The Lancet dergisinde yayınlanan ve Institute for Health Metrics and Evaluation (IHME) adlı enstitü tarafından yapılan araştırmaya göre, dünya nüfusundaki artış 2050’lerden sonra duracak. Araştırmaya göre, 2100 yılına gelindiğinde bugün 7,7 milyar civarındaki dünya nüfusu 8,8 milyara ulaşacak. Buna göre, nüfusta en yüksek düzey olarak 9,7 milyara 2064 yılında ulaşılması mümkün görünüyor.
Bu ise bugüne kadar Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan 11 milyar tahmininden 2 milyar daha az. BM’ye göre nüfus 2050’ye gelindiğinde 9,7 milyara, 2100’de ise 11 milyara ulaşacak.
The Lancet’teki araştırmaya göre, yaşanacak demografik değişimler birçok ülkenin ekonomisi ve toplumsal yaşamı üzerinde derin ve ağır negatif değişimlere yol açacak.
Bu tahminlerde, günümüzde 2,37 olan kadın başına doğurganlık oranı 2100 yılında 1,66’ya kadar düşecek. Bir ülkenin nüfusunun dengede tutulabilmesi için bu oranın 2,1’den aşağıya düşmemesi gerekiyor.
ÇİN VE BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNİN NÜFUSU YARI YARIYA DÜŞECEK
Araştırmada yer alan projeksiyonlara göre, bugün dünyanın orta ve büyük nüfusa sahip birçok ülkesi 2100 yılına gelindiğinde yerlerini başkalarına bırakacak.
Buna göre, 1,4 milyara yakın nüfuslu Çin Halk Cumhuriyeti’nin nüfusu yüzyılın sonuna kadar 730 milyona gerileyecek. 1 milyar 380 milyon nüfusuyla önümüzdeki yıllarda Çin’i geçerek ilk sıraya yerleşecek olan Hindistan ise 1 milyar 90 milyon nüfusuyla 2100’de de dünyanın en fazla nüfusa sahip ülkesi olarak kalacak.
Birçok Asya ve Avrupa ülkesinin nüfusları neredeyse yarı yarıya düşecekken, 2100’de dünya nüfusunun üçte biri Afrika’da yaşıyor olacak.
Japonya’nın nüfusunun 128 milyondan 60 milyona, İspanya’nın 46 milyondan 23 milyona, Tayland’ın 71 milyondan 35 milyona ve Güney Kore’nin ise 53 milyondan 27 milyona kadar gerilemesi de öngörüler arasında. 2017’deki 146 milyonluk nüfusuyla 9’uncu sırada yer alan Rusya ise 2100 yılında sadece 106 milyon bir nüfusa sahip olacak ve 19’uncu sıraya gerileyecek. Benzer şekilde 157 milyonluk Bangladeş’in nüfusu da 81 milyona kadar düşecek.
Polonya ve Ukrayna’nın da ciddi olarak gerileyecekleri demografik şekillenmede, Brezilya ve Almanya gibi ülkelerin ise dörtte bire yakın bir nüfus kaybı öngörülüyor. Ancak buna rağmen Fransa ve Almanya 66-67 milyon civarındaki nüfuslarıyla dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içinde yer almaya devam edecekleri belirtiliyor.
ÜÇTE BİRİ AFRİKA’DA, YÜZDE 9’U NİJERYA’DA
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin nüfuslarının üçte bir oranında artacağı öngörülen araştırmaya göre, 2100’de dünyadaki her üç kişiden biri Afrikalı olacak. Bu kıtanın nüfusu 1,3 milyardan 3 milyara kadar çıkacak.
Afrika’daki bu artışın en önemli nedeni ise Nijerya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Etiyopya, Mısır ve Tanzanya’daki nüfus katlanmasıyla bağlantılı. Buna göre Nijerya’nın nüfusu 206 milyondan 790 milyona kadar çıkacak ve dünya nüfusunun yüzde 9’una yakınına tek başına sahip olacak.
Kongo’nun nüfusu 81 milyondan 246 milyona, Etiyopya’nınki 103 milyondan 223 milyona, Mısır’ın 96 milyondan 199 milyona ve Tanzanya’nın nüfusu ise 54 milyondan 186 milyona kadar çıkacak. Afrika’daki nüfus artışının yarısından fazlası bu 5 ülkedeki artışla bağlantılı olacak.
HER 10 KİŞİDEN BİRİ 80 YAŞIN ÜZERİNDE
Dünya nüfusunun beklenenden daha az artacak olmasına rağmen yaşlı bireylerin oranı günümüzden çok daha fazla olacak. 2017 itibariyle 80 yaş üstü bireylerin sayısı 141 milyon iken, 2100 yılında 866 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Bu da her 10 kişiden birinin bakıma muhtaç yaşta olacağı anlamına geliyor.
SAĞLIK VE SOSYAL SİSTEMLERİ YENİDEN ELE ALMAK GEREKİYOR
Araştırmalarına dair değerlendirmelerde bulunan IHME Genel Direktörü Christopher Murray, yaşlı nüfusunun katlanacağı bir dünyada sağlık ve sosyal yardım sistemlerinin büyük bir sorumluluk altına gireceğine dikkat çekti. Çalışan bireylerin ortalamasının emekliler veya bakıma muhtaç olanlara göre azalmasının yaratacağı sorunların aşılması için mevcut sistemlerin tümüyle gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Murray’a göre yüzyılın sonlarına doğru nüfusu azalacak olan ve ekonomisi güçlü olan ülkeler, göçmenlerin kendi ülkelerini seçmesi için yarışa girecek.