KCK Yürütme Konseyi (YK) Eşbaşkanlığı, AKP-MHP faşizmi Kürtlere karşı planladığı soykırım savaşının startını verdiği Suruç Katliamının 7’nci yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı. 33 Türkiye Sosyalist ve Devrimci Gençlik Hareketi üyesi şahsında Kobanê zaferinin intikamının alınmak istendiği belirtilen açıklamada, “Gençliğin Suruç’ta şehit düşen Türkiyeli sosyalist ve devrimci gençlerin anılarına ve mücadelelerine sahip çıkmaları ve onların izinde yürüyerek mücadelelerinin ileriye taşımaları sorumluluğu vardır ve bu sorumlulukla hareket etmeleri gerekmektedir. Halkların kardeşliği, Kürdistan ve Türkiye halklarının mücadele ortaklığı ve Kürdistan devrimi ile Türkiye devriminin gelişmesi ancak gençliğin yapacağı öncülük ile mümkündür” denildi.
Suruç Şehitlerinin ortak yaşam idealini gerçekleştireceğiz vurgusu yapılan KCK Yürütme Konseyi (YK) Eşbaşkanlığı’nın açıklaması şöyle:
20 Temmuz 2015 tarihinde AKP-MHP faşist iktidarı tarafından gerçekleştirilen saldırıda şehit olan 33 Türkiye Sosyalist ve Devrimci Gençlik Hareketi üyeleri şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, şehitlerin anılarına bağlı kalacağımıza ve mücadelelerini zafere ulaştıracağımıza dair verdiğimiz sözü yineliyoruz. Suruç Şehitleri Türkiye Sosyalist ve Devrimci Hareketinin Kürdistan Özgürlük Mücadelesiyle dayanışmanın ve ortak mücadele etmenin temsilidirler ve Kürt Özgürlük Hareketi olarak bir kez daha belirtiyoruz ki, Suruç Şehitlerinin öncülük ettiği ortak mücadeleyi daha da büyüterek anılarını mutlaka gerçekleştireceğiz.
Türkiye Sosyalist ve Devrimci Gençlik Hareketi üyeleri olan Devrimci Gençler Kobanê ile dayanışma ve Kobanê’nin yeniden inşa edilmesi amacıyla Suruç’a gelmişlerdir. Devrimci düşünce ve dayanışma duygularına sahip olan bu gençler hiçbir yasaya göre suç olacak bir eylem ve hareket içerisinde değildir. Bunlar devrimci düşünce ve Kürt halkıyla dayanışma duyguları içerisinde Kobanê’nin yeniden inşa edilmesine katkı yapmak istiyorlardı ve bu amaçla Suruç’ta bulunuyorlardı. Ancak AKP-MHP faşist iktidarı Kobanê’nin intikamını alma histerisiyle DAİŞ görüntüsü verdiği büyük bir katliam yapmıştır.
AKP-MHP FAŞİZMİNİN RÖVANŞI OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Suruç Katliamı, Kobanê Zaferi nedeniyle yenilgi yaşayan AKP-MHP faşizminin bir rövanşı olarak tertiplenmiş ve gerçekleştirilmiştir. Çünkü Kobanê’nin düşürülmesi AKP-MHP için stratejik bir plandı. AKP-MHP faşizmi DAİŞ eliyle Kobanê’yi düşürerek henüz yeni gerçekleşen Rojava Devrimini tasfiye etmeyi ve dinci-faşist çetelerin hakimiyetinde Suriye’de yeni bir devlet oluşturmayı amaçlamaktaydı. Ancak Kobanê’nin DAİŞ tarafından düşürülememesi AKP-MHP’nin bu politikasını boşa çıkarmıştır. Bu durum AKP-MHP’de büyük bir öfke ve intikam duygusu yaratmış ve DAİŞ’e karşı elde edilen zaferde Kürt halkının yanında yer alan ve Kobanê’nin kurtarılmasında katkıda bulunan herkese karşı bu intikam duygusuyla hareket etmiştir.
