Rojavalı yurtseverlerden Loma Mehmud Hisên ve eşi İsmail Ferho, Kürdistan İşçi Partisi’yle (PKK) ilk tanışmalarını, bunun yaşamlarına yansımaları ile Kürt Halk Önderi Önder Abdullah Öcalan’la görüşmelerini ANF’ye anlattı.
80’li yıllarda ilk PKK’lilerin evlerine gelmesiyle Kürdistan Özgürlük Mücadelesiyle tanıştığını belirten Loma Mehmud Hisên o anları yıllar sonra şöyle aktardı: “Evimiz Bakurê (Kuzey) Kürdistan sınırına çok yakındı. Her gün çatışma sesleri geliyordu. ‘Neler oluyor?’ diye sorduğumuzda çatışanların ‘Talebeler’ olduklarını söylüyorlardı. Arkadaşların evimize gelmesiyle nelerin olduğunu anladık. Mustafa Gulo ve Xebat Tirbêspiyê sürekli evimize geliyor ve Önder Apo’dan bahsediyordu. Bu şekilde PKK’yle tanıştık. Önder Apo’nun halkların hakkını savunduğunu anladık ve bağlılığımız gelişti.”
Baas rejiminin baskılarının kendilerini mücadeleden kopartamadığının altını çizen Loma, “Onlara çok güveniyorduk. Güvenmeseydik, kapımızı onlara açmazdık. Suriye rejimi birçok kez çocuklarımızı tutukladı, işkence yaptı. Ama Apoculardan vazgeçmedik” dedi. “Kadınların elinde silahla halkını ve topraklarını koruması beni çok etkiledi” vurgusunu yapan Loma devamla şöyle konuştu: “Kadın arkadaşlar da bize geliyordu. Birçok kez Suriye rejimi tutuklamasın diye kamufle ediyorduk. Bir anne olarak kadınların halkını ve topraklarını korumak için zor dağ koşullarında silahla mücadele etmeleri beni çok etkiledi.”
ROJAVA HALKI AKIN AKIN LÜBNAN’A GİDİYORDU
Loma Mehmud, Abdullah Öcalan’ı görmek için Lübnan’a gidişini ise şu ifadelerle aktardı: “Evimiz Tirbêspiyê’deydi. Ben ve eşim Önder Apo’nun yanına gittik. Halk akın akın Önderliğin yanına gidiyordu, Şam’dan Lübnan’a giden otobüsler uzun kuyruklar oluşturmuştu. Bu manzara Kürdistan’ın özgürleştiği hissiyatını uyandırıyordu. Önderlik bir pencereden halka seslendi. Halk pür dikkat Önderliği dinliyordu. Önderliği dinlerken hakkımız olana kavuşacağımızı biliyorduk ve bu nedenle de Önderliğe çok güveniyorduk. Halk, Önderliğin ağzından çıkan bir kelimeye bile çok güveniyor, inanıyordu ve şu ana kadar da bu sürüyor. Çünkü Önder Apo ezilen halkların Önderi’dir. Kendisi için değil ezilen halklar için mücadele etti. Kendisi için yaşamadı, ezilen halklar için yaşadı. Eğer halklar için yapmasaydı 23 yıldır dört duvar içerisinde tutulmuyor olacaktı.”
Uluslararası Komplo ve İmralı’da uygulanan tecrit konseptinin Öcalan’ın fikirlerini toplumdan koparamadığının altını çizen Loma, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Düşman Önderliğimizi yok etmek istiyor. Çünkü Önderlik halkların sesi oldu ve bu sesi susturmak istiyorlar. Sadece Kürt halkının sesi olmadı, Süryani, Ermeni, Arap, Çerkez, Türkmen halkının sesi de oldu. Önder Apo özgürleşene kadar da alanlar da olmalıyız. Eğer Önder Apo hala tutuklu ise felsefesinden korktukları içindir. ‘Bê Serok nabe’ şiarının anlamı çok büyük ve halkımız artık hakikatin farkında; Önderliksiz bir yaşamı yaşamayı kabul etmiyor.”
MAHSUM KORKMAZ AKADEMİSİ’NE İLK GİDİŞ
PKK’yle 80’li yıllarda tanışan yurtseverlerden biri de Loma Mehmud Hisên’in eşi İsmail Ferho. 1974-75 yılları arasında Türk devleti ile olan çatışmalar nedeniyle Mardin’den Qamişlo’ya göç etmek zorunda kalan İsmail, Apocularla tanışmasını şu sözlerle anlattı:
“Apocuların isimlerini televizyonlardan duyuyordum. Bir süre sonra iki arkadaş evimizin kapısını çaldı ve öğrenci olduklarını ve Mahsum Korkmaz Akademisi’ne gitmek istediklerini söylediler. Önceden tanıdığımız arkadaşların isimlerini verince, 2 arkadaş için kimlik ayarladım ve birlikte Şam’a gittik. Arkadaşları akademiye ulaştırınca ilk defa Önder Apo ile karşılaştım ve çok güzel şeyler hissetim.”
Lübnan’a gidişlerde rehberlik yapan İsmail Ferho, PKK’ye saflarına katılmak isteyenlerin yanı sıra Kürt Halk Önderi’ni görmek isteyenlere de rehberlik etmişti. Ferho, yolda başından geçen bir olayı bize de anlattı: “Bir gün Lübnan yolunda Suriye rejimi askerleri önümüzü kesti ve bize nereye gideceğimizi sordu. Ben ve 6 arkadaştık. Oğlumu askerliğe götüreceğimi söyledim ve bizden haraç alarak geçmemize izin verdiler. Lübnan’a ulaştığımızda 6 arkadaşı Önderlik sahasına teslim ettim. Önderlikle oturup yemek yedik.”
SAKİNE CANSIZ İLE TANIŞMA
PKK’nin kurucularından Sakine Cansız’la da tanışan İsmail Ferho ona ilişkin anı ve hislerini şöyle anlattı: “Orada Sakine Cansız ile karşılaştım. Yeni zindandan çıkmıştı. İki gün boyunca orada kaldım ve birçok kez diyalogumuz oldu. Türk devletinin işkencelerine çok maruz kalmıştı. Sakine Cansız’ı gördüğümde kendimde konuşma hakkı bulamuyordum. Bir kadın elinde silahı devletlere başkaldırmış, işkenceler altında pes etmemiş, direnmiş ve hala dik bir şekilde mücadele yürüttüğünü görünce ifade edecek kelimem olmuyordu.”
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile son görüşmesine de değinen İsmail Ferho o anları şöyle aktardı: “Bir gün arkadaşlar haber gönderdi. Hesekê’den 12 kişiyi Önderlik Sahası’na götürmem gerekiyordu. Bir gün boyunca bir depoda saklandık. Suriye rejimi o sıralar güçlüydü, kuryelik yapmak kolay değildi, tehlikeliydi ve ardından onları sahaya ulaştırdım. Önderliği bekledik ve siyah bir taksiden indik. Sahadakilere selam verdi. Bana sen Zerdeşt ve Jiyan’ın babası mısın diye sordu ve konuşmaya başladı. Herkesle fotoğraf çektikten sonra dağıldık.”