Metan salınımları Avrupa hariç her kıtada artıyor

Küresel ısınmaya yol açan gazlardan olan metandaki artışa dikkat çeken bilim insanları, metan salınımının üçte ikisi doğrudan insan kaynaklı olduğuna işaret ediyor.

Dünyanın geleceği açısından önemli olan küresel ısınmanın önlenmesi için sera etkili gazların sınırlandırılması gerekiyor. Bu gazların atmosferde yarattığı etkinin sonucu olarak Güneş ışınları dünyaya daha etkili bir biçimde yansıyor. Bu da gelecekte yaşanabilir bir dünyayı imkânsız kılacak tarım alanlarının yok olması, deniz seviyelerinin yükselmesi veya farklı hava olaylarının artmasına neden olacak.

KARBONDİOKSİTTEN 28 KAT DAHA FAZLA ETKİLİ

Sera etkili gazlar arasında daha az miktarda olan ancak daha güçlü olan metan gazı (CH4) bulunuyor. Metan gazı, küresel ısınma ile mücadelede sıkça adı duyulan karbondioksit (CO2) gazına oranla çok daha güçlü bir gaz türü. Bu gazın 100 yıllık bir süreçte ısınmaya etkisinin karbondioksitten 28 kat daha fazla olduğu bilinen bir diğer gerçek.

Doğada bulunması nedeniyle atmosfere salınan metan gazının yüzde 40 kadarının doğal sonuç olduğu biliniyor. Bu daha çok sulak veya nemli bölgelerdeki salınımlardan kaynaklanıyor.

Ancak metan gazının yüzde 60’ı ise doğrudan insan kaynaklı. Bu salınımların en önemli kaynağı olarak da hayvan besiciliği ve bazı tarımsal faaliyetler gösteriliyor.

10 YILDA YÜZDE 9 ARTTI

Global Carbon Project adlı kuruluş tarafından yapılan ve yüzün üzerinde uzmanın katıldığı bir araştırmaya göre, 2006-2017 arasında metan gazı salınımlarında yüzde 9’luk bir artış yaşandı.

Araştırmada, atmosferdeki metan birikmesinin sanayileşmenin başladığı 19’uncu yüzyıla oranla iki kat daha fazla arttığı ve sera etkili gazlar içindeki ısınmaya katkısının en az yüzde 23 olduğuna dikkat çekildi.

Uzmanlar, bu artışın 2100 yılına gelindiğinde 3 ile 4 derece arasında bir sıcaklık artışına neden olacağına işaret ettiler. Oysa 2015’teki Paris Anlaşması, büyük felaketlerin önlenebilmesi için küresel ısınmanın yüzyılın sonunda en fazla 2 derece ile sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşma, bu hedefe ulaşılması için sera etkili gazların her yıl yüzde 7,6 oranında azaltılmasını hedefliyor.

KARBONDİOKSİTİ AZALTMAK YETMİYOR

Araştırmalarına ilişkin konuşan Fransız Uzman Marielle Saunois, “Eğer Paris Anlaşması’na bir yanıt vermek istiyorsak, karbondioksit salınımlarını düşürmekle yetinmemeli; metan salınımını da düşürmeliyiz” diye konuştu.

Metanın atmosferde kalma süresinin karbondioksite oranla daha kısa olduğunun altını çizen Saunois, bundan dolayı metan salınımının da azaltılmasının çok daha faydalı olacağını vurguladı.

HAYVANCILIK VE TARIM

Metan gazının salınımına neden olan etkenlerin başında ise, hayvan yetiştiriciliği geliyor. Son yıllarda Avrupa ülkelerinde ciddi oranda azalmasına rağmen gelişmekte olan ülkelerde et tüketiminin artmasıyla birlikte hayvancılık faaliyetleri artıyor.

Global Carbon Project araştırmasına göre, 2006-2017 arasındaki dönemde atmosfere salınan ‘insan kaynaklı’ metanın yüzde 30’u doğrudan hayvan yetiştiriciliğinin sonucu. Yüzde 8’lik bir kısmı ise pirinç ekiminden kaynaklı.

Aynı salınımların yüzde 22’si petrol ve gaz, yüzde 11’si ise kömürden kaynaklanırken, katı ve sıvı çöpler ise yüzde 18’inden sorumlu.

Araştırmaya göre, tropikal bölgeler nemli havalarından dolayı tüm metan salınımlarının yüzde 64’ünden doğrudan sorumlu.

AVRUPA HARİÇ TÜM KITALARDA ARTIŞ GÖSTERİYOR

Bölgesel bazda ise hayvan yetiştiriciliğinin yoğun olduğu ve Amazonların bulunduğu Güney Amerika ile Afrika, Güneydoğu Asya ve Çin önde geliyor. Ayrıca Avrupa haricinde tüm kıtalarda metan salınımlarının arttığı belirtiliyor.

Öte yandan ısınma artışıyla birlikte günümüzde buzul veya karlarla kaplı alanlardaki olası buharlaşmaların metan salınımını arttırabileceğinden endişe ediliyor.