GÖRÜNTÜLÜ

‘Kürt halkına yönelik kimliği eritme politikası yürütülüyor’

Eğitim-Sen Amed Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, özel savaş politikalarının en belirleyici ve en şiddet içerici yanlarından birinin de anadilde eğitim hakkının ihlali olduğunu belirtti.

KÜLTÜREL SOYKIRIM

Asimilasyon politikalarının her geçen gün artırıldığı ve özel savaş politikalarının bir parçası olarak Kürt sorununun derinleştirildiği Kurdistan’da, anadilde eğitim, sağlık ve kamu hizmeti alma hakkı tanınmıyor. Eğitim-Sen Amed Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, iktidarın Kürt halkının anadilde eğitim talebini görmezden gelmesini değerlendirdi.


Kürt sorununun Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan ve günümüze kadar devam eden bir sorun olduğunu söyleyen Zorlu, “İnkar ve asimilasyon politikalarının getirdiği noktada Kürt sorunu artık Türkiye’nin kendi içindeki bir sorun olmaktan da çıkmış ve tüm Ortadoğu bileşenlerini etkileyen bir sorun haline gelmiştir. Özellikle 12 Eylül darbesi sonrasında neoliberal politikalar bir yandan devam ederken, bir yandan da geliştirilen güvenlikçi politikalar, Kürt bölgesinde, Kurdistan’da üretimi tamamen devre dışı bıraktı, Kürt halkı üzerinde yoğun baskı geliştirildi. Ve bugün gelinen noktada tüm bu baskılara rağmen Kürtler, diyaloğa bağlı demokratik bir çözüm talebiyle sesleniyor. Tüm kesimlerin kendini içinde bulacağı, tüm sorunların konuşulacağı bir diyalog elzemdir, hızlandırılması gereken bir süreçtir” dedi.

KİMLİĞİ ERİTME POLİTİKASI YÜRÜTÜLÜYOR

Zorlu, Kürt dilinin yasaklanmasının yeni bir durum olmadığını kaydederek, “Özel savaş politikalarının en belirleyici ve en şiddet içerici yanlarından biri de budur: anadilin her alanda yasaklanması, kamusal alanda halka hizmette kullanılmasının önünün açılmaması. Kimliği, dili yok saymak, kültürü yok saymak, o halkın varlığını tamamen yok saymaktır. Bir halkın kimliğini eritme politikası yürütülüyor. Bazı alanlarda kullanılmaya başlamış olsa bile eğitim dili haline getirilmediği sürece bir anlam ifade edemiyor. Anadilin eğitim dili olarak müfredata eklenmesi gerekiyor. Seçmeli ders olarak değil. Ülkede 7 milyona yakın insanın konuştuğu bir dilden bahsediyoruz. Ari dillerinin en kadim dili olan Kürtçe’yi ölümle karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Bir halka dilini unutturmaya çalışıyorlar. Özellikle bazı lehçeleri şu an ölmekle yüz yüze ve yaşatmak için sadece Kürt halkı mücadele ediyor” diye belirtti.

İKTİDAR GEREKLİ ADIMLARI ATMALIDIR

Bir halkın dilinin, kimliğinin yok sayılamayacağını söyleyen Zorlu, şöyle sürdürdü: “Halkların kendi dilleri ve kimlikleriyle yaşamalarının tesisi için önce Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor. Kürt sorunu budur işte. Anadilde eğitimin koşulları oluşturulmalıdır. Eğitim-Sen olarak da hem programımızda, tüzüğümüzde hem de mücadele hattımızda da bu vazgeçilmez bir hat olarak yer alıyor. Anadilde eğitim, anadilde sağlık hizmeti, anadilde kamu hizmeti verilmesi halkın en temel hakkıdır. Sağlık tedavisi talep eden kişinin kendini doğru anlatabilmesi için, mahkemede kendini kendi dilinde savunabilmesi için, kendi anadilinde eğitim alabilmesi için muhattapların bunu dikkate alması gerekiyor. Kürt sorununun çözümü için gerekli adımların atılması gerekiyor. Sağlıklı ve kalıcı bir diyaloğun sağlanması, anadilde eğitimin önünün açılması, kimlik haklarının tamamının teslim edilmesi, üretimin önündeki engellerin kaldırılması, demokratik politikaların sağlanması ve barışçıl bir yaşamın örülmesi gerekiyor. Bunun için de muhataplar bellidir. İktidar gerekli adımları atmalıdır.”