Suruç’ta gerçekleşen katliamla AKP-MHP faşizmi Kürtlere karşı planladığı soykırım savaşının startını vermiştir. Kobanê’nin düşmemesi AKP-MHP’nin planlarını boşa çıkarırken, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Kürt halkıyla Türkiye devrimci demokratik kesimlerinin oluşturduğu ortak siyasi hareketin elde ettiği başarı AKP-MHP’nin iktidarını sonlandırmış ve Türkiye’nin yeni bir sürece girmesinin en önemli adımları atılmıştır. AKP-MHP iktidarının son bulmasıyla Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin demokratik dönüşümünün gerçekleşmesi önündeki engel de kaldırılmış olmaktaydı. Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi Ortadoğu’nun da demokratikleşmesini sağlayarak bölgede halkların kardeşliği, eşitliği ve ortak yaşam iradesine dayanan yeni bir süreç başlamış olacaktır. Zaten Kobanê’nin yeniden inşası Demokratik Modernite sürecinin inşası anlamına geliyordu ve Türkiye Sosyalist ve Devrimci Gençlik Hareketi üyeleri de bu amaçla Suruç’a gelmişlerdi. Ancak AKP-MHP ve derin devlet yapıları Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesini engellemek ve soykırımcı sömürgeci devlet düzeninin varlığını sürdürmek amacıyla milliyetçi, ırkçı ve Kürt düşmanı faşist bir ittifak kurdular ve Suruç katliamıyla başlayan karanlık bir sürecin ilk adımını attılar. Böylece AKP-MHP faşist iktidarının Kürt soykırımını hedefleyen 24 Temmuz 2015’te ilan ettiği topyekun savaş Suruç Katliamıyla başlatılmış oluyordu.
KOBANÊ ZAFERİNİN İNTİKAMI BÖYLE ALINMAK İSTENDİ
Kobanê’nin düşmemesi, faşist şef Tayyip Erdoğan yönetiminin sonunu getirmiş ve Türkiye’nin demokratikleşme temelinde gelişecek yeni bir süreci başlatmıştır. 7 Haziran 2015 seçimlerinde Kürtlerin ve Türkiye demokratik ve sosyalist hareketin, kadınların, demokratik İslami kesimlerin, Alevilerin, emekçilerin ve tüm demokrasi çevrelerinin desteğini alan HDP’nin elde ettiği başarı AKP iktidarının yenilgisini siyasi olarak ortaya koymuştur. Fakat faşist şef Tayyip Erdoğan, tescilli Kürt düşmanı faşist Devlet Bahçeli ve devletin derin yapılarıyla Kürt soykırımı temelinde ittifak kurarak yaşadığı yenilgiyi durdurmayı hedeflemiş ve böylece Türkiye’de faşizm düzeni kurulmuştur. Bilindiği gibi AKP-MHP faşizmi tarafından Kürt halkı ve Türkiye sosyalist ve demokrasi güçlerine karşı Çöktürme Eylem Planı çerçevesinde topyekun bir savaş başlatılmış ve katliamlar sürecine girilmiştir. Bu katliamların ilki de Suruç Katliamı olmuştur. Suruç Katliamından sonra 24 Temmuz’da Kürt halkına ve Kürt Özgürlük Gerillasına karşı soykırım ve tasfiye süreci başlatılmış, demokrasi güçlerine ve demokratik siyaset alanına yönelmiştir. Topluma karşı da özel savaş başlatılmış ve toplum üzerinde baskı sürecine alınmıştır. Kısaca Türkiye ve Kuzey Kürdistan faşist bir cendere içerisine alınmış ve bu süreç günümüze kadar kesintisiz bir şekilde sürmüştür. Ancak AKP-MHP faşist ittifakının bunca saldırı ve katliamlarına rağmen Kobanê zaferiyle uğradıkları yenilginin önü alınamamış ve baş aşağı gidiş derinleşerek sürmüş ve bugün AKP-MHP faşizmi çöküşün eşiğine gelmiştir.
