Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan Zap, Avaşîn ve Metîna'da savaşan gerillalara telsizden seslendi.
“Öncelikle karargahımız ve hareketimiz adına bütün arkadaşları saygı ve sevgi ile selamlıyorum” diyen Karayılan, “Tarihi direniş 3 buçuk ayı geride bıraktı. Bu 3 buçuk ay boyunca çok önemli sonuçlar ortaya çıktı. Elbette bu sonuçlar bizim için çok önemli ve değerli. Bu da kahraman şehitler sayesinde oldu, sizin fedakarlığınız sayesinde oldu. Şaristan, Rohat, Bager, Avzem, Özgür, Zemanî, Nalîn ve Berfîn Rêbaz yoldaşların şahsında tarihi direnişin tüm şehitlerini anıyoruz. Anıları önünde saygı ile eğiliyoruz. Onlara borçluyuz. Bu kahramanlık destanları onlar sayesinde yazıldı. Anılarına bağlılığın gereği intikamlarını alacağız ve verdiğimiz zafer sözünü yerine getireceğiz” şeklinde konuştu.
Gerilla TV'nin yayınladığı konuşmada Murat Karayılan, şu hususlara da dikkat çekti:
“Türk devleti 4 yıldır aralıksız bir şekilde hareketimize ve halkımıza karşı soykırım konsepti temelinde saldırılarını sürdürüyor. Bu şekilde Başûr'u tamamen işgal etmek istiyor. Özellikle Garê'ye yapılan saldırı ile Medya Savunma Alanları'nın tamamını kısa bir sürede işgal etmek istedi. Ancak düşmana karşı kullanılan taktik, düşmanın 2021 planını tıkadı ve başarısız oldu. Düşman başarılı olmadı. Fakat işgal saldırılarından vazgeçmiş değil. Hem siyaset ve diplomasi anlamında, hem de silah ve güç anlamında bir dereceye kadar hazırlık yapmış. Yerel güçlerden ve işbirlikçi Kürt çizgisinden daha fazla destek almaya çalışıyor. Yine Irak devletinin sessiz kalmasına, kendilerine yardım etmelerine ve hegemonik güçlerden de daha fazla destek sağlamak için teknik fırsatlar yaratma peşinde.
Düşman bu tür bazı hazırlıklar yapmış. Aynı zamanda güçlerini de buna göre eğitti ve 2021'de yapamadığını 2022'de yapmak istedi. Yani kısa sürede Medya Savunma Alanları'nı işgal edip yönünü Rojava'ya vermek ve bu şekilde soykırım konseptini başarıyla tamamlamayı hedefledi. Ama aradan 3 buçuk ay geçti, şu ana kadar çıkan sonuç düşmanın başarılı olmadığını gösteriyor. Planını uygulayamadı. Bu 3 buçuk ayda çok çetin bir savaş yaşandı ve halen devam ediyor. Düşman tüm fırsatlarını kullandı. Bu temelde savaş genişledi. Örneğin Girê Cûdî, Girê FM ve Girê Hakkarî'de düşman büyük darbeler yedi. Daha sonra Girê Amediyê ve Çemço'yu işgal etmek istedi. En büyük darbeyi de Girê Amediyê'de yedi.
DÜŞMAN ÇOK BÜYÜK KAYIP VERDİ
Türk devleti sonuca ulaşmak için her türlü çabayı gösterdi, ancak arkadaşların direnişi çok daha güçlüydü. Tarihimizde yani Türk devleti ile aramızdaki savaşta hiç bu kadar şiddetli bir savaş olmadığını söyleyebiliriz. Savaş tarihimizde Türk devleti Güney'de hiç bu kadar büyük kayıp vermemişti. Düşmanın kayıpları çok fazla. Arkadaşların verdiği tekmile göre şu ana kadar yaklaşık 1700 kişi cezalandırıldı.
Yine bilançoya göre 72 arkadaşımız şehit düştü. Fakat henüz bilgi almadığımız arkadaşlarımız var. Yani bu tarihi direnişte 80-90 civarında şehidimiz var. Elbette düşman yasaklı silahları ve teknolojiyi çok üst düzeyde kullandığı için savaşın ağırlıklı olarak teknolojiye dayalı olduğunu söyleyebiliriz. Kayıplarımız çok fazla değil. Bu da gösteriyor ki kullandığımız taktiklerle fazla kayıp vermeden büyük sonuçlar elde etmek mümkün. Düşmanın tekniğini boşa çıkarıp sonuç almamız mümkün. Bir kişi hata yapmazsa, eksikliğe düşmezse ve daha profesyonel davranırsa düşmanı tamamen yenebilir. Tabii bu kolay değil yani şu an arkadaşların yaptığı sıradan bir şey değil. Bu büyük bir cesaret ve fedakarlıktır. Halkımız ve dünya bu savaşı dikkatli bir şekilde takip ediyor.
