki dönemlerde siyasi partilerin ‘Seçim Güvenliği ve Seçim Adaleti’ toplantılarının halka dönük yapılması elzemdir.”
YÜZDE 7 BARAJI DA KALDIRILMALI
Anayasaya göre ‘seçim kanunu’ndaki değişikliklerin en az bir yıl geçtikten sonra uygulanabilmekte olduğunu söyleyen Yiğit, “Ancak Anayasa değişiklik paketine eklenen geçici bir maddeyle seçim kanunu değişikliğinden sonra yapılacak ilk seçimlerde bu normun uygulanmaması kararı alınmış, seçim adaleti için anayasa koyucu tarafından getirilmiş olan önlem 24 Haziran için işlevsizleştirilmiştir. Seçimlerin güvenli bir ortamda yapılmasının esas olarak devletin (dolayısıyla yereldeki temsilcilerinin) görevi olduğu güçlü bir biçimde hatırlatılmalıdır. Anayasa’da yer alan temsilde adalet ilkesi gereğince yüzde 7 barajı tüm partiler için kaldırılmadığı takdirde en temel anayasal ilkelerden biri haline gelmiş olan eşit oy ilkesinin zedeleneceğini beyan eden bir anayasal siyaset savunulmalıdır” diye konuştu.
HALKIMIZ HER SEÇİM KOŞULUNA HAZIRDIR
Seçmenlerin basın üzerindeki iktidar hegemonyası nedeniyle yeterince enformasyona sahip olmadığını ifade eden Yiğit, şunları ekledi: “Neredeyse tamamen bir partinin ve bir cumhurbaşkanı adayının propagandasına maruz kalmaktadırlar. Anadolu Ajansı dışındaki neredeyse bütün ajansların kapatılmış olması seçim sonuçlarının seçmene manipüle edilmeden aktarılmasının önünde engel oluşturmaktadır. Hukuk devletinin asgari koşullarının sağlanamadığı bir siyasal sistemde demokratik seçimlerden bahsetmek olanaklı olmadığı gibi, adil ve güvenli seçimler yoluyla siyasal iktidarın barışçıl biçimde değişme olasılığının güvencelerinin olmadığı bir rejimde biçimsel demokrasinin asgari koşullarının bile sağlanamayacağı söyleyebiliriz. HDP olarak oluşabilecek bütün seçim çalışmalarına ve karşıtlığa karşı kararlılıkla hazırlıklarımızı tamamlamaya çalışıyoruz. Seçim ister zamanında, ister baskın bir seçim olsun her koşulda halkımız hazırlıklıdır.”