Konvansiyon toplantısı ilkin Çin’de öngörülüyordu. Çin’in ayrıca Ekim ayında Birleşmiş Milletler’in biyolojik çeşitliliğe ilişkin 15’inci konvansiyonu (COP15) toplantısına ev sahipliği yapması bekleniyor.
Biyoçeşitlilik konvansiyonu müzakereleri, koronavirüs salgını nedeniyle son dakikada Roma’ya taşındı. Çinli müzakereciler salgından dolayı toplantıya katılamadı. Müzakereler devam ederken, İtalya da salgının yayıldığı temel ülkelerden biri haline geldi.
İklim değişikliklerine karşı mücadele 2015 yılından bu yana Paris Anlaşması’nı dayanak alıyor. Bu anlaşmayı 183 devlet onaylamıştı. Anlaşma, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve bu çerçevedeki eylemlerin düzenli olarak bildirilmesi ve küresel ısınmanın 2 derecenin altında tutulmasını öngörüyor.
Doğanın kötüleşmesi ve canlı türlerinin yok olmaya devam etmesiyle birlikte insanlığa su, hava ve gıda sağlayan ekosistemler tehdit altında bulunuyor. Uzun bir süredir uzmanlar tehlike çanları çalıyor.
Bu çerçevede 140’ı aşkın devlet temsilcisi Roma’da altı gün boyunca önerileri tartıştı. Öneriler, 2050 yılına kadar hedeflere ulaşılmasını içeriyor.
AFP’ye göre toplantıya katılan ülkeler ilk kez önerilerin içerisine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bunların daha sonra hatlar şeklinde müzakere edileceği belirtiliyor. Öneriler arasında “kara alanlarının en az yüzde 30’nu, denizlerin en az yüzde 10’unu sıkı koruma altında kapsayan”, korunaklı alanların oluşturulması yer alıyor. Yüzdelik kısımları halen tartışma aşamasında. Bu önerinin Fransa ve Costa Rica öncülüğündeki 30 dolayında ülkeden oluşan bir koalisyon tarafından sunulduğu belirtiliyor.
Metin ayrıca 2030 yılına kadar hava kirliliğinin en az yüzde 50 oranında azaltılması, bu çerçevede de doğaya dayalı çözümler yoluyla küresel ısınmaya karşı mücadele öneriyor. AFP’ye konuşan Norveçli müzakere heyeti şefi Gaute Voigt-Hanssen, 12 sayfalık metin için “iyi bir çıkış noktası” dedi.
Bir başka müzakereci, metnin iddialı bir çerçevenin gerekliliği için bir konsensüs olduğunu belirtti. BM’nin biyoçeşitlilik alanındaki uzmanlarını bir araya getiren IPBES Yürütme Sekreteri Anne Larigauderie, müzakerelerin açılışında yaptığı konuşmada, “insanlık tarihinin benzeri görülmemiş bir doğa tahribatı ile birlikte durum dramatik” demişti.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na (WWF) göre biyoçeşitliliğe ilişkin önerileri içeren metin Ekim ayında kabul edilecek ve gelecek on yıllar için biyoçeşitliliğin kaybolmasına katkı sağlayan sektörlere yönelmek amacıyla bir çerçeve sunacak. Bu sektörler, tarım, balık avı, alt yapılar, maden ve ormancılık faaliyetleri olarak sıralanıyor. WWF’den Marco Lambertini, “Eğer bu sektörlerden söz etmezseniz, 2030 hedeflerine ulaşmak mümkün olmaz” diyor. Ekim ayı toplantısına sekiz ay kalırken WWF, yetersiz ilerleme ve sürecin yavaş işlemesinden duyduğu endişeyi de ifade ediyor. Fransa’nın çevre temsilcisi Yann Wehrling, başka bir endişe kaynağının ise bazı ülkelerin doğayı etkileyen tehditler arasında plastik ve böcek ilaçlarını çıkarmak istemesini sayıyor.