Nasıl ki tarihte bir yiğit 100-150 savaşçıya karşı savaşabiliyorsa, şimdi de Apocu fedailer Zap, Avaşîn, Girê Cudî, Girê FM, Girê Hakkarî ve Girê Amediyê alanlarında aynı şeyi yapıyorlar. Tarihte kahramanlar genelde erkekti ama şimdi kadın ve erkek kahramanlar var. Bu da dönemin kahramanlarını daha da güçlü yapıyor. Şaristan, Mizgîn, Çiya, Avzem, Viyan, Nalîn, Dîdar ve Berfîn yoldaşlar şahsında kadınlar dünyanın gözü önünde önemli bir rol oynuyor. Bu direnişte öncüdürler. Bager Gever ve Avzem yoldaşların destansı mücadelesi sıradan bir şey değil ve asla unutulmayacaktır. Bu destanlar Kürt tarihine altın harflerle yazılmıştır. Şüphesiz bu yeni bir tarih. Halkımızın geleceği bu temel üzerine, yani böyle bir tarihi miras üzerine inşa edilmiştir. Bunun çok önemli bir rolü ve misyonu var.
YENİLGİYİ İTİRAF EDERSE AKP-MHP REJİMİ ÇÖKER
Hepiniz bu direnişte yer alıyorsunuz ve düşmanın tüm güçlerini nasıl harekete geçirdiğini biliyorsunuz. Son dönemde Çemço ve Girê Amediyê'de özel güçlerini devreye koydu. Özel kuvvetlerinin de nasıl darbe yediklerini gördük. Yani düşman kazanmak için her şeyi yapıyor. Ancak düşman sonuç alamadı. Şu anda Zap bölgesinde de diğer bölgelerde olduğu gibi askerlerini konuşlandırmış ama işgali tamamlayamamıştır. İki hafta içinde Zap'ı işgal etmek ve böylece planlarını tamamlamak istediler. Yani düşmanın esasen mağlup olduğu açıkça söylenebilir. Sadece düşman bu yenilgiyi kabul etmiyor. Çünkü yenilgiyi itiraf ederse AKP ve MHP rejimi çöker. Rejim zaten çöküşün eşiğinde. Ayrıca savaşta da başarısız olursa bu rejim ayakta duramaz.
4 yıl önce düşman Medya Savunma Alanları’na geldiğinde yalnız gelmeyeceğini, onunla birlikte zaferin de geleceğini söylemiştik. Medya Savunma Alanları’nda düşman yenildiğinde zafer elde edilecektir. Yani, düşman genel olarak yenilecektir. Düşman Zap'ta yenilirse Ankara'da da rejimin çökeceğini söylemiştik. Şimdi de aynı şeyleri söylüyoruz. Düşman bu savaşta tamamen yenilirse ve Garê'de itiraf ettiği gibi "başaramadık" diye itirafta bulunursa tamamen mağlup olacaktır. Bu rejim çökecek. Bu, Kürdistan halkının, Türkiye halkının ve halkların bayramı olacaktır. Demokrasi ve özgürlük dönemi böyle başlayacaktır.
Kürdistan'ın özgürlüğüne ve Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne giden yol böyle açılacaktır. Onun için bu savaş çok önemli bir aşamada devam ediyor. Görünüşe göre, düşman bunun böyle olmaması için savaşta ısrar etmek istiyor. Ama biz de buna karşı direnişte ısrar etmeliyiz. Çünkü en önemli aşama geçmiştir. Aslında bundan sonrasında da zorluklar var, özellikle bazı cephelerde, bazı alanlarda daha fazla zorluk olduğunu biliyoruz. Ancak arkadaşlar Apocu yol ve yöntemlerle yaratıcılıklarını geliştirirlerse tüm zorluklara çözüm bulabilirler. Bu temelde direnildiği taktirde mutlaka sonuç alınacaktır.
