Tuğluk: Direneceğiz ve alternatifsiz değiliz

HDP ve DBP'ye dönük operasyonlara sert tepki gösteren Tuğluk, "Mücadeleye devam edeceğiz. Kimse alternatifsiz değildir" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed il ve ilçe eşbaşkanlarının gözaltına alınmasının ardından, parti binalarına dün gece saatlerinde eşzamanlı yapılan polis baskınına ilişkin HDP İl Örgütü'nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, HDP Amed milletvekilleri Feleknas Uca, Ziya Pir ve İmam Taşçıer, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seydi Fırat ile DBP ve HDP yöneticileri katıldı. 

TUĞLUK: BİZİ SİLMEK İSTİYORLAR!

Tuğluk, 11 Ekim'de Amed'de 60 kişi hakkında gözaltı kararı olduğu ve bunlardan 59'unun gözaltına alındığı söyledi. DBP ve HDP'ye dönük haksız, hukuksuz gözaltıların yetmediği gibi gece yarısı il ve ilçelerine baskın yapıldığını ifade eden Tuğluk, suç delili olmayacak her şeye el konulduğunu dile getirdi. 

Tuğluk, şunları kaydetti: 

"Parti ve bileşenler olarak bu durumu sıradan görmüyoruz. Cumhurbaşkanı ve Başbakanın operasyonların yapılacağı noktasında tehditleri bulunuyordu. Cumhurbaşkanının beyanlarıyla, hedef gösterme, siyaseti etkisizleştirme temelinde partimize dönük düşmanca bir tavır alınacağını ortaya koydular ve startını verdiler. Eşbaşkan ve yöneticilerimizin gözaltına alınmasına dair ellerinde hiçbir gerekçe bulunmuyor. Baskınların nedenini de bu gözaltılarına gerekçe bulmak olarak değerlendiriyoruz. Tehlikeli bir süreç içersine girmiş bulunuyoruz. Gözaltına alınan her yönetici bu halkın iradesini temsil ediyor ve bu iradenin önünü kapatmak istiyorlar. Siyasetten bizi silmek istediklerinin mesajlarını veriyorlar.

7 Haziran seçimlerinde kimi kentlerde yüzde 80'leri bulan oranda oy alan bir partinin siyaset yapma hakkının önü kesilmek isteniyor.

Başbakan 'Teröristleri, onların destekçilerini ülkemizde nefes alamayacak hale getireceğim. Terör örgütü üyesi de destekçisi de bu topraklardan tamamen çıkarılacak' diyor. Biz burada olacağız ve hiçbir yere kaçmayacağız. Gerçekleri savunmaya devam edeceğiz. Bu kirli politika en fazla Türkiye'ye ve kararları alanlara zarar verir. Biz direniş dolu bir tarihe sahip olarak buralardayız ve bu direnişle mücadeleye devam edeceğiz. Kimse alternatifsiz değildir. Kendi topraklarımızda özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermeye devam edeceğiz. Kürtlerde kırılma yaratacak yaklaşımlardan bir an önce vazgeçilmelidir, aksi halde bu politikalar Türkiye'ye kaybettirir."

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Siyasi soykırım operasyonlarının bir an önce son bulması çağrısı yapan Tuğluk, demokrasi için tüm demokrasi güçlerini dayanışmaya çağırdı. Tuğluk, "Süreç bize operasyonların devamının olacağı ve vekillerimize kadar dayanacak bir siyasi soykırımın devrede olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı. 

ASLAN: NE OLURSA OLSUN DİRENECEĞİZ

DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aslan ise AKP'nin tek dil, tek millet, tek devletten; tek adamlık dönemine girdiğini, muhalif herkesin sesinin kesilmek istendiğini söyledi. Aslan, "Biz siyasetçiler olarak geçmişten bugüne dek en ağır süreçlerle karşı karşıya kaldık ve elde edilen bir şey olmadı. AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı'nın ülkeye dayattığı bu karanlık geleceği bir an önce ortadan kaldırması gerekiyor. Demokratik siyasetin önünün kesildiği noktada ülkede savaş, acı ve gözyaşı olacaktır. Bu nedenle daha fazla demokratik mücadeleye ihtiyaç olan bir süreci yaşıyoruz. AKP'nin saldırılarının tek amacı demokratik siyasetin önünü kesmek olduğunu biliyoruz. Ne olursa olsun demokrasi mücadelesini büyüteceğiz ve direneceğiz" dedi. 

ANLI: SONUÇ ALAMAYACAKLAR

Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı da son bir yıldır Ankara'nın "aklını yitirmiş" durumda olduğunu söyledi. Dünyanın diyalog ve müzakereyle sorunlarını çözmeye gayret ettiği bir dönemde Ankara'nın toplumun bütününe karşı büyük bir faşizmle yöneldiğini belirten Anlı, şöyle devam etti: "Biz diyoruz ki siyasetçilerimizden elinizi çekin, katletmekten vazgeçin. 94'ün 2 Mart'ında siyasi soykırım ilk orada başlamış durumda. Günümüz çağında da bu durum halen devam etmektedir. 2 bin 500'e yakın siyasetçimiz son bir yıl içerisinde tutuklandı. Peki elinize ne geçti. Kürtler mücadelesinden vazgeçti mi? İradelerini kırabildiniz mi, hayır. Bu şekilde bu ülke ancak bataklığa gider. Belediye eşbaşkanlarımızı tutuklamakla, belediyelerimize kayyum atamakla bir sonuç elde edemeyecekler. Halkımızın haklı mücadelesinin sonuna kadar arkasında duracağız. Mücadelemizde kaygıya, korkuya asla yer yoktur. Bizi mücadelemizden alıkoymaları mümkün değildir. Halkımıza çağrıda bulunuyoruz; bugün iradesine sahip çıkma günüdür."