Tutsaklardan Leyla Güven'e mektup ve şiir

Bandırma 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevindeki tutsaklar Leyla Güven’e mektup ve şiir gönderdi. Tutsaklar “Tecridin parçaladığı, güneşin yüreklerimizi ısıtıp aydınlattığı gün çekeceğimiz özgür halayının başında sen olacaksın” dedi.

Bandırma 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve açlık grevinde olan tutsaklar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 8 Kasım 2018’den bu yana açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Leyla Güven için bir mektup kaleme aldı. Tutsaklar adına Siraç Keskin tarafından 4 Mart’ta kaleme alınan mektupta 67 kişinin süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olduğu belirtildi.

Tutsakların Güven'e gönderdiği mektup ve şiir şöyle: 

“Sevgili Leyla Yoldaş

Penceremize konan kuşlardan direnişle bezenmiş özgürlüğe nakşedilmiş selamlarını aldık. İadeyi ziyaret hakkımız doğdu ve size misafir olmaya karar verdik. Yoldaşlarınız için titreyen yüreğinizin sıcaklığını, cesaret aşılayan gülüşünüzü, direngen duruşunuzu güneşle hemhal oluşunuzu gördükçe gücümüze güç katıyor, zafer şarkılarımızı daha bir gür sesle söylüyoruz. Güneşimizin dile getirdiği bir sözü paylaşarak devam etmek istiyoruz. Güneşimiz, ‘savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen sevilir’ diyor. Bunu bir düstur olarak önümüze koyuyorduk. Bu düstura göre yaşayanlar kendilerini halkın sevgilisi haline getirmeyi her daim başardı. Ve zamanın ötesine geçerek yol gösterici olmasını bildiler. Bunu anlamayanlar sıradan vasat bir yürüyüş sahibi oldular. Ve 20 yıllık tecrit parçasının utancı haline geldiler. Her birimizin bireysel tarihi, maalesef bu utancın bir parçasını bağrında taşıyor. Sizin çıkışınız tam da bu utanç duvarlarını yıkma ve tecritle yaşamaya alıştırılma haline bir son verme çıkışıydı. Güneşin düsturunu anlayıp yaşamsallaştırma yürüyüşüydü. Siz bu görkemli çıkışınızla kendinizi, direnerek özgürleştirdiniz, özgürleştikçe güzelleştiniz, güzelleştirdikçe sevilir hale getirdiniz. Yeni bir halkın ve toplumun sevgilisi haline gelmeyi başardınız. Kendinizle birlikte bu düsturu günümüz itibarıyla on binlerin yüreğine nakşederek, yaşamsallaştırılmasına vesile oldunuz. O yüzden size minnettar olduğumuzu bilmenizi istiyoruz.

 

Sevgili Heval,

Özgürlük anı dediğimiz anlar vardır. O anlar büyük karar anlarıdır. Zamanın ruhunu ve gerekliliğini yüreğinde hissedip, bunun bilincine varıp, eyleme geçenler yaşama, zamana ve insanlara yön verirler. Sen de bunu hissederek harekete geçtin. İçimizdeki ilahi güç olan ama körelmiş vicdanlarımızı bileyip ayaklandırdın.

SES, SÖZ, EYLEM OLDUN

Yosun tutmuş yüreklerdeki tosunu söküp aldın

Gaflet uykusuna yatmış bizleri uyandırdın

Ses oldun

Söz oldun

Eylem oldun

Değerli bir evlat,

Şefkat dolu bir anne,

Eril zihniyete savaş açan bir kadın,

Ve gerçek yoldaşlığın adı oldun

Tarih oldun zamanın ötesinden

Geçmişi, geleceği anla buluşturdun kendinle

Direniş oldun bahar tadında

Bizde baharlar direnişle anılır

Direndikçe yüreklerimizde baharın

Rengarenk çiçekleri açıyor

Çiçek bahçesine dönüyor yüreklerimiz

Baharlar halaysız olmaz

En güzel halay ise

Zafere ulaşmış bir direnişin

Ardından çekilen halaydır.

HALAYIN BAŞINDA SEN OLACAKSIN

Tecridin parçaladığı, güneşin yüreklerimizi ısıtıp aydınlattığı gün çekeceğimiz özgür halayının başında sen olacaksın. Ve bizler direniş figürlerimizle sana katılacağız.

Sevgili Heval, rojnamede çıkan mektubunu okuyunca, kısaca da olsa duygularımızı paylaşalım istedik. 5 Ocak itibarıyla bizde burada Engin Okuducu, Abdullah Kaya, Zinar Doğan, Şehmus Can ve arkadaşlarımızla birlikte geliştirdiğin direniş halayına katıldık. Böyle bir halayda yer almak kendin olmaktan çıkıp, toplumsallaşmak dünyanın en güzel duygusu bizler için. Bu duygularla 8 Mart’ını ve Newroz Bayramını şimdiden kutluyor, tecridin kırıldığı, zulmün yıkıldığı, halkaların özgürce yaşadığı günlere vesile olmasını diliyorum.

Direniş dolu yüreklerimizle sevgi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Güneşin ve direnişin sıcaklığıyla kal.”