SALDIRIYI PKK YAPTI DİYEREK KENDİLERİNİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORLAR
Dediğimiz gibi düşman sonuç alamadığı ve sıkıştığı için savaş alanlarını genişletti. Bu da çare olmayınca sivilleri hedef aldı. İşte Başûr, Kelar, Çemçemal, Maxmur, Şengal, Şehba ve tüm Rojava'ya saldırıyor, sivilleri katlediyor. En son 20 Temmuz’da Perex köyüne saldırdı. 9 Irak vatandaşı şehit edildi, 24 kişi ağır yaralandı. Şüphesiz düşman bu saldırı ile bazı şeyleri amaçladı ama burada açmamıza gerek yok. Bu saldırı da düşmanın nasıl tıkandığını gösteriyor. Irak ve Güney Kürdistan halkı üzerinde psikolojik bir baskı yaratmak istiyorlar. Ancak Irak halkının buna tepkisi çok önemliydi. Yani Irak halkı "Yeter artık" dedi. Bu nedenle her yerde sokaklara döküldüler ve Irak hükümeti tavır almak zorunda kaldı. Yani artık böyle olmayacağını onlar da anladılar. Bu şekilde devam edemezler.
Düşman bu vahşi saldırının sorumluluğundan kurtulamayacağını gördü. Şimdi "PKK yaptı" diyerek inkar ediyorlar ama herkes onların yaptığını biliyor. Bu saldırı ayaklarına dolandı. Kendilerini kolay kolay kurtaramayacaklar. Türk devletinin bu işgal ve soykırım siyaseti artık tıkanmış durumda. Ama Tayyip Erdoğan ve Bahçeli bu vahşi saldırı ve siyasetle Türkiye halkını etrafına toplayarak seçimde sonuca ulaşmak istiyorlar. Ama şu an çaresizler istedikleri gibi bir sonuca ulaşamayacaklar.
Şu anda Zap'ın batısı ve doğusu başta olmak üzere genel olarak Zap ve Metîna'da sürdürülen direniş, bugüne kadarki mücadelemizde büyük rol oynadı ve oynamaya devam edecek. Bakurê Kurdistan'ın tüm eyaletleri, Medya Savunma Alanları daha güçlü bir şekilde destek vermeli. Bu eksiktir. Herkes bu sürece katılmalıdır. Bu temelde eşzamanlı direniş, tüm Kürdistan gençlerine, Kürdistan kadınlarına, tüm Kürdistan halkına ve dost halklara bir çağrıdır. AKP ve MHP faşizmine karşı mücadele eden herkese, tüm sosyalist ve demokratik güçlere çağrıdır. Bu bir direniş çağrısıdır. Zap, Metîna ve Avaşîn direnişi etrafında ulusal ve demokrasi direnişini daha da büyütmek gerekiyor. Bunun üzerinde durulduğunu biliyoruz, bu direnişin giderek daha da büyüyeceğini umut ediyoruz.
KORKAK VE KALLEŞ DÜŞMAN HER YOLU DENİYOR
Düşman, Önder Apo'nun 90'lı yıllarda geliştirdiği taktiklere karşı uçar birlikleri geliştirmişti. Yani uçar birlikler taktiği ile o dönemde bizim taktiğimizi boşa çıkarmak istedi. Şimdi de uzman timlere dayalı direnişimize karşı yasaklı silahlarla sonuç almak istiyor. Anlaşılan geçen yıllardan ders almışlar, normal bir savaşla sonuca ulaşamıyorlar, geçen yıl kimyasal silahların yanı sıra kimyasal gazlar da çok kullanılmış ama sonuç alamamışlardı. Düşman şu an daha güçlü patlayıcılar kullanarak tünelleri bu şekilde yıkmak istiyor. Düşmanın şu anda odaklandığı yöntem bu; yani bazı nükleer maddeler patlayıcıların içine yerleştirildi, bunlara taktik nükleer silahlar deniyor. Yani bir yöntem daha var; termobarik. Bunlarla patlayıcı gücünü daha da güçlendirerek tünelleri yok etmek ve sonuca varmak istiyor.
Şikefta Birîndaran, Girê Werxelê'ye doğru yol açmışlar düşman şimdi de kepçelerle sonuca gitmek istiyor. Düşmanın kimyasal silah ve yeni patlayıcılarla sonuç alamadığı ortada. Düşman artık hedeflediği sonuca ulaşmak için her türlü imkan ve yöntemi kullanmaktadır. Bize karşı korkak ve kalleş bir düşmandır. Bunun için her yolu kullanır. Arkadaşlar iyi bilir. Türk devleti ahlaki değerleri ayaklar altına almış. Kendi cenazelerini de bombalıyor, onlara sahip çıkmıyor. Uluslararası hukuk tarafından yasaklanmış silahları kullanıyor. Amacına ulaşmak için her şeyi yapıyorlar. Ancak Apocu fedailerin, sizlerin yürüttüğü direniş sayesinde hiç bir şekilde başarılı olamıyorlar. Özellikle mevcut yöntem ve taktikler karşısında sonuç alamıyorlar. Bu yüzden izlediğimiz yol ve yöntemlerde daha derine inmeliyiz. Çünkü bazı alanlarda, düşman zayıflıklardan faydalanıyor.
