PAJK’tan 9 Ekim açıklaması

PAJK Koordinasyonu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun 18’inci yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yayınladı.

Komplo ve bileşeni devletin kınandığı açıklamada “bu komployu boşa çıkaran Rêber Apo’nun direniş çizgisini selamlıyor ve canı pahasına komplo karşısında duran şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Kadın Özgürlük Hareketi olarak komplolar karşısındaki kinimizi, öfkemizi mücadeleye sevk etme ve bu mücadele ile komplolar tarihine direniş ile yanıt verme sözümüzü yeniliyoruz” denildi.

Açıklamada devamla şunlar ifade edildi: “Uluslararası egemen güçler 9 Ekim uluslar arası komployu tezgahlarken Ortadoğu’da tek alternatif  olan Rêber Apo öncülüklü özgürlük hareketimizi bertaraf edip, bu alanda yerel işbirlikçi güçleri öne sürerek kendi hegemonik çıkarlarının gerçekleşmesini hedefledi. Önderliğin komploya ilk yanıtı Avrupa’nın  kirli hesapları ve ilişkileri içerisinde dahi olsa burada çözüm arayışını geliştirerek Kürtler için, insanlık için varsa bir umut ışığı onu bulmak ve buradaki koşulları çözüme dönüştürmenin zeminini yaratmaktı.  Komplonun amaçladığı kapsam ve derinliği buna fırsat tanımadığı gibi bu komployu İmralı sürecine kadar götürdüler. Çünkü genelde Ortadoğu’dan özelde Kürdistan’dan elde edilecek çıkarlar hiçbir kural, kanun ve ahlaki ölçüyü tanımayacak kadar gözlerini karartmıştı. Başından beri Rêber Apo bu komplonun sadece Kürt halkına, salt bir inanca veya bir kesime karşı yapılmadığını bilerek buna karşı sürekli ve kapsamlı bir mücadele çizgisini esas almıştır. Komplonun derinliğini ve kapsadığı tehlikeleri fark ederek büyük bir hazırlık ve direniş içerisine girmiştir. Özgürlük Önderimiz geliştirdiği paradigmasıyla, ideolojik ve siyasal hamleleri ve politik çizgisiyle komplo geleneği karşısında sürekli atakta olmuştur. Bunun için derin öngörüsü, politik sezgileri, tarihsel ve toplumsal bilinciyle,  en önemlisi de halkların özgürlüğüne olan inancıyla bu komployu ve daha sonrasında da devam eden komploculuk geleneğini boşa çıkarmıştır.

Sürekli kriz halindeki toplumsal gerçeklikten, tüm şiddetiyle varlık bulan savaş gerçekliğinden, devletli güçlerin kendi aralarındaki gizli ilişkilenmelerinden bu komploların günümüze kadar süregeldiği tartışmasızdır. Ama daha ilk günden itibaren komploya karşı “güneşimizi karartamazsınız” şiarıyla geliştirilen direniş çizgisinin bu komployu başarısız kılan gerçeği de tartışmasızdır. Komplo her seferinde başarısızlığa mahkum edildiğinden dolayı daha büyük, daha farklı ya da her düzeydeki komploları türetmek zorunda kalıyorlar. Hatta bazen darbe olayında görüldüğü gibi kurdukları komplolar kendisinin içine düştüğü tuzaklar haline gelmektedir. Bu anlamıyla şu gerçeği çok rahatlıkla belirtebiliriz ki komplolar devam etse de istediği amaca ulaşamayacaktadır.

Özellikle de Ortadoğu’nun yeniden dizayn edildiği bu dönemde, uluslararası tüm güçlerin bir biçimde temas halinde olduğu bu ortamda savaşın hüküm sürdüğü bu coğrafyada komplo geleneğinin eksik olacağı düşünülemez. Egemenlik sistemi iktidarda oldukça bu komploların hikâyeleri bitmeyecektir. Onlar her ne kadar kirli emeller peşinde olsalar da bunun için kirli ittifaklar kurup her anlamıyla kirlenmiş bir dünya bırakmak isteseler de insanlığın vicdanına leke süremeyecekler. Çünkü komploların kahrını komplolara maruz kalmış insanlar bilirler ki bu konuda bütün varlığıyla komploların karşısında durma ve onunla savaşma dirayetini gösterirler.

Tarihte ilk komployla yüz yüze kalan biz kadınlar süregelen hile ve tuzaklarla bu komploların en büyük mağdurları olduk. Ruhen ve bedenen kuruyana kadar ezilip büzülene kadar komploculuğun ellerinde kıvrandık. Reber Apo “benden daha tehlikeli bir çarmıhtasınız” diyerek en başta kadın üzerindeki komploculuğun tehlikelerini göstererek çarmıhların hikayesini söylencelerde bırakmak istedi. Özgürlük Önderimiz bizleri komplolar karşısında uyanık kıldığı gibi dirayetli, yılmayan ve şaşmayan bir mücadeleye sevk etti. Kendi özgürlüğümüzü özgür önderliğin fiziki esaretini son bulmada yaratacağız. Ve Rêber Apo İmralı sisteminden çıkarmayana kadar kendimizi özgür görmeyeceğiz. Onun için kadın olarak bir ağ gibi örülen bu komplo girişimlerini yurtseverliğimizle, bilinç ve iradeyle örselenmiş özgürlük arayışımızla, örgütlülükle, etik anlayışımızla kesintisiz ve keskin mücadelemizle boşa çıkaracağız. Bu komplo tüm ezilenler ve halklara karşı yapıldığından bunu boşa çıkarmak tüm ezilenler ve halkların yükselen mücadelesiyle olacaktır. 9 Ekim komplosu karşısında yükselen ve bilenen öfkemizi daha çok mücadeleye yönlendirmeye çağırıyoruz.”