Salgından kaynaklı olarak fabrikaların durması, araç trafiğinin azalmadı ve tüketimin düşmesi, kirliliğin azalmasında son derece olumlu rol oynadı.

Nature Climate Change dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, evde kalma tedbirlerinin en yoğun olduğu Nisan ayı başında CO2 kirliliği yüzde 17 oranında azaldı.

Araştırmaya yer veren Alman Die Zeit gazetesi hava trafiğindeki azalmanın karbon emisyonlarındaki önemli düşüşte küçük bir rol oynadığına dikkat çekti.

Gazete, “Bu çok şaşırtıcı değil, zira koronavirüsten önce de hava trafiği küresel CO2 emisyonlarının yüzde 3’ünden azını temsil ediyordu. Buna karşın araştırma düşüşün büyük kısmının kara taşımacılığı sektörü ile bağlantılı olduğunu gösteriyor” diye yazdı.

Araştırma yürütenlerden Corinne Le Quéré, kara taşımacılığının gelecek yıllarda iklimin korunmasına ilişkin politik kararlarda kilit rol oynayacağına dikkat çekti.

2020 yılının ilk dört ayında karbon emisyonlarındaki düşüşün üçte ikisi Çin, ABD ve Avrupa Birliği’ndeki faaliyet düşüşü sayesinde gerçekleşti. Bu da bir milyar tonu aşkın CO2’ye denk geliyor.

2019 yılında endüstriyel emisyonlar ve enerji sektöründen gelen emisyonlar 37 milyar ton ile rekor bir düzeye çıkmıştı.

Öte yandan araştırmacılara göre, sera gazı emisyonlarındaki olağanüstü düşü uzun vadede iklim değişiklikleri üzerine az bir etkiye sahip olacak.

Washington Post gazetesi, “Sera gazı emisyonlarında son aylardaki güçlü düşüş her ne kadar olağanüstü olsa da, karbon kirliliğini en son 2006 yılında gözlemlenen düzeye çekti” diye not etti.

Gazeteye konuşan Stanford Üniversitesi profesörü ve araştırmanın yazarlarından Rob Jackson, “Tarihimiz bunun sadece bir anomali olduğunu düşündürtüyor. 2008 (mali) krizi küresel emisyonları bir yıl boyunca yüzde 1,5 oranında düşürdü ama emisyonlar 2010’da yüzde 5 arttı. Sanki hiç bir şey olmamış gibiydi” dedi.