DÜŞMAN APOCU FEDAİLERİN YÜRÜTTÜĞÜ DİRENİŞ SAYESİNDE ŞU AN TIKANMIŞ DURUMDA
İster tünel savaşında, ister arazi savaşında yaşanan eksikliklerin önünü alırsak düşman bir sonuç elde edemez. Bu 3 buçuk aylık pratiğin sonucudur. Doğru, düşman belki bazı yerleri almış olabilir ama Apocu fedailerin yürüttüğü direniş sayesinde şu an tıkanmış durumda. Bunu da görmek gerekir. Şimdi dediğimiz gibi düşman tünellere karşı her türlü yöntemi kullanacak. Ama biliyoruz ki tünellerdeki arkadaşlarımız kimyasal silahlara karşı tecrübelerini kullanırlarsa, yani mangaları izole ederlerse ve diğer yol-yöntemleri kullanırlarsa, dikkatli olurlarsa, patlayıcılara karşı tedbir alırlarsa düşman sonuç alamaz. Ama görüyoruz ki, bu konuda yer yer eksiklikler yaşanıyor. Yani arkadaşlar bazen arkadaşlar kendilerinden çok emin davranıyorlar, gerekli önlemleri almıyorlar, bu anlamda sıkıntı yaşıyorlar. Düşman kullandığı silahlarla sonuç alamayınca bu sefer de Şikefta Birîndara ve Werxelê'de kepçe ve dozerlerle netice almak istiyor. Şimdi biz savunma yol ve yöntemlerinde ve tünel savaşında derinleşmeli, inceliklerinde daha dikkatli olmalıyı. Bu bir.
İkincisi de; Tim savaşı bizim için çok önemli. Tim savaşında bir zayıflık olduğunda düşman şüphesiz tünellere odaklanacaktır. Bu ikisi birbiri ile bağlantılıdır. Daha önce de söylediğimiz gibi; taktiklerimiz iki ayak üzerinedir. Bir ayak durduğunda, bir ayak tek başına yürümek ve ilerlemek için kullanılamaz. Bu nedenle her iki ayak da her yerde etkili olmalıdır. Tim tarzı gizliliktir. Arkadaşlar bunu yapıyor. Bunun sonucunda düşmanın hedefe varmakta zorlandığı görülüyor. Örneğin geçmişte düşman keşif uçağına çok güveniyordu ama anlaşılan arkadaşların uyguladığı yol ve yöntemlerle keşif uçağı da bir işe yaramadı.
Bu nedenle düşman artık bölgeyi kontrol edebilmek için mobesse kameralarına odaklanıyor, hakim olduğu yerlere kameralar yerleştiriyor. Küçük ve sessiz dronlar gönderiyor. Yine sahaya gizli timler yerleştiriyor. Arazide gözetimi güçlendiriyor. Tek başına keşif ile istediği sonucu alamayacağını o da biliyor. Gizliliği güçlendirirsek, eksiklikler üzerinde durursak, düşmanın yöntemlerini boşa çıkarırız.
ÖNDER APO’NUN FELSEFESİ İLE HER ZORLUĞUN CEVABI VAR
Gerçek şu ki, düşman zorluk ve sıkıntılar içindedir. Yani bu sadece savaş alanında geçerli değil. Türk devletinin sistemi sıkıntıda. AKP-MHP rejimi çöküşe doğru gidiyor. Irak halkının tepkileri ile Irak devletinin tavrından sonra dünya güçleri artık Türk devletini daha dikkatli takip ediyor. Böylece rejim şimdi daha da zor bir aşamaya girmiştir. Bu bir gerçek. Ama bunun yanında, bir de gerçeğimiz var. Bu kadar teknoloji ve bu kadar askeri bir kuvveti durdurmak elbette kolay değil. Birçok yerde arkadaşların da zorluk çektiğini biliyoruz. Yer yer şehitlerimiz de oluyor. Bu da bazı zorluklar yaratıyor. Yani böyle zorluklar var. Ama biliyoruz ki Apocu fedakarlıkla, Önder Apo'nun felsefesi ile her zorluğun bir cevabı vardır ve arkadaşlar da bunun cevabını veriyorlar. Arkadaşların cesareti ve özverisi en üst düzeydedir.
Bu konuda bir eleştirimiz yok. Eleştiri nerede? Zaman zaman hatalar ve eksiklikler neticesinde arkadaşlarımız zor duruma düşüyor. Mesela komutanlık her koşulda doğru bir öncülük yapmalıdır. Başka bir deyişle kolay durumlarda herkes komutanlık yapabilir ama önemli olan zor koşullarda öncülük etmek. Yoldaşlarınızla tartışma yürütün, kollektif bir ruhla, Apocu ruh temelinde bütünleşin. Ekip ve kolektif bir tarz yürütün. Sorunlara böyle cevap olabilirsiniz. Öncü arkadaşlar bu zor günlerde böyle bir rol oynamalı. Boşluk olduğu yerde, şahadet yaşandığı yerde, sorunların çıktığı yerde her arkadaş bir komutan gibi sorumluluk almalı.
Arkadaşlarımız şu anda direniş bölgelerinde, hepsi komuta seviyesinde. Onlar inisiyatif sahibi Apocu militanlardır. Yani yönetimde boşluk olmaması için her arkadaşın özverili olması gerekir. Bu da sorumlulukla, disiplinle, komünal ruhla yapılır. Birbirini boşa düşürmekle değil, birbirini tamamlamakla olur. Tabi ki kişi zor koşullarda tepkisel tarzda yaklaşabiliyor yani sıkıntı yaşayabiliyor. Böyle zamanlarda önemli olan herkesin birbirini anlaması, birbirini sıkmaması, birbirini tamamlayabilmesidir. Bu çok önemli bir konu. Yani her koşulda arkadaşlar Apocu ruhuyla fedaice birlikte hareket ederlerse her türlü zorluğu aşabilirler. Arkadaşların bunu unutmaması lazım.
TARİHSEL DİRENİŞİ YÜKSELTMEK ZORUNDAYIZ
Bugünkü savaşımız çok önemli bir aşamaya gelmiş durumda. Bu aşamada sorumluluk sahibi olmak, fedakarlığı geliştirmek, soğukkanlı olmak ve en doğru kararı vermek çok önemlidir. Taktikleri esas almak gerekir. Yani taktikleri uygulamak ve yürütmek gerekir. Boşa çıkarmamak lazım. Her zaman buna dikkat edilmeli. Ancak bir taktiğimiz de gücümüzü korumaktır. Gücümüzü koruyalım ve düşmanı yenelim. Düşmanı boşa çıkaralım. Risk almamız gereken yerler var ama hiç risk almamamız gereken yerler de var. Fedakarlık yapılabilinir, günlerce yürüyebilinir, günlerce aç ve susuz kalınabilir ama gücümüzü tehlikeye atmamalıyız. Her yoldaşımız, arkadaşını korumak için sorumlu davranmalıdır. Başarı için gerekli fedakarlık yapılmalıdır. Gücümüzü böyle koruyabiliriz.
Bu şekilde tarihsel direnişi yükseltmek zorundayız. Her arkadaş, savaşın bu önemli aşamasına sorumlu bir şekilde yaklaşmalı ve daha da güçlü bir katılım sağlamalıdır. Bu süreç çok önemli bir süreçtir. Bu süreçte fedakarlık yapılırsa, sorumluluk alınırsa büyük sonuçlar ortaya çıkacaktır. Her arkadaşın özveri ve sorumlulukla yaklaşması gerekir. Şimdiye kadar arkadaşların yaptığı fedakarlıklar çok büyük. Ancak bu aşamada da aynı tarz geliştirilmelidir. Bugüne kadar bu kahramanlığı ve fedakarlığı yapan arkadaşlar bundan sonra da daha fazla kahramanlık ve büyük fedakarlıklar yapabilirler. Bu emeği veren her militan zafere layıktır. Şehitlerimize cevap olmak için, Rêber Apo'nun umutlarına cevap olmak için, Kürdistan annelerinin, Kürdistan halkının, bölge halklarının umutlarına cevap olabilmek için bu süreçte tarihi bir imtihanla karşı karşıyayız. Eğer bu imtihanı geçersek işte o zaman büyük başarıya, büyük zafere giden yol açılacaktır. Bu konuda hepimize sorumluluk düşüyor ve bu önemli aşamada gerekli rollerin oynanacağına inanıyoruz.
Tarihi yürüyüşü, Kürdistan özgürlük yürüyüşü ve Önder Apo'nun özgürlük yürüyüşü yapacağız. Bu temelde karargahımız adına; Zap bölgesinde, Avaşîn'de Girê Cudi'de, Girê FM'de, Girê Hakkari'de, Girê Amediyê'de ve Kürdistan'ın tüm eyaletlerinde direniş saflarında yer alan arkadaşlarımızı canı gönülden selamlıyor, başarılar diliyoruz.”