Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde sarf ettiği “Bir milyon Suriyeliyi ülkelerine göndereceğiz” sözünü hatırlatan El Abid, “Bugün Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de kamplar kuruluyor. Bu kampların oluşumunda insani kurum olarak yer alan kurumların hepsinin de amacı farklı” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Çalışma ve Sosyal İşler Komitesi Eşbaşkanı Hemdan El Abid, Türk devletinin bölgeye yönelik saldırılarını ve politikalarını ANF’ye değerlendirdi.
Türk devletinin tek amacının bölgede kendi işgalini derinleştirmek olduğunu belirten Hemdan El Abid “Türk devleti Suriye krizinin başından itibaren Suriye’ye müdahale etti. Buradaki tek amacının tekrardan Osmanlı hayalini gerçekleştirmek olduğunu herkes biliyor” diye konuştu.
Türk devletinin hem Osmanlı hayalini gerçekleştirmek hem de Ortadoğu’daki işgalini genişletmek istediğine dikkat çeken El Abid devamla şöyle konuştu: “Bu hedefine ulaşmak için de şimdi Suriye’de bazı parçaları ele geçirmek ve kendi sınırlarına katmak istiyor. Daha önce de Türk devleti Suriye topraklarını kendi sınırlarına dahil etti ve şimdi aynı şeyi yapmak istiyor. Aynı zamanda Türk devleti şimdi Suriye’de kendi işgalini meşrulaştırmak istiyor. Türk devleti bunu da İslam adı altında yapıyor. Ama biz bunu çok iyi biliyoruz 400 yıl boyunca Osmanlı’dan bugüne kadar ölüm, talan, katliam ve insanlığa saldırmak dışında hiçbir şey yapmadılar.”
Türk devletinin İdlib’te çetelerden kurduğu, çete ordusuyla herkese ve her yere saldırdığını ifade eden Hemdan El Abid, “Bugün aynı şeyi Kuzey ve Doğu Suriye ve Irak’ta yaptığını görüyoruz. Türk devleti kendi sınır güvenliğini savunma adı altında Musul’dan Haleb’e kadar işgal edip kendi topraklarına katmak istiyor. Bu nedenle Türk devleti bu emellerini gerçekleştirmek için Cebhet El Nusra ve DAIŞ gibi çete gruplarına destek verdi” dedi.
İDLİB TÜRK DEVLETİNİN ÇETE YUVASI
Türk devletinin ayrıca Irak, Libya ve Suriye’de krizlerin derinleşmesini ve ilk başlarda halkın kendi özgürlükleri için yapmak istediği devrimin kaosa dönüşmesine neden olduğuna dikkat çeken El Abid, Müslüman Kardeşler projesinin Cezayir, Tunus, Mısır, Suriye ve Libya’da boşa çıkmasıyla Kuzey ve Doğu Suriye’de saldırılara başladığını söyledi. Türk devletinin İdlib’de binlerce kişiden oluşan bir çete ordusu kurduğunu belirten El Abid devamla şu değerlendirmelerde bulundu:
“İdlib’in çocuklarını bu orduya dahil etmiş ve bunları işgal ettiği bölgelere göndererek istediği yere saldırtıyor. Türk devleti ne kadar tehlikeli ve kirli çete grubu besliyor. Tüm bunları yapan Türk devleti, Kürt Özgürlük Hareketi’ni de büyük bir tehlike olarak gördüğünü söylüyor ve saldırıyor. Ancak Kürt Özgürlük Hareketi herkesin meşru hakkı olan kendi topraklarını ve kendi halkını savunmasını yapıyor. Her insanın, her toplumun ve her halkın kendi yaşam hakkını savunma, topraklarını savunma ve kendi öz savunmasını yapma hakkı vardır. Bugün Kürt Özgürlük Hareketi de kendi halkının hakkını savunuyor. Kendi halkının kaybolmuş haklarını savunuyor.
Hiçbir şekilde dışarıdan bir devletin başka bir devletin iç sorunlarına müdahale etme hakkı yok. Bir halk içinde yaşadığı devlet ile sorunlar yaşayabilir, ondan talepleri olabilir ve bunun çözümü de o devlete aittir. Ancak bugün Türk devleti Irak ve Şengal’e müdahale ederek büyük bir suç işliyor. Türk devletinin Başur Kürdistan’ına saldırması, Şengal’e müdahale yapma çabaları ve örülen duvar, tüm bunlarda başka bir amaç var. Türk devletinin amacı işgaldir. Ancak burada Irak ve Suriye’nin de sorumlulukları var. Irak ve Suriye kendi iç sorunlarına Türk devletinin müdahale etmesine izin vermemeleri gerekir.”
TÜRK DEVLETİ SADECE BİR HALKA SALDIRMIYOR
Kürt halkı dışında Türkmenler, Çerkezler, Ermeniler, Araplar ve Asurilere çağrıda bulunan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Çalışma ve Sosyal İşler Komitesi Eşbaşkanı Hemdan El Abid, devamla, “Türk devleti burada sadece bir halka saldırmıyor. Tüm halklar onun hedefinde. Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’ye saldırırken kimseyi seçmedi, tüm halklara saldırdı” diye konuştu.
SUUDİ ARABİSTAN VE KUVEYT’E ÇAĞRI
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde sarf ettiği “Bir milyon Suriyeli'yi ülkelerine göndereceğiz” sözünü de hatırlatan El Abid, “Bugün Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de kamplar kuruluyor. Bu kampların oluşumunda insani kurum olarak yer alan kurumlarının hepsinin de amacı farklı” dedi.
Özellikle Suudi ve Kuveyt insani kurumlarının bu kampların oluşumunda yer aldığını belirten El Abid, son olarak bu ülkelere de şu çağrılarda bulundu: “Benim Suudi ve Kuveyt’e çağrım, bu projeden vazgeçmeleridir. Çünkü bu topraklara getirmeyi hedefledikleri insanlar buranın insanları değil. Bu toprakların sahipleri var. Bugün onları topraklarından edip, Türk devleti başka insanları getirmek istiyor. Bu da tümden gasp, talan ve demografik değişimdir ve insanlık suçudur.”