Suruç Katliamı Tayip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin derin devlet yapılarıyla anlaşılarak oluşturduğu AKP-MHP ittifakı tarafından yapılmıştır. Katliama DAİŞ görüntüsü verilmesi ise gerçeği gizlemek için başvurulan bir taktiktir. Zaten DAİŞ’i destekleyen, yönlendiren ve Kürtler üzerine süren AKP-MHP faşizmi olmuştur. Bu durum nettir ve herkes tarafından açıkça bilinmektedir. AKP-MHP’nin Suruç’ta Türkiye Sosyalist ve Devrimci Gençlik Hareketi üyelerine yönelmesinin esas nedeni de Kobanê’nin DAİŞ işgali karşısında savunulmasındaki katkılarından dolayı olmuştur. Bilindiği gibi Kobanê zaferi kuzeydeki halkımızın ve Türkiye Devrimci ve Sosyalist Gençlik Hareketi başta olmak üzere Kürt halkının dostları vicdanlı tüm demokratik ve özgürlükçü kesimlerin büyük dayanışması ve desteğiyle olmuştur. Bu zafer, faşist şef Tayip Erdoğan ve AKP’nin yenilgisi anlamına geldiğinden Kobanê’nin savunulmasında ve zaferin kazanılmasında önemli katkısı olan Türkiye sosyalist ve devrimci gençlerine yönelmiş ve Suruç’ta gerçekleştirilen katliamla bunun intikamı alınmak istenmiştir.
ORTAK MÜCADELE STRATEJİSİNİN FEDAİLERİDİRLER
Suruç Katliamında şehit düşen gençler Türkiye Sosyalist ve Devrimci Hareketinin öncüleri olan Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve Hikmet Kıvılcımlıların izinde yürümüşlerdir. Türkiye Sosyalist ve Devrimci Hareketinin öncüleri Türkiye halkının kurtuluşunu Kürt halkıyla geliştirilecek ortak mücadele ve halkların kardeşliği temelinde olacağına inanmış ve bunun mücadelesini vermişlerdir. Deniz Gezmiş’in idam sehpasında Türk ve Kürt halklarının kardeşliğini haykırması bunun ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Önder Apo ve PKK de İbrahim, Deniz, Mahir ve Kıvılcımlıların Kürt halkıyla Türkiye halklarının ortak mücadelesi ve Türkiye devrimi ile Kürdistan devriminin birlikte örgütlenmesine her zaman önem vermiş ve bunun için çaba içerisinde olmuştur. Kobanê’nin savunulmasında Türkiye Sosyalist ve Devrimci Hareketinin ortaya koyduğu dayanışma örneği ve Suruç Şehitleri Denizlerin başlattığı ve Önder Apo’nun bağlı kaldığı ve gerçekleşmesi için kesintisiz bir çaba içerisinde olduğu Kürt halkıyla Türkiye halklarının ortak mücadelesinin geliştirilmesi amacının karşılık bulduğunu ve gerçekleştiğini açıkça ortaya koymuştur. Bu açıdan Suruç Şehitleri halkların kardeşliğinin sembolü ve ortak mücadele stratejisinin öncü devrimci militanları ve fedaileridirler. Onlar Deniz, Mahir, İbrahim, Haki, Kemal, Mazlum ve Önder Apo’nun yoldaşlarıdırlar.
GENÇLİĞİN SURUÇ ŞEHİTLERİNİN MÜCADELELERİNİ İLERİYE TAŞIMA SORUMLULUĞU VARDIR
Gençliğin Suruç’ta şehit düşen Türkiyeli sosyalist ve devrimci gençlerin anılarına ve mücadelelerine sahip çıkmaları ve onların izinde yürüyerek mücadelelerinin ileriye taşımaları sorumluluğu vardır ve bu sorumlulukla hareket etmeleri gerekmektedir. Halkların kardeşliği, Kürdistan ve Türkiye halklarının mücadele ortaklığı ve Kürdistan devrimi ile Türkiye devriminin gelişmesi ancak gençliğin yapacağı öncülük ile mümkündür. Denizler gençlik hareketinin öncüleri olarak Türkiye Sosyalist ve Devrimci Hareketinin mücadelesine öncülük yaparak büyük tarihsel gelişmenin sahibi oldular ve büyük değerler yarattılar. PKK de Türkiye Sosyalist ve Devrimci Gençlik Hareketinin bir parçası olarak gelişti ve hep bu ruhla mücadele ederek bunca gelişme yaratmayı başardı. Önder Apo, “Genç başladık genç başaracağız” diyerek Kürdistan Devriminin ruhunu ve karakterini ortaya koymuştur. Gençliğinde bu devrimci ruh ve kimlikle kendini her yerde örgütlemesi ve mücadeleyi daha fazla büyütmesi gerekmektedir.
