Eralp: Çocuk istismarı tasarısını asla kabul etmiyoruz

Kadınlar Birlikte Güçlü’den Feride Eralp, çocuk istismarcılarını aklayan bir yasa tasarısını asla kabul etmeyeceklerini vurgulayarak, tüm kadınları bu konuda ortak bir duruş sergilemeye çağırdı.

İktidarın çocuk istismarcılarına af yasa tasarısını tekrar gündeme almasına yönelik tepkiler giderek büyüyor. ANF’ye konuşan Kadınlar Birlikte Güçlü’den Feride Eralp, iktidarın uzun süredir bu tasarıyı geçirmek istediğini, bu nedenle tekrar tekrar gündeme getirdiğini belirtti. Eralp, nafaka hakkının gasp edilmesi için uğraşanlar olduğu gibi, "erken evlilik" olarak lanse edilen istismar yasasının geçmesi için de sürekli meclis kapısını aşındıran lobiciler olduğuna işaret etti.

Açık cezaevinde bulunan çocuk istismarcılarının ve kadınlara şiddet uygulayanların bir kısmının infaz değişikliği yasasından yararlanıp serbest bırakıldığını belirten Eralp, şimdi de kapalı cezaevinde olan geri kalanını tahliye etmek için düğmeye basıldığına dikkat çekti.

PATRİARKAL BİR AİLE SİSTEMİ ARZULUYORLAR

Kadınların tüm engellemelerine rağmen iktidarın ve çevresinin istismar yasasında ısrarının bir zihniyetin dışa vurumu olduğunu vurgulayan Eralp, şunları kaydetti: "Boşanma Komisyonu raporunda cisimleşen bir aile tahayyülü var. Aileler dağılıyor, biz bu ailelerin dağılmaması için uğraşmalıyız şeklinde bir refleks var.

Ancak burada aile olarak bahsettikleri yapı, 12-13 yaşında kız çocuklarının evlendirildiği, 15 yaşına gelmeden çocuk doğurdukları, eğitim alamadıkları, sömürüye ve şiddete açık oldukları bir yapı. Kısacası inanılmaz patriarkal bir aile sistemi arzuluyorlar. Çünkü bundan kâr sağlıyorlar. Erkekler ezen pozisyonu ayrıcalığından vazgeçmek istemiyorlar."

ERKEKLER KENDİLERİNE KÖLE İSTİYOR

Aile adı altında kız çocuklarının sömürüsünün kutsallaştırılmaya çalışıldığının altını çizen Eralp, büyük bir kadın yoksulluğuna neden olan bu sömürünün kadınları erkeklere muhtaç ve şiddete açık hale getirdiğini vurguladı. Güçlü bir kadın modeli istenmediğine işaret eden Eralp, "Eğer kadın güçlü, bağımsız ise, belli bir yaşın üstündeyse, kendi tercihiyle evlendiyse, okuduysa, ayakları üzerinde durduysa, o zaman o adamı istediği zaman bırakabilir. Erkekler ise kadınların bu hakkını tanımak istemiyorlar. Kendilerine mecbur, köle etmek istiyorlar. Bunu mümkün kılmanın tek yolu da çocukların çok küçük yaşta evlendirilmesi" dedi.

ÇOCUK YAŞTA EVLİLİĞİN ARKASINDA YOKSULLUK VAR

Ülkede kadınları ve çocukları birey olarak değerlendiren bir sosyal politika olmadığı için çocuk yaşta evliliklerin arka planında yoksulluk olduğunu belirten Eralp, bu evliliklerin kız çocukları ve aileleri için yoksulluktan kurtulma arayışı olduğunu dile getirdi. Eralp, bu evliliklerin tam tersine kadını daha çok yoksulluğa hapsettiğini vurguladı.

"Cumhurbaşkanının ‘İstanbul Sözleşmesi nas değildir’ cümlesini kullandığı bir ülkede herkes ne düşünmez?" diyen Eralp, ülkeyi yöneten zihniyetin zaten erkek ve kadının eşitlenmesini değil, kadınların ikincil olmasını, istihdama katılarak daha az para kazanmalarını, aile kurup çok sayıda çocuk doğurmalarını istediğini kaydetti. Eralp, iktidarın, kadınların bir çeşit bakım evi taşeronu gibi kullanıldığı, aile içinde kaldığı, güvencesiz ve esnek çalışarak hem ekonomiye katkı sağladığı hem de evde erkeklerin bütün işlerini yaptığı bir düzeni sürdürmek ve derinleştirmek istediğine dikkat çekti.

ŞİDDETİN FAİLLERİ PRİM YAPIYOR

İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasını, boşanan kadınların nafaka hakkı almamasını isteyen çevrelerin hep var olduğunu belirten Eralp, ancak geçmişte bu konularda kadın örgütlerine danışılırken, görüş alınırken, gelinen noktada artık buna da lüzum görülmediğine işaret etti.

Özellikle Boşanma Komisyonu oluşturulmasıyla aile konusunda kadın örgütlerinin fikrinin alınmamaya başladığına dikkat çeken Eralp, "İçinde şiddet olan bir aileyi kabul etmiyoruz diyen kadın örgütleriyle, her şeye rağmen aileyi savunmalıyız, kadınlar asla boşanmamalı diyen iktidar arasında giderek mesafe açıldı. Şiddet konusunda yıllardır alanda çalışan kadın örgütlerinin sözünü duymak, onları dinlemek yerine, o şiddetin doğrudan faili olan ve ömür boyu nafaka ödüyorum diyerek kendini mağdur gösteren erkeklerin prim yaptığını ve onların sesinin duyulduğunu görüyoruz" diye konuştu.

ORTAK BİR KARŞI DURUŞ SERGİLENMELİ

Kadın şiddetine ve çocuk istismarına karşı toplumun çok tepkili olduğunu hatırlatan Eralp, ancak bu tepkiyi törpülemek için iktidarın medyayı da yanına alarak manipülasyonla sürekli algı yaratmaya çalıştığını belirtti. Kadın örgütleri olarak çocuk istismarcılarını aklayan ve meşrulaştıran bir yasa tasarısını asla kabul etmeyeceklerinin altını çizen Eralp, bu konuda kadın örgütleriyle birlikte toplumdaki tüm kadınların ortak bir karşı duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı.