YJA Star direniş kapasitesini gösterdi

YJA Star komutanlarından Jindar Çayan, düşmanın tekniği üzerinde ne kadar uzmanlaştıklarını, ellerindeki tekniğe de ne kadar hakim olduklarını bu direniş sürecinde gösterdiklerini belirtti.

Devam eden direniş sürecinin, YJA Star güçlerinin hem taktik hem de teknik olarak ne kadar derinleştiğini ortaya koyduğunu belirten YJA Star komutanlarından Jindar Çayan, bunun temelindeki direniş geleceğinin de yadsınamayacağını söyledi.

YJA Star komutanlarından Jindar Çayan, PKK'nin 43 yılı ve kadın mücadelesine olan katkılarıyla ilgili Jin TV'nin sorularını yanıtladı.

PKK nasıl bir ortamda ortaya çıktı, onu oluşturan koşullar nelerdi?

PKK'nin 43. yıl dönümünü Önderliğe, bütün devrim şehitlerine, Kürdistan ve Ortadoğu halklarına, mücadele yürüten bütün devrimcilere kutluyorum.

PKK'nin kuruluşunun olduğu süreç 1970'lerdir. O süreçte genel olarak dünyada iki kutuplu bir sistem vardı. Ulusal kurtuluş mücadelelerin zirve yaptığı bir süreçti. 68 kuşağının etkileri yoğun olarak yaşanıyordu. Dünyada devrimci dalga yayılıyordu. Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar, İbrahim Kaypakkayaların, hem öğrenci gençlik içerisinde hem de halk içerisinde örgütlendikleri, mücadeleyi doruk noktaya ulaştırdıkları bir süreç yaşanmaktaydı.

Önderliğimiz de o süreçlerde üniversitede okuyordu. Önderliğin daha önceden sürdüğü arayışlarında İbrahim Kaypakkayalardan da etkilenmesi söz konusuydu. 70'li yıllarda üç devrimci önderin farklı şekillerde şehadetinin yaşanması; Mahir Çayanların devlet tarafından katledilmesi, İbrahim Kaypakkayaların işkencede katledilmesi gibi durumların PKK'nin çıkış koşullarına çok fazla etkisi oldu. Kemal Pir, Haki Karer arkadaşlar, Önderliğin arkadaşları olarak bu süreçlerde etkin rol üstlenirler. Grup aşaması hem Türkiye hem de Kürdistan gençliği açısından 1978'lere kadar devam eder. Özellikle 18 Mayıs 1977’de Haki Karer’in MİT'e bağlı bir ajan örgüt tarafından komplo sonucu şehadetinin yaşanması, PKK'nin kuruluş sürecini hızlandırır. PKK'nin kuruluşu Haki Karer’in şehit edilmesine bir cevaptır. Bundan sonra bu durum, PKK'de bir tarz halini alıyor. Her şehadet PKK'de bir dönüm noktası oluyor. Haki Karer’in şehadeti partileşme sürecinde güçlü bir yoğunlaşma zemini sağlıyor.

Haki Karer, neden bu kadar önemli bir isim?

Haki Karer, Önderliğin en yakın arkadaşlarındandır. Liseyi okuduğu yıllarda devrimci düşüncelerle tanışır, Karadenizli/Orduludur. Kemal Pir ile arkadaşlığı liseli yıllara dayanıyor. Haki Karer, liseli yıllarda 'eylem yapmak zor değil ama önemli olan örgütlülüğü yakalamaktır’ diyor.

Daha sonra üniversitede Önderlik ile tanışıyorr ve PKK’ye çok aktif bir katılımı oluyor. Ülkeye dönüş kararı alındığında ilk olarak kararı uygulayan arkadaşların arasında yer alıyor. Kürdistan'ın dilini, kültürünü bilmediği halde örgütlenmeler için Kürdistan'a hiç tereddüt yaşamadan gidiyor. Daha sonra katılan birçok kişi üzerinde Haki Karer’in çok güçlü etkileri vardır.

Türkiye halklarından olması PKK'nin daha çıkış zemininde enternasyonalist karakterini açığa çıkarıyor. PKK, hem Türkiye halkları hem de Kürdistan halkları zemininde kendisini örgütlüyor. Daha grup aşamasında diğer halklardan katılımlar var. En baştan beri Türkiye ve Kürdistan sorunlarına çözüm hedefleniyor. Burada Deniz Gezmişlerin Türkiye zemininde yaptığı çağrıların da etkisi vardır.

Haki Karer’in katledilmesi bilinçlidir. Önderlik, ’’Haki benim gizli ruhumdur'' diyor. Algılama, anlama düzeyi çok fazladır. Haki Karer ile kalan arkadaşlar, “Önderlik değerlendirme yaptığında biz dinlerdik ama Haki O'nunla tartışırdı'' diyor. Önderliği anlama ve Önderlikle düşünce anlamında bazı şeyleri tartışma noktasında anlama düzeyi çok yüksektir. Ondan dolayı katlediliyor.

Diğer bir nedeniyse Türkiyeli bir arkadaş olmasıdır. Devlet en başından beri PKK'yi dar bir çerçeveye sıkıştırmaya çalışıyor. Bundan dolayı da böyle bir şehadet gelişiyor. Haki Karer, özgürlüğü ve bağımsızlığı kendisine hedef alan bir arkadaştır. Ondan kaynaklı da mezarının üzerinde, ''Benim için bağımsızlık ve özgürlük her şeyden daha değerlidir'' şeklindeki sözü yazılıyor. Kendi sözüdür. İnandığı bir şeydir. İdealleri uğrunda kendini feda eden bir arkadaştır. PKK'nin kuruluşu da hem iki kutuplu dünya düzeninden etkilenme söz konusu, sosyalizmin etkisi çok yoğun yaşanıyor.

Ayrıca devrimci hareketlerin çok yoğunlaştığı bir süreç var. Kürdistan'da da yansımaları var. Haki Karer’in şehadetine kadar grup aşamasıdır, ondan sonra bir partileşme kararı alınıyor. 27 Kasım 1978’de yapılan ilk kongre ile partileşme kararı alınıyor.

PKK’nin kurucuları arasında yer alan Sakine Cansız’dan da biraz bahseder misiniz?

Sakine Cansız (Sara), partiye katılan ilk kadın arkadaşlar arasındadır. İdeolojik grup aşamasında PKK içerisinde her kesimden arkadaşlar vardır. Sara, Dersimlidir. Dersim direniş kültüründen etkilenerek büyüyor. Besêlerin, Zarifelerin direnişinden çok fazla etkileniyor.

O dönemde Türkiye'de belli bir devrimci dalga var. Sara, kadın için verili olan toplumsal cinsiyet rollerini kabul etmiyor. Buna karşı tepkisi ve refleksi daha genç yaşlarda gelişiyor. İlk başta devrimci arayışları çok güçlü PKK'den önce daha farklı örgütlenmelerle belli düzeyde bağlantıları var. Daha sonraki süreçte Önderlik ile tanışma ve grup aşamasından itibaren devrimci örgütlenme içerisinde yer alıyor. “Hep Kavgaydı Yaşamım'' adlı kitabında kendisini anlatıyor. Doğuşundan şehadetine kadar yaşamı hep kavgaydı ve direnişiyle tanınıyor. Katıldıktan belli bir süre sonra Türk devleti tarafından tutuklanıyor. Zindan direnişinin hem o süreçte tutsak olan arkadaşlar üzerinde hem de halk üzerinde çok büyük bir etkisi oluyor. Sara çok aktif bir biçimde direnişte yer alıyor.

PKK'nin Kürt ve Türkiyeli kadınlar açısından kazandırdıkları nelerdir?

PKK'nin hem kadınlar hem de halklar açısından kazandırdığı çok fazla şey vardır. 44. yılına girerken PKK'nin kazandırdıklarını değerlendirecek olursak; PKK sosyalist ilkeler üzerinden kendisini örgütlendirdi. Yeni yaşam ve yeni kişiliği oluşturma aşamasında PKK kendisini örgütlendirdi. Kadının daha fazla özgürleştirilmesi, sistem tarafından kendinden uzaklaştırılan kadının kendi özüyle daha fazla bütünleşmesi süreci yaşandı. Halklara ve kadınlara özgürleşme zemini oluşturuldu. En büyük kazanım budur, özgürleşme zemini oluşturmasıdır. Daha önce gelişen devrimlerde de kadın vardır. PKK'de kadın sorunuyla ilgilenmek, kişilik sorunuyla ilgilenmek ya da özgürlük sorunuyla ilgilenmek birebir geliştiğinden daha fazla kadının ilgisini çekiyor. PKK'de kadının özgün bir örgütlenme sistemi var. PKK'de gelişen kadın özgürlük düzeyiyle birlikte gelişen bir jineoloji var. PKK'nin geliştirdiği kadın bilimi, kadınla birebir ilgilenme, yoğunlaştırma vardır. Bunlardan dolayı hem Kürdistan hem de Ortadoğu'da kadınlar akın akın bir örgütlenme içerisinde PKK zemininde yer alıyor.

Sizin de takip ettiğiniz üzere Colemêrg'te bir tecavüz çetesi, Türk askerinin itirafıyla açığa çıktı. Özellikle Kürt kadınına yönelik geliştirilen bu özel savaş politikalarının direnen özgür kadın gerçekliği ile bir bağı var mıdır?

Devletin yapmak istediği şey, toplumsallığı ortadan kaldırmaktır. Toplumsallığı ortadan kaldırmak için de toplum içindeki ahlak değerlerini ortadan kaldırmaları gerekiyor. Ahlak konusunda da toplum içerisinde en fazla değerleri kendisinde somutlaştıran kadındır. Bunun için de Türk devleti, kadına el atarak kendi özünden, kendi toplumsal değerlerinden, kendi ahlakından uzaklaştırarak aslında hem kadını iradesizleştirmek istiyor hem de toplumu iradesizleştirmek istiyor.

