1988’de insan kaynaklı iklimsel değişikliklerin takibi amacıyla kurulan Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) son yılarda küresel ısınma tahminleri nedeniyle ‘aşırı endişeye sevk etmekle’ suçlanıyordu. IPCC’nin 2005 yılında yayınladığı bir öngörüde, RCP-8,5 kısaltmasıyla ‘en kötü senaryo’ değerini belirlemişti. Bu en kötü senaryoya dair üst değer, atmosferdeki salınımlar nedeniyle yeryüzüne ulaşan ve yeryüzünden tekrar uzaya salınan sıcaklık miktarını ölçerken, alt değer olarak da RCP 4,5 miktarı belirlenmişti. En kötü senaryo, 19’uncu yüzyıla oranla küresel sıcaklığın 5 derece artması demek.
Önümüzdeki on yıllarda iklimin farklı şartlar altında nasıl değişim göstereceğine dair öngörüleri bugüne kadar gerçeğe yakın çıkan IPCC’nin RCP 8,5 değerinin ise ‘yanıltıcı’ olduğu iddia ediliyordu.
Ancak Proceedings of the National Academy of Sciences adlı bilimsel dergide yayınlanan bir araştırma, küresel ısınmaya neden olan sera etkili gazların başında gelen karbondioksit (CO2) salınımlarına dair tahminlerin gerçeğe oldukça yakın olduğunu gösteriyor. Britanya’daki Woods Hole Research Center’e bağlı bilim insanlarının yaptığı araştırmada, IPCC ölçümlerinin kısmen yanıltıcı olsa da gerçekte üst değer olan RCP 8,5’e yakın olduğu savunuluyor.
EN KÖTÜ SENARYOYA YAKIN TAHMİNLER
Araştırmaya göre, 2030 yılına kadar en kötü senaryoya göre belirlenen RCP-8,5 için tahmin edilen CO2 salınımları 77 gigaton daha az gerçekleşecek. Ancak salınımlar, en iyi senaryo için belirlenen RCP-4,5 değeri kapsamında kabul edilen salınımlardan 88 gigaton daha fazla olacak.
Aynı araştırmaya göre, 2050 yılına kadar atmosferde birikecek CO2 miktarı dünya ülkelerinin iklim vaatlerini yerine getirmemeleri halinde RCP 8,5 senaryosu yönünde ilerleyecek. Bu da 2050’ye gelindiğinde CO2 miktarının RCP-8,5 değeri kapsamında öngörülenden sadece 234 gigaton daha az olacak ve RCP 4,5 değerinden ise 385 gigaton daha fazla olarak gerçekleşecek.
COVID-19 SAYESİNDEKİ CO2 DÜŞÜŞÜNÜN ETKİSİ YOK
Araştırmada IPCC’nin daha önce belirlediği bu değerin küresel ısınmayla mücadelede baz alınması gerektiği savunuluyor. Araştırmada yer alan uzmanlar, halen devam eden Covid-19 pandemisinin neden olduğu küresel ekonomik kriz nedeniyle düşen CO2 salınımlarının da en kötü senaryonun önlenmesine yetmeyeceğinin altını çiziyorlar. Buna göre, mevcut seyahat ve aktivite yasakları bu yıl sonuna kadar devam etse bile CO2 salınımı sadece 4,7 gigaton azaltılabilecek. Bu ise 2005 yılından bu yanaki tüm salınımların sadece yüzde 1’ine denk geliyor.
Ancak araştırmayı değerlendiren kimi uzmanlara göre, petrol tüketiminden kaynaklı CO2 salınımlarına dair tahminler ‘abartılı’ iken, tarım ve hayvancılığın neden olduğu salınımlar ise daha düşük tahmin edilmiş.
SON ARAŞTIRMA TAHMİNLERİ YUKARI ÇEKMİŞTİ
Geçtiğimiz ay yayınlanan bir başka araştırmada da küresel ısınmanın 2100 yılına gelindiğinde 19’uncu yüzyıldaki Sanayi Devrimi öncesine oranla 3,4 derece artacağı savunulmuştu. Bugüne kadarki tahminler ortalama 3 derecelik artış öngörüyordu. Sydney’deki New South Wales Üniversitesi uzmanlarının araştırmasında, atmosferdeki CO2 miktarının 19’uncu yüzyıl düzeyine oranla iki katına çıkması durumunda küresel sıcaklık en az 2,3 derece artacak. Sıcaklık artışına dair en kötü senaryoda ise 4,5 derecelik bir artış söz konusu olabilir.
Yapılan tüm araştırmalar, 2 derecelik bir sıcaklık artışının dahi birçok doğal felakete neden olacağını gösteriyor. Şu anki iklim politikalarına dair veriler ışığında küresel ısınmanın en fazla 2 derece ile sınırlandırılması hedefinin tutturulması ihtimali ise yüzde 5’in altında.