Uysal: Seçime müdahale Türkiye’nin sorunudur

DEM Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan, seçmen iradesine müdahalenin sadece bir partinin meselesi değil, Türkiye'nin hukuk, seçim güvenliği ve demokrasi sorunu olduğunu söyledi.

QILEBAN'DA TAŞIMA OY TEPKİSİ

Halkın Qileban’da taşımalı seçmene gösterdiği tepkiler devam ediyor. DEM Parti (Şirnex)Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan, halkın tepkisinin güçlü olmasıyla sonuç alabileceklerini söyledi. 

ANF’ye konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan, Qileban (Uludere) için seçim akşamından beri itiraz ettiklerini belirterek, şunları söyledi: “Şu an AKP ile DEM Parti arasındaki oy farkı bizim listemize göre 103, resmi verilere göre 106. Zaten bin 300'e yakın asker oy kullandı. Normalde bin 800 civarı yazılmıştı ama gelemeyen oldu askerlerden. Sonuç olarak şu an halkın dışında dışarıdan getirilen bin 300’e yakın oy var. Ona rağmen şu an oy farkı 106 ve bir sürü usulsüzlük yaşandı gün boyunca. Hemen hemen her okulun kapısında jandarmalar uzun namlulu silahlarla yüzü kapalı ve üniformalı bir şekilde bekledi. Bunu üzerine yapığımız tüm itirazlarımız reddedildi. Zaten askerler toplu bir şekilde oy kullandı, toplu bir şekilde götürüldü. Yine gün içerisinde birkaç okulda birçok problem yaşadık. Geçersiz oy sayımız çok fazla, yaklaşık 300 oy geçersiz görünüyor şu an için. Onların yeniden sayılması talebimiz var. Sandık sonuç tutanaklarında kullanılan zarf ve pusula sayılarıyla geçersiz sayılan zarf pusula sayıları birbirini tutmuyor. Bunlara ilişkin itirazlarımızı yapıp yeniden bir sayım istedik. Hastalar için olan gezici bir sandık var. Bu sandıkla ilgili de şaibe ve usulsüzlük iddiamız var. Bu sandığın komple iptal edilmesini talep ettik.”

ARADAKİ FARK ÇOK DÜŞÜK

Newroz Uysal Aslan, tüm bu itirazlara rağmen ilçe seçim kurulunun hemen toplanmadığını, halkın ise bu tabloya karşı tepkili olduğunun söyledi. Newroz Uysal Aslan, şöyle devam etti: “Birçok konuda yanlış sayım, hatalı döküm, eksik ya da fazla pusula, zarf meselesi, yine seçim güvenliğini ve halkın iradesini sakatlayacak şekilde güvenliğin müdahil olmasıyla ilgili itirazlarımız var. Seçim Kurulu seçim akşamı itirazlarımızı değerlendirmedi. Ertesi gün toplanacağını ve değerlendireceğini söylemişti. Ancak toplanmadı. Biz itirazlarımızın hepsini yazdık. Halk zaten dün geceden beri ayakta büyük bir tepki ve öfke hali var. Hem bu bin 300 asker nedeniyle bir öfke var hem de 106 gibi bir oya. Ki bu oy seçim akşamı 26'ya düşmüştü, tekrar 106'ya çıktı. Kurul Başkanı, kurulu toplayacağını ve bir karar vereceğini söyledi. Eğer kabul edilirse sayım bir daha yapılacak ama seçimin itirazına dönük henüz bir şey yok. Ne kısmi ne de genel. Reddedilirse zaten bir kurula, sonrasında da Ankara'ya gitme, itiraz etme hakkımız var. Seçimin ertesinde biz bir kitleyle yürüdük, biz içeride beklerken dışarıdaki kitle daha da arttı. İnsanlar kazandıklarının ve iradelerinin gasp edildiğinin farkında olduğu için bunun durdurulmasını talep ediyor. 

SONUÇ ALACAĞIMIZA İNANIYORUZ

Elbette o kurulun değerlendirmelerinin de tarafsız, bağımsız olduğunu söyleyemeyiz maalesef. Ki tarafsız, bağımsız olsa daha önceki usulsüz seçmenlerle ilgili itirazlarımıza böyle bir karar verebilecekti. Ancak halkın iradesini sahiplenmesiyle bir sonuç alacağımıza inanıyoruz. Çünkü aradaki fark çok düşük, itirazlarla kapanabilir bir şey. Biz itirazların kabul olması haline farkın kapanacağına inanıyoruz. Halk da buna inanıyor ve o yüzden buradayız.”

BİR PARTİNİN MESELESİ DEĞİL

Sahte seçmenlerle bir başarı algısı yaratma halinin, ahlaki, insani ve hukuki olmadığını, siyasi ahlaka da sığmadığını belirten Newroz Uysal Aslan, şöyle konuştu: “Bu konuda sürekli söylüyoruz; bu sadece bir partinin meselesi değil. Bu Türkiye'nin hukuk, seçim güvenliği ve demokrasi sorunudur. AKP'nin ısrarla sahte seçmenlere ilişkin çalışmaları olduğunu aylardır söylüyoruz, 2019'da, 2018'de de benzer pratikleri olmuştu. Bu konuda halkın özellikle Şırnak'ta ve diğer yerlerde sahte seçmene dönük tepkisi, onlara dönük o öfkesinin yansıma hali, halkın kazandığı, devletin ise kaybettiği fotoğrafın özeti gibiydi. 

UZMAN ÇAVUŞ VE TEĞMENLERDİ

Zaten oraya getirilenler er değil, uzman çavuş ya da teğmenler. Yani sözleşmeli, aslında memur ve maaşlı insanlar bunlar. Bu noktada olayı çarpıtarak sanki kitlemizin, askerlerine bir saldırısı varmış gibi manipülasyon yapılmak istendi. Sanal medyada da bunu denediler, Erdoğan’ın konuşmasına da bu durum yansıdı. Sanal medya üzerinde saldırılar devam ediyor.

ÖZEL SAVAŞ OPERASYONUDUR

İktidarın Kurdistan'da belli bölgeleri hem savaş stratejisi, hem toplumsal olarak manevi bir çöküntü yaratmak hem de özel savaş operasyonu yönüyle hedef aldığını biliyoruz. O seçmen taşınan yerler, sadece rakam olarak birbirine yakın olan yerler değil. Aynı zamanda devletin Kürt halkının moral üstünlüğü ve manevi bütünlüğünü bozmayı hedefleyen bir özel savaş operasyonunun da parçası. Şırnak da o yüzden hedef alındı, diğer hedef alınan yerler de keza öyle.”