Türk devletinin işlediği suçlar Brüksel'de yargılanacak
Brüksel'de 5-6 Şubat tarihlerinde kurulacak Halk Mahkemesi’nde, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'de işlediği savaş ve insanlık suçları yargılanacak.
Brüksel'de 5-6 Şubat tarihlerinde kurulacak Halk Mahkemesi’nde, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'de işlediği savaş ve insanlık suçları yargılanacak.
Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından bölgedeki belirsizlik devam ediyor. Bölgesel ve uluslararası güçler yeni kurulacak Suriye'yi tartışırken, işgalci Türk devleti ve bağlı çeteler, Kürtlerin öncülük ettiği Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim bölgelerine saldırmaya başladı. İşgalci Türk devleti, bölgedeki belirsizlik halini fırsat görerek çeteler vasıtasıyla Tel Rifat ve Minbic'i işgal etti. İşgal edilen bölgelerde ise savaş ve insanlığa karşı suçlar işleniyor; siviller kaçırılıyor, tecavüzler, katliamlar yaşanıyor.
ÖNCE DAİŞ SONRA SMO İLE SALDIRILAR HİÇ KESİLMEDİ
Türk devletinin bölgede işlediği bu suçlar ilk değil. Rojava Devrimi ile birlikte Türk devletinin, DAİŞ çeteleri aracılığıyla başlayan saldırıları hiç durmadı. Zaman zaman çeteler aracılığıyla, zaman zaman havadan ve karadan işgal saldırılarıyla Türk devleti, bölgedeki devrimi boğmak istedi. YPG ve YPJ güçlerinin tarihi direnişiyle DAİŞ'in toprak hakimiyetine son verilmesinin ardından Türk devleti, DAİŞ artığı çetelerden oluşturduğu SMO çeteleriyle bu saldırılarını sürdürdü. Bu da yetmedi; Gire Spî, Serêkaniyê ve Efrîn işgal edildi. Bu bölgeler Kilis ve Urfa valiliklerine bağlandı. Türk devleti, bu bölgelerde suç işlemeye devam ediyor. Türk devletinin işlediği bu suçlar, tüm belge ve delillerine rağmen uluslararası ilgili kurumlar tarafından görmezden gelindi. Bu suçlar sumen altı edildiği gibi, Türkiye'ye bu konuda herhangi bir yaptırım da uygulanmadı.
BRÜKSEL'DE HALK MAHKEMESİ KURULUYOR
Bu suçları belgelemek ve tarihe not düşmek adına, 5-6 Şubat tarihlerinde Belçika'nın başkenti Brüksel'de, L'Université libre de Bruxelles'de (Brüksel Özgür Üniversitesi- ULB) Rojava Halklar Mahkemesi'nde Türkiye, işlediği suçlar sebebiyle yargılanacak. Mahkeme, üniversitenin Etterbeek Kampüsü'nde bulunan Aula QA amfisinde yapılacak. Mahkemeye, uluslararası suçlarla ilgilenen hukukçular, insan hakları aktivistleri ve gazeteciler davet edildi.
Organizasyon, Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Komitesi, Türk devletinin işlediği suçları takip eden bir grup avukat, Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi ile insan hakları örgütleri tarafından üstlenildi.
Mahkeme, ULB, MAF-DAD (Association for Democracy and İnternational Law), ELDH (European Association of Lawyers for Democracy and World Human Rights), IADL (International Association of Democratic Lawyers), Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), ve Brüksel Kürt Enstitüsü tarafından da destekleniyor.
'SALDIRILAR BÖLGEDEKİ HUZUR VE BARIŞI HEDEF ALIYOR'
Davet mektubunda, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan Kürt, Arap, Êzidî ve Hristiyan halklarının, demokratik ilkeleri benimseyerek toplumsal cinsiyet eşitliği, kültürel çeşitlilik ve sosyal adalet temelinde bir arada yaşadığı vurgulandı. Kuzey ve Doğu Suriye'deki bu modelin, özellikle 2018 yılından sonra Türk devleti ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından askeri saldırıların hedefi olduğuna dikkat çekilen mektupta, bu saldırıların bölgedeki huzur ve barış atmosferini ortadan kaldırdığı ve işlenen suçlarla uluslararası hukukun ihlal edildiği belirtildi.
TÜRK DEVLETİNİN İŞLEDİĞİ SUÇLAR
Davet mektubunda, mahkemenin inceleyeceği suçlar ise şöyle sıralandı:
- Sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi.
- Gazeteciler ve siyasetçiler gibi savaş dışı isimlerin suikastlarla hedef alınması.
- Sivillerin yaşamlarını idame ettirmek için kullandığı alt ve üst yapıların hedef alınması. (Okullar, hastaneler, elektrik, gaz, petrol ve su istasyonlar. Hesekê'de 1 milyon kişiye su sağlayan Aluk Su İstasyonu, Türk devleti tarafından hedef alındı).
- Yasaklı silahların kullanılması (işgal saldırılarında beyaz fosfor kullanıldı).
- İşkence ve insanlık dışı muamele.
- Etnik, dini veya kültürel kimliği sebebiyle kaçırma ve kötü muamele.
- Kürtlere yönelik sistematik ötekileştirme ve baskı.
- Zorla yerinden edilme (Efrîn, Serêkaniyê ve diğer bölgelerden sivillerin yerlerinden edilmesi).
- Kadınlara yönelik sistematik baskı, cinayetler ve tecavüz.
- Toplumsal yapıyı yok etmek için kadın liderler ve kadın hakları savunucularının hedef alınması.
- Êzidîlerin kutsal mekanlarının ve kültürel miraslarının tahrip edilmesi.
Davet mektubu, Avrupa'da Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi'nden Medya Abdah, MAF-DAD'dan Heike Geisweid ve ELDH'den Ceren Uysal tarafından imzalandı.
MAHKEME PROGRAMI:
1.Gün: 5 Şubat 2025
09:00- 09:30: Kayıt ve ön oturum
09:30- 09:45: Mahkeme üyelerinin tanıtımı
09:45- 10:15: Savcılığın açılış konuşması
10:15- 12:30: Duruşmanın 1. oturumu
13:30- 15:00: Duruşmanın 2. oturumu
15:15- 17:50: Duruşmanın 3. oturumu
2. Gün: 6 Şubat 2025
09:00- 09:30: 2. gün hazırlık
09:30- 10:30: Duruşmanın 4. oturumu (işlenen suçlara ilişkin)
10:50- 12:30: Duruşmanın 5. oturumu
13:30- 15:00: Duruşmanın 6. oturumu
15:00- 15:30: Savcılığın kapanış konuşması
15:30- 16:00: Türkiye hukuku çerçevesinde hesap verilebilirlik ve hukuki analiz
16:00- 17:30: Mahkeme müzekkereleri
17:30- 18:00: Ön bulgular