Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda EUTCC tarafından organize edilen Kürt konferansının ikinci günü ikinci panelinde, “Dünya Siyasetinde Geçiş Dönemi” ana başlığı altında sunumlar gerçekleşti.
KURD-AKAD’dan Eda Bektaş’ın moderatörlüğündeki ikinci günün ikinci paneli, “Dünya Siyasetinde Geçiş Dönemi” ana başlığı altında yapıldı.
EKOKIRIM
Berlin Özgür Üniversitesi’nden Şermin Güven, “Ekokırım ve İklim Değişikliği – Kuzey ve Doğu Suriye'de Çok Katmanlı Krizlere Yerel Tepkiler” başlıklı sunumunda, kurak mevsim başlamadan ve kıştan önce özellikle Türk devletinin kritik altyapıları bombaladığını, su ve elektrik kesintilerine yol açtığını kaydetti.
Şermin Güven, dünya genelindeki iklim değişikliklerinden de bahsederken, bunun Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkın da bir gerçeği haline geldiğini vurguladı.
Şermin Güven, saldırılardan da büyük oranda etkilenen ‘’su kıtlığının kritik bir aşamada’’ olduğunu belirterek, bölgenin ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya olduğunu sözlerine ekledi.
Son yıllardaki önlenebilir kolera gibi salgın hastalıklar yaşandığını da hatırlatan Şermin Güven, buna karşın Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin ekonomik ve ekolojik sorunlara karşı mücadelede ciddi bir irade gösterdiğini ifade etti.
Fırat ve Dicle gibi su kaynaklarının paylaşımı konusunda bağlayıcı anlaşmalara ihtiyaç olduğunu söyleyen Şermin Güven, eko kırımın suç olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
YENİ DÜNYA DÜZENİ
“Yeni Dünya Düzeni: Çelişkiler ve Gerçekler” başlıklı sunum yapan HDP eski milletvekili Nursel Aydoğan, ‘’Bize göre şu anda Üçüncü Dünya Savaşı yaşanıyor, henüz başlarındayız’’ dedi.
Ulus devletlere, Türk devletinin kurulmasına ve irili ufaklı onlarca Arap devleti kurulmasına rağmen Kürtlerin bu haktan mahrum bırakıldığını ifade eden Nursel Aydoğan, ulus devletlerin çözüm olmadığını ve zaten bu nedenle İkinci Dünya Savaşı başladığını anlattı.
Çok büyük acı ve trajedilerin yaşandığı İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra BM’nin kurulması gibi sistem değişikliği yaşandığını söyleyen Nursel Aydoğan, ama bu yapının da ezilen hakların sorunlarına çözüm getirmediğini kaydetti. Daha sonra başlayan çift kutuplu ve ardından tek kutuplu dünyaya geçildiğini ve buna yeni dünya düzeni adının verildiğini belirten Aydoğan, ‘’Geldiğimiz noktaya baktığımızda artık Üçüncü Dünya Savaşı’ndan bahsediyoruz. Yeni Dünya Düzeni kurulmak isteniyor ama Ortadoğu coğrafyasında buna alternatif dünya kurmak isteyenler de var’’ dedi.
Aydoğan, özellikle Rojava’daki alternatif modele vurgu yaparak, bunu yaparken de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği paradigmadan faydalanıldığını kaydetti. Aydoğan, ‘’Bütün Ortadoğu için bir çözüm modelidir. Bütün dünyaya, insanlığa hediye eden Kürt Hak Önderi Abdullah Öcalan İmralı cezaevinde, ağırlaştırılmış tecrit altında, son 33 ayı da mutlak tecride dönmüş durumda’’ diyerek bu durumu kabul etmediklerini söyledi. Aydoğan, ‘’tecrit demek çözümsüzlük, barışsızlık, çatışma demek’’ diye ekledi.
GAZETECİ LINDSEY SNELL: TÜRKİYE SOYKIRIM YAPIYOR, BATI SUÇ ORTAĞI
“İsveç, NATO ve Kürtler: Zorluklar ve Seçenekler” başlıklı sunum yapan ABD’den Gazeteci Lindsey Snell, İsveç’in NATO’ya üyelik için verdiği tavizleri anlatırken, sunumunda İsveç’teki bazı muhaliflerin tanıklıklarının yer aldığı bir video izletti. Bunlar arasında yer alan sürgündeki gazeteci-yazar Ragıp Zarakolu, İsveç’in NATO’ya adaylık sürecinde Türk devletinin baskıları sonucu maruz kaldıkları uygulamaları anlattı.
Gazeteci Lindsey Snell, Türk devletinin Rojava’daki işgalleri ve saldırılarından bahsederken, uluslararası güçlerin sessiz kaldığını ifade etti. Linsey Snell, Türk devletinin ayrıca paralı askerlerini Libya ve Dağlık Karabağ’da kullandığını ve dünyanın bir kez daha sessiz kaldığını kaydetti.
Lindsey Snell, Türk devleti ile DAİş çeteleri arasındaki suç ortaklığına ilişkin DAİŞ üyelerinin itiraflarının yer aldığı bir videoyu da sunumunda paylaştı. Görüntülerde Libya ve Dağlık Karabağ’da paramiliter çetelerin kullanıldığına ilişkin askeri yetkililer ve çetelerin itirafları da yer aldı.
Lindsey Snell, ‘’Türkiye Kürt bölgelerinde soykırımı devam ettiriyor. Erdoğan’ın amacı son derece açık, Rojava’nın son bulmasını istiyor. Pantürkizm öne sürülüyor. Bütün batı ve ABD buna suç ortaklığı yapıyorlar. Bu uluslararası topluluğun hatalarından biri’’ şeklinde konuştu.
ASYA ABDULLAH: TEHLİKE GİDEREK BÜYÜYOR
“Statüko ve Demokratik Geçiş Arasında Ortadoğu: Engeller ve Perspektifler” başlıklı sunum PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, Ortadoğu’daki sorunların ulus devletlerden kaynaklandığını belirtirken, “Güncel sorunları hegemonik güçlerden köklerini alıyor” dedi.
Asya Abdullah, mevcut savaşın halklara karşı olduğunu söylerken halkın zorla yerlerinden edildiğini, ‘’Zorla göç ve soykırım politikaları ile demografik değişime yol açmak istiyorlar. Bugün yaşanan durum çok tehlikeli ve giderek bu tehlike büyüyor’’ dedi.
Türk devletine satılan silahların bugün hem gerillaya hem de Rojava’ya karşı kullanıldığını söyleyen Asya Abdullah, ‘’Uluslararası güçleri de Türk devletinin Kurdistan’daki savaşına ortak oluyorlar’’ dedi.
Asya Abdullah, ‘’Kürt halkı ve bölge halklarına yönelik soykırıma karşı güçlü bir tutum gerekiyor’’ çağrısında bulundu.
Ortadoğu’daki savaşların egemenlik savaşları olduğunu ifade eden Asya Abdullah, bu savaşlar ve istikrarsızlıkların devam edeceği tespitinde bulundu.
Asya Abdullah, “Bölgedeki sorunlara çözüm getiren alternatif demokratik projemizin, mücadelemizin önünü almak istiyorlar” derken, bölgedeki sorunların tüm kimlikler, kültürler, dinlerin yer aldığı, kadın özgürlükçü, ekolojik bir proje ile çözülebileceğine işaret etti. Asya Abdullah, birçok alanda zihniyet devrimine duyulan ihtiyaca vurgu