Üniversite gençlerinin, gençlik kitlelerinin eğitilmesi bilinçlendirilmesi ve örgütlenmesi konusunda öncülük yapması gerekmektedir. Aydın gençliğin topluma ve gençlik kitlelerine karşı böyle bir sorumluluğu vardır. Soykırımcı sömürgecilik ve kapitalist modernite sistemi sömürü düzenini yaşamın değiştirici dinamik öğesi olan gençliği birçok baskı ve uyuşturma aracıyla bastırarak sürdürebilmektedir. Bu açıdan sömürü çarkının kırılmasında gençliğin ayağa kalkarak üzerindeki baskıdan sıyrılması ve devrime öncülük etmesi çok önemlidir. Bunu sağlamak en başta da aydın gençlik olan üniversite gençlerinin görevidir. Geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye ve Kürdistan’daki üniversite gençlerinin bu tarihsel ve toplumsal sorumluluklarına sahip çıkarak geniş gençlik kitlelerini bilinçlendirip örgütleyerek harekete geçirmeli ve topluma öncülük etmelidir. Gençlik bu sorumluluklarını yerine getirerek Suruç’ta şehit düşen gençlere sahip çıkabilir ve mücadelelerini daha da geliştirerek onlara layık olabilir.
Kürdistan ve Türkiye halklarının ortak mücadelesi sonucu AKP-MHP faşizmi çöküşün eşiğine gelmiştir. AKP-MHP’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği saldırı ve katliamlar onu çöküşten kurtaramamış ve bundan sonra da bu çöküşünü durduramayacak ve yıkılmaktan kurtulamayacaktır. AKP-MHP’nin yıkımı kesindir. Suruç Şehitlerinin çizgisinde yürüyen Kürdistan ve Türkiye halklarının ortak mücadelesi, AKP-MHP’nin yıkımını gerçekleştirecek ve Kürt sorununun demokratik çözümü, Türkiye ile Ortadoğu’nun demokratikleşmesini sağlayacaktır. Bugün AKP-MHP faşizmi çöküşünü durdurmak ve Suruç Şehitlerinin mücadelesi ile boşa çıkan amaçlarını gerçekleştirmek için tekrardan Rojava’yı işgal etme tehdidinde bulunuyor ve saldırılar gerçekleşiyor. Tıpkı dün Suruç Şehitlerinin yaptığı gibi bugün de Rojava devrimine sahip çıkılarak AKP-MHP’nin bu işgal saldırıları boşa çıkarılmalı ve AKP-MHP faşizminin yıkımı gerçekleştirilmelidir. Biz AKP-MHP faşizmine karşı bu tarihi mücadelenin başarıya ulaşması için başta Kürdistan ve Türkiye gençliği olmak üzere herkesi Suruç Şehitleri çizgisinde bir araya gelme ve ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
Kürt Özgürlük Hareketi olarak bir kez daha belirtiyoruz ki, Suruç Şehitleri ile tüm devrim ve demokrasi şehitlerine verdiğimiz söz gereğince ortak mücadeleyi daha da geliştirerek Türkiye ve Kürdistan halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesini başarıya ulaştıracak ve ortak yaşam idealini gerçekleştireceğiz. Bu inanç ve kararlılıkla bir kez daha Suruç Şehitleri şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ve şükranla anıyor şehitlerin mücadelelerini başarıya ulaştıracağımıza dair verdiğimiz sözü bir kez daha belirtiyoruz.