Kürtler kimlerin planlarını devre dışı bırakıyor?

Ortadoğu siyasetinin kalbi haline gelen Halep ve özellikle Şehba bölgesi adeta bütün kirli oyunların sergilendiği bir alan konumuna gelmiştir.

Özellikle Suriye sahasında söz sahibi olmak isteyen ve bununla birlikte Ortadoğu'da söz sahibi olmanın çabasına girmiş bütün güçler ellerindeki tüm kozları kullanmaktadır.

Amerika ve Rusya arasında Türk devletinin Cerablus ve El Rai kasabasını işgali konusunda açıkça görülen bir uzlaşı bulunurken öte yandan her iki taraf da kendisinin desteğiyle hareket eden güçleri belli ölçüde güçlendirmeye ve bununla birlikte siyaset yapmaya ve Ortadoğu’da etkin olmak istemeye devam ediyor.

Türk devletinin Cerablus ve El Rai işgali mevcut verili durumdaki siyasi ve askeri dengeleri az da olsa etkiledi. Özellikle Amerika ve Rusya’nın Türk devletinin bölgedeki işgalini onaylayan yaklaşım ve tutumu savaşın başından bu yana en kritik denge unsuru olan Kürtleri ve özgürlük güçlerinin izlediği politik ve askeri tavrın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

19 Temmuz 2012 Rojava Devrimi ile birlikte Kürt halkı yüzyıl sonra çok önemli bir tarihi dönemece girmiş, tarihsel kazanımlar elde etmiştir. Rojava ve Ortadoğu’da tüm halkların kaderini belirleyen 19 Temmuz devrimi, halkların devrimi olarak tarih kayıtlarına geçmiştir.

Kürt halkı tarihin bu evresinde izlediği politik hat ve verdiği devrimci savaş ile yüzyıllık özlemlerini, hayallerini ve de statüsüzlüğünü giderme yoluna girdi. Kürtler 19 Temmuz devrimi sonrasında her alanda örgütlülüğünü artırırken Rojava’da yaşayan tüm halkları ve inanç topluluklarını kapsayan demokratik özerklik projesini ve kantonal sistemi hayat geçirdi.

Demokratik özerklik ve kantonal sistemin eksiklik ve yetmezliklerini aşmak, tüm Suriye halklarının ihtiyaçlarına cevap olabilmek adına geçtiğimiz aylarda açıklanan Rojava - Kuzey Suriye Demokratik Federal sistemi Kürt halkını bir statüye kavuştururken, Suriye halklarının tümünün ihtiyaçlarına cevap oldu.

Son günlerde uluslararası güçler ve bölgesel güçler ve onlar adına sahada vekaleten savaş yürütenler arasında bir tehdit düellosu başını alıp giderken öte yandan var olan dengeler bir bir bozulmaktadır. Rojava – Kuzey Suriye siyasal ve askeri dengeleri deyim yerindeyse alt-üst eden önemli bir gelişme de 1 Haziran günü başlatılan Minbic hamlesi oldu.

Hiç süphesiz ki Minbic hamlesi tüm dünya tarafından en kritik ve stratejik hamle oldu. Ancak Minbic’in özgürleştirilmesinin hemen akabinde Türk devleti Cerablus, kısa bir süre sonra da El Rai kasabasını işgal etti. Son haftalarda ise Şehba bölgesinde yer alan Bab kentinin Türk devleti ve destekli çete gruplarınca işgal edilmesi gündeme geldi.

Hal böyleyken DAİŞ, El Nusra, Ehrar Şam, Sultan Murat vb. çete grupları da olası çözüm girişimlerini sabote etmek ve özgürlük güçlerini bertaraf etmek için olağan güçleriyle saldırılarına devam etmektedirler.

Suriye içerisinde gerçek anlamda çözüm arayışı olan ve gerçekten eşitlik, özgürlük, adalet için mücadele eden en temel güç konumundaki Kürtler yenilgiye uğratılmadan diğer hiçbir gücün siyasette ve askeri anlamda söz sahibi olamayacağını uluslararası güçler, bölgesel güçler ve onlar adına vekaleten savaş yürütenler çok iyi biliyor.

Bu nedenle bir yandan Kürtleri müttefik olarak gördüğünü ifade eden ve hava desteği sunan Amerika, Kürtleri kendisine taşeron yaptıramamasından dolayı Türk devletini Cerablus, El Rai kasabasına davet etti.

Yine aynı Amerika yaklaşan başkanlık seçimlerinde nedeniyle Bab kentinin özgürleştirilmesini ise tamamen olmasa da bir oyalama politikası ile askılandırma siyasetine başvurmakta ve Minbic hamlesi öncesinde olduğu gibi Rakka hamlesini gündemleştirmektedir.

Diğer bir nokta ise Rusya cephesinden Kürtlere yönelik yaklaşımın olumlu olması ve yardım edilmesi dillendirilse de gerçek anlamda tüm bunlardan kaçınılmakta siyasi ve askeri manevralar ile süreç uzatılmaktadır.

Rusya, belli başlı siyasi hamleler ile süreci kendi lehine çevirmaya çalışsa da güç dengelerine dönük çok ciddi planlamalar ortaya koyamaması nedeniyle alttan alta siyaset tarzıyla süreci yürütmeye çalışmaktadır.

Gelelim iki güç arasındaki ilişkilere... Her ne kadar Amerika son süreçte Rusya ile Suriye özelinde yaptığı anlaşmaları çeşitli bahaneler öne sürerek askıya aldığını duyursa da Amerika ve Rusya arasında arasında hala bazı uzlaşıların olduğu da açıktır. Somut örnek olarak verilecek olursa Cerablus ve El Rai kasabası Amerika ve Rusya’nın bir uzlaşısı sonucu gerçekleşmiştir.

Aslında herkesin özellikle de Kürtlerin burada şu soruyu akla getirerek sorması gerekmektedir; Amerika ve Rusya arasındaki bu türden uzlaşılarda kim vurduya götürülmek istenen güç Kürtler mi olacak?

Özellikle Halep yoğunluklu siyasetin gündemleştiği bu günlerde sahada Kürtlerin güçlü olması kimlerin planlarını devre dışı bırakacak?

Unutmamak gerek ki Kürtler sadece Cizre ve Kobanê kantonlarında değil Halep ve Şehba’da da siyaseti belirleyen güçlerden biri olduğunu kanıtlamış olmasıdır.

Bu açıdan olası barış veya savaş planlarını destekleyecek ya da dışında bırakılırsa bozacak en temel güç Kürtler ve Kürtlere yakın çevreler olmaktadır. Kürtler artık savaştan veya anlaşmalardan zarar gören kesim olmaktan çıkıp kendisini hiçe sayan güçlerin savaş veya anlaşmalarını bozan yani kısacası dengeleri bozan ve belirleyen güç olmuştur ve olacaktır.

Kürtler Suriye savaşının başından bu yana olduğu gibi mevcut Halep siyasetine de yine en büyük katkıyı sağlayacak güç olarak en büyük dengelerin başında yerini almıştır ve alacaktır.

...