Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik mutlak tecrit uygulandığına dikkat çeken Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Ferzende Munzur, “CPT tecride göz yumuyor. İmralı’da işkence var dedi ama somut bir adım atmadı" dedi.
23 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan, 25 Mart 2021’de gerçekleştirilen kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor.
Asrın Hukuk Bürosu avukatları müvekkilleri Öcalan'la görüşme gerçekleştirmek için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na 25 Mart 2021 yılından bu yana sonuçsuz 147 başvuruda bulundu.
Abdullah Öcalan'a yönelik ağır tecride işaret eden Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Ferzende Munzur, "Önderlik dünya devletleri tarafından komplo sonucu kaçırıldı. Adaletsiz bir mahkemeye çıkarıldı. Eğer uluslararası anlaşma, Uluslararası Af Örgütü kanun ve hukuklarını araştırırsak Önderlik ve İmralı’ya yönelik bir madde bile geçerli değil. Bir bütün olarak hukuka ayrı olduğunu ve kanunların çiğnendiğini görebiliriz.
Her bir tutuklunun aile ve avukatlarıyla görüşme hakkı vardır. Yine doktor kontrolü altında olması gerekir, ihtiyacı olan tedavinin karşılanması gerekir. Önderliğin sağlık durumun iyi olmadığını biliyoruz fakat doktor kontrolü var mı ya da tedavi görüyor mu buna dair de bir bilgi elimizde yok. İmralı adasında koşullar çok ağır. Uluslararası kanunlara göre bir insan uzun bir süre hücrede kalmamalı. Ama dünyada eşi benzeri görülmemiş bir durumla karşı karşıyayız” diye belirtti.
‘DÜNYA SESSİZ KALIYOR’
Abdullah Öcalan'a dönük tecride tüm dünyanın sessiz kaldığını yineleyen Ferzende Munzur, şöyle devam etti: "Her tutuklunun dışarı ile iletişime geçmesi, telefonla konuşma hakkı vardır, fakat Önder Apo için bu kanun da geçerli değil. Yine gazete, dergi ve televizyona ulaşma hakkı sağlanmıyor. Kısacası her tutuklunun hakkı olan Önder Apo için hak olarak görülmüyor. Bu da uluslararası kanunların çiğnendiğini ispatlıyor. CPT birçok kez İmralı'ya gitti. Yine dünyada birçok gözetleme komitesi var. Bu komiteler İmralı’ya gitmeli ve ziyaretlerini aktarmalı.
CPT İmralı’da işkence uygulanıyor dedi ve bunu demekle kaldı, somut bir adım ya da müdahalede bulunmadı. CPT'nin görevini yerine getirmesi gerekirdi. Bu sessizlik, Türk devletine fırsat veriyor. Türk devleti de bu fırsatı kullanarak Önder Apo’ya yönelik tecridi her geçen gün artırıyor."
‘ÖNDER APO DEMOKRASİYİ TEMSİL EDİYOR’
"Önder Apo’nun projesi, İmralı’dan gelen mesajlar Türk devletinin çıkarlarına göre değil. Çünkü İmralı’dan gelen mesajlar ve Önder Apo’nun projesi demokrasi, barış ve çok renkliliği temsil ediyor. Önder Apo'nun mesajları hem Kürt, hem Türk hem de Ortadoğu haklarının yararınadır" diyen Munzur, Abdullah Öcalan’ın var olan sorunları tespit ettiğini ve çözüm sunduğunu belirterek tek millet, tek ulus, tek devlet, tek bayrak zihniyetini benimseyen Türk devletinin Abdullah Öcalan'ın paradigmasından korktuğunu dile getirdi.
Abdullah Öcalan'ın bir yılı aşkındır ne avukatı ne de ailesiyle görüşmesine izin verilmediğine tepki gösteren Ferzende Munzur, "Bu utanç verici bir husustur. Önder Apo’nun verdiği mücadele ve değer karşısında, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması konusunda ona borçluyuz. Kürt halkı ve dostları Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadelesini had safhaya çıkarmalıdır” dedi.
‘MÜCADELEMİZ ÇOK BOYUTLU YÜKSELTİLMELİ’
Eşi benzeri görülmeyen ağır bir tecridin yanında Kürt Halk Önderi Öcalan’ın mücadelesinin halka yol gösterdiğini vurgulayan Ferzende Munzur, "Önder Apo’nun İmralı direnişi bizler için kutsal ve büyük mesajdır. Bu mesajla mücadeleyi yükseltmemiz gerektiğini bir kez daha kavrıyoruz. Halkımız, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması için birçok parça ve bölgede mücadelesini sürdürüyor. Fakat bu yeterli değildir.
Mücadelemiz geniş kapsamlı ve çok boyutlu olmalı. Onlarca kişi alanlarda ise yüz binlere ulaşmalıyız, eğer yüz binler ise milyonlara ulaşmalıyız ve her gün alanlarda haykırmalıyız. Siyasi, diplomasi, ideolojik ve hukuki mücadele de üst düzeyde yürütülmeli. Ancak bu şekilde mücadelemiz çok boyutlu olur. Çünkü Önder Apo, tüm zorlu koşullar altında ilkelerinden vazgeçmiyor. Önder Apo’nun prensibi halkların özgürlüğüdür ve mutlak tecrit altında prensibinden taviz vermiyor. Buna karşılık mücadelemizin dozajı artmalı ve Önder Apo aramızda olmalı” diyerek Öcalan’ın İmralı direnişine dikkat çekti.
‘MÜCADELE YETERSİZ’
Önemli bir düzeyde mücadele verildiğini fakat verilen bu mücadelenin yetersiz olduğunu söyleyen Ferzende Munzur konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Önder Apo mücadelenin ilk adımını Ankara’da başlattı, Kürdistan’a yaydı, komplo ile dünyaya ulaştırdı. Önder Apo, İmralı sürecinde tarihi değişimler yarattı. Stratejik, taktik ve ideolojik değişimlerle dünyaya açıldı. Aslında hegemon devletler İmralı’yı, Önderliğin ve Kürt halkının tasfiye mekanı olarak ele alırken, Önder Apo ise İmralı’yı yeniden diriliş, paradigmanın diyarı ve bu paradigmanın güneş ışınları gibi dünyaya yayılması mekanı haline getirdi. Çünkü komplo küreseldi, cevap da küresel oldu."