Ehmed: DAİŞ’e karşı yeterli destek yok

QSD Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, Türk devleti ve kısıtlı imkanlara rağmen DAİŞ’le kesintisiz mücadele ettiklerini ama Uluslararası Koalisyon’dan yeterli destek görmediklerini söyledi.

Yalnız bırakılan Özerk Yönetim’in imkanları ve alabildiği yetersiz desteğin, DAİŞ’e karşı mücadelenin tam sonuç almasını engellediğini kaydeden QSD Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, “Maddi, manevi, siyasi, askeri, her açıdan destek lazım” dedi.

QSD Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, Baxoz zaferinin yıl dönümü vesilesiyle ANF’nin sorularını yanıtladı.

DAİŞ’in işgalinin sonlandırıldığı Baxoz zaferinin ardından nasıl bir aşamaya geçildi?

2019’dan bu yana birçok başarılı ve etkili operasyon düzenlendi. Uluslararası Koalisyon desteğiyle çevre bölgelerde de operasyonlar düzenlendi. Yapılan operasyonlar yeterli olmadı. Kendilerini örgütleyecek bir zemin var. Bizim bölgelerde bomba yüklü araçlar, eş zamanlı ve koordineli çok sayıda saldırı oldu. Cezaevi saldırısı kendilerini nasıl yeniden örgütleyip canlandırdığının net örneğidir. Bitmiş değiller, halen saldırı için çabalıyorlar. Geçtiğimiz sürede ABD, İngiltere ve Fransa öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’un da bazı çalışmaları oldu ancak bunlar yetersiz. Bizim mücadelemiz her halükarda devam ediyor. Zaten bizim operasyonlarımız ve çabamız olmasaydı DAİŞ yeniden çok ciddi bir tehdit olurdu. DAİŞ, Irak’ta aktif saldırılar düzenliyor, Suriye rejimi kontrolündeki bölgelerde halen aktif.

Türk devleti, DAİŞ’in aktif kalması için nasıl bir zemin sağlıyor?

Türk devletinin işgali altındaki bölgelerde de var. DAİŞ, orada kendini örgütlüyor, eğitiyor ve bizim bölgelere saldırılar planlayıp düzenliyor. En son Ebubekir Bağdadi ve sonda da Abdullah Kardaş’ın öldürülmeleri de DAİŞ sorumlularının tamamının bu bölgelerde konumlandığını gösterdi. Orada koruma altında kendilerini güvende hissetmeseler kalmaları mümkün değil. Bu önemli bir konu.

DAİŞ’le mücadelenin önünde Türk devletinin dışındaki engeller nedir?

Yalnız bırakılan Özerk Yönetim’in imkanları ve alabildiği yetersiz destek, DAİŞ’e karşı mücadelenin tam sonuç almasını engelliyor. Kamplarda kalanların ülkelerine dönmeleri için defalarca çağrı yapıldı, ancak çok az sayıda DAİŞ’li götürüldü, büyük çoğunluk halen burada. Buralar en tehlikeli yerlerdir. Bunun için geçtiğimiz süre zarfında Hol Kampı’nda operasyonlar oldu. Orayı sivillerin kaldığı bir kamp olarak gösterdiler. ‘Sivil kamptır, haksızlık yapılıyor’ vb. şeyler söylendi. Dünya basınında bu defalarca kez görüldü. Bunu söyleyenler aslında DAİŞ’i ve fikrini destekleyenlerdir.

Hesekê saldırısından sonra bir değişim olmadı mı?

İstenilen düzeyde adım atılmadı. Birçok konu tartışılıyor, ancak pratiğe geçirmede ağır hareket eden bir yaklaşım var. Sonuçta pratikte istenilen destek zayıf, yeterli değil. Binlerce tutuklu var, yapılan cezaevi neye yetecek? Birkaç kişiyi eğitmek neye yarayacak? Maddi imkanlar yeterli değil. O kadar tutuklu, o kadar kamp var. On binlerce kişiden bahsediyoruz.

İhtiyacınız olan destek nedir?

Vatandaşları olan DAİŞ’lileri götürsünler. Götüremedikleri için en azından bize destek sunsunlar. Bu bölge korunmalıdır. Bu kadar saldırı altında bu kadar tutuklu, bu kadar DAİŞ’li aile, gelecekleriyle bağlıdır, bu kadar çocuk ileride bir ordu demektir. Eğitimsiz büyüyorlar. Tüm dünya için yeni bir tehlikedir. Tüm dünya birlikte bunu hissetmeli ve sorumluluklarını yerine getirmelidir. Maddi, manevi, siyasi, askeri, her açıdan destek lazım.

Cezaevi saldırısından sonra bölgede sürekli operasyonların sürdüğü basına yansıyor. Bu süre içerisindeki mücadelenizi anlatabilir misiniz?

Saldırılardan bu yana gizli hücre yapılanmalarına dönük operasyonlar sürüyor. Hem DAİŞ’e hem de destekçilerine dönük her açıdan operasyonlar sürüyor. Aynı şekilde MİT, bu son dönemde DAİŞ’e desteğini bir kez daha gösterdi. Bunlara karşı aynı zihniyet, yaklaşım ve amaçla saldırıyorlar. Bunun için onlara karşı da operasyonlarımız sürüyor. Türk devletinin saldırıları da durmadı. Tüm bölgelerde de gücümüz duyarlıydı. Halen de bu duyarlılık devam ediyor. Hem toplum olarak hem de güç olarak. Bunu boşa çıkarmak için mücadelemiz sürecek. Azmimizi ve irademizi kıramazlar.