Bu son süreçte de yoğun bir biçimde gelişiyor ama 90'larda serhildan süreçlerinde de yaşanıyordu. Sadece Colemêrg'te değil Kürdistan'ın hemen hemen her yerinde bu yoğun bir biçimde gelişiyor.

Bizim kadını paradigmamız temelinde özgürleştirme çalışmalarımız çok yoğun devam ediyor. Mücadelede kadın aktif yer alıyor. Hem halktaki serhildanlarda, hem de gerillada kadın çok yoğun olarak işgale karşı direnişe öncülük yapıyor.

Rojava Devrimi, bir kadın devrimi olarak ortaya çıktı. Tüm bunların karşısında devlet “kadını düşürerek toplumu düşürme'' stratejini yürütüyor. Kadını ahlaki olarak çökertme yönelimleri ve yoğunlaşmaları sürüyor. Bu çete de onun en küçük bir örneğidir. Türk askeri ve polisi, Kürdistan'ın her yerinden bunu yapıyor. Bu nedenle Kürt kızlarının çok duyarlı olmaları, kendi öz savunma sistemlerini oluşturmaları gerekiyor. Bunun için PKK'li olmaları gerekmiyor. Bir kadının kendi özgürlüğünü koruma noktasında güçlü bir örgütlülüğünün olması gerekiyor. Türkiye'de de kadın katliamı çok var. Devlet bunu Kürdistan'da ise özel olarak yapıyor.

Dediğiniz gibi kadınlar, işgal saldırıları karşısında öncü bir pozisyonda rol oynuyor. Avaşîn, Zap, Metîna ve Heftanîn'de YJA Star eylemlilikleri ön planda. Kadınlar bu gücü nereden alıyor?

2021’de taktiksel olarak bazı değişimler oldu. Özellikle Garê'deki Siyanê direnişiyle beraber hem ruh ve taktik olarak hem de düşmanın yeni tekniği karşısında hangi tarz ve yöntemle direnmemiz gerektiği noktasında birçok tecrübe kazandık.

Siyanê’de dört gün, Mamreşo 10 gün, Zendura 40 gün, Tepê Sor'da 70 gün, Werxêle'de üç ay direnildi. 24 saatlik bir direnişti bu tünellerde yaşanan direnişler. Bu belirttiğimiz direniş alanlarında kadın arkadaşlar da yer alıyordu.

Avaşîn’de kadın arkadaşlar çok aktif bir biçimde direnişe dahil oldu. Bizim YJA Star güçleri olarak hem taktik olarak hem de teknik olarak ne kadar derinleştiğimizin örneği oldu. Düşman tekniği üzerinde ne kadar uzmanlaştığımızı, elimizdeki tekniğe ne kadar hakim olduğumuzu bir boyutuyla açığa çıkardığımız bir süreçti. Sadece bu değil, 40 yıllık gelişen mücadele direnişimizde kadının geliştirmiş olduğu tecrübelerle de bağlantılıdır. Direniş ruhu var. Bu ruh Bêrîtanlar ve Zîlanlar’la başladı, Delaller, Azêler’le devam etti.

Günümüzde özellikle Avaşîn sahasında Çavrê’de somutlaştı. Çavrê, Werxelê direnişinde yer aldı. Geverli bir arkadaştı. Cumali ile birlikte güçlü bir direnişe damgasını vurdu. Mamreşo'da Sarya, Tepê Sor'da Zinarîn aktif olarak tünel savaşında yer aldı. Zagros direnişinde arazide Adife, 8 aylık operasyonda hemen hemen her süreçte rol üstlenen bir arkadaştı. Onlarca kadın arkadaşın direnişi bu sürece damgasını vurdu. Bu gelişen bir tecrübenin de sonucudur ama süreçle beraber gelişen ruhun da bir sonucudur.

2021’de direniş ruhu, PKK içerisinde zirveye ulaştı. Daha öncesinde bir fedaileşme çizgisi vardı ama bu süreç tünel direnişlerinde fedaileşme çizgisinin üstüne çıkıldı. Werxelê direnişinde arkadaşların gönderdiği bir mesaj vardı. Biz daha önce derdik, kanımızın son damlasına kadar ama onlar, ''kemikleri eriyinceye kadar'' direneceklerini ifade etti.

Son olarak belirmek istediğiniz bir şey var mı?

44. yıl eylemselliklerin, direnişin zirveleşeceği bir yıl olacak, biz Apocu ruhla bunu başarmaya hazırız. 43. yılda düşman tekniği karşısında çok büyük bir tecrübe sahibi olduk. Halkın da sürekli gerilla direnişini güçlendiren temelde serhildanlarda olması gerekiyor. Yine gerillaya katılımların da daha güçlü olması gerekiyor.