TEV-DEM, Qamîşlo Serhildanı şehitlerini andı

Qamîşlo şehitlerini anan TEV-DEM, halihazırdaki uygulamalara dikkat çekerek, "Rejim demokratik toplum inşa etme yollarını değiştirmeli ve Suriye’deki özgür halkların iradesini kabul etmeli" dedi.

Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM), yazılı açıklama yaparak, Qamîşlo Serhildanı şehitlerini şehadelerinin 17. yıl dönümünde andı.

Açıklamada, "Devrimin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen Baas rejiminin zihniyeti değişmedi ve faşist Türk devleti ile ortaklığı ile bitmedi" denildi.

'BAAS'IN TÜRK DEVLETİ İLE ORTAKLIĞI BİTMEDİ'

TEV-DEM'in açıklaması şöyle:

“Qamişlo Serhildanı’nın 17’nci yıl dönümü vesilesiyle, Qamişlo Serhildanı’nda şehit düşenlerin ve Kuzey ve Doğu Suriye devrimi şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyoruz. Kitlesel halk ayaklanmasının ilk kıvılcımı 2004 yılında Qamişlo’da başladı. Şovenist Baas rejimine karşı başlayan bu kıvılcım Rojava ve Suriye’nin en büyük kentlerinde bir fırtına dalgası gibi hızla yayıldı. Diğer taraftan Baas, halkımızın iradesini kırmak, kültürümüzü, Rojava’da elde ettiğimiz kazanımlarımızı ve değerlerimizi yok etmek için Suriye’de bir komplo planladı. Kürt ve Arap halkları arasında fitne çıkarma girişiminde bulundu. Ancak ilk kıvılcım kısa sürede komplocu planlara karşı halk ayaklanmasına döndü. Suriye rejiminin olumlu bir rol oynaması ve anayasada bazı değişimler yaparak, demokrasinin ilerlemesi için Kürtlerin taleplerini yerine getirmesi gerekiyordu. Ancak bunun yerine bugüne kadar da Kürtlere hesap soruyor. Devrimin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen Baas rejiminin zihniyeti değişmedi ve faşist Türk devleti ile ortaklığı ile bitmedi. Bu nedenle kriz hala devam ediyor ve siyasi çözüm başarısız oldu. Bununla birlikte Adana anlaşması devam etti ve rejimi çıkmaza doğru götürdü. Buradan bölgesel ve uluslararası siyasi hesapların tasfiyesi başladı ve Suriye rejimi barışçıl çözümler bulma görev ve sorumluluklarından çekildi. Oysa Demokratik Özerk Yönetim demokratik, çok renkli ve merkezi olmayan bir Suriye için mücadele ediyor. Ayrıca Suriye ulusal kimliğinin geri kazanılması için bütün toplum yapılarıyla birlikte bir mücadele yürütüyor. Bu Suriye’deki tüm sorunlar için en uygun çözümdür. Aksi halde kriz derinleşir ve anlaşmazlıklar devam eder. Adana anlaşması kararları kapsamında halkımız rastgele gözaltına alındı ve bölge halkını sindirmek için terör grupları ve devletin güvenlik mahkemeleri kuruldu.

'KİNDAR UYGULAMALAR SÜRÜYOR'

Halkımız, onlarca insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olan güvenlik güçlerinin gerçek mermi kullanmasına ve binlerce kişiyi gözaltına alıp tutuklamasına rağmen demokratik eylemler ve barış çağrıları yaptı ve zorba rejimin şehit uğurlama merasimlerinde halka karşı saldırılarını kınadı. 12 Mart 2004 Serhıldanı Baas rejiminin Kürtlere ve Suriye’deki diğer halklara karşı faşist yüzünü ve Adana anlaşmasıyla Türk devletine teslim oluşunu gösterdi. Bu rejim günümüze kadar da Suriye topraklarını korumak ve işgal bölgelerini terörden kurtarmak için binlerce şehit veren Kürt halkına kindar gözle bakıyor. Bu Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî gibi Suriye topraklarının işgal edildiği dönemde oldu.

'ÜLKEDEKİ KRİZİN ÖMRÜ UZUYOR'

TEV-DEM olarak Suriye’nin kötü bir duruma doğru ilerlediğini, birçok alanda boşluk olduğunu ve ülkedeki krizin ömrünü uzatan büyük bir siyasi kargaşanın yaşandığını görüyoruz. Çünkü ekonominin gerilemesi ciddi bir insani felakete sebep oluyor. Suriye’nin sorunu iç sorundur ve çözümü de içtedir.

12 Mart şehitlerine ve bütün özgürlük şehitlerine onların yolundan gideceğimize ve Suriyeli halklar olarak işgalci Türk devletinin bölgelerimize yönelik işgaline karşı mücadeleyi büyüteceğimize söz veriyoruz. Suriye rejimi Suriye’nin kalan bölgelerinin olası felaketlerden korumak için mevcut duruma gerçekçi bakmalıdır. Rejim demokratik toplum inşa etme yollarını değiştirmeli ve Suriye’deki özgür halkların iradesini kabul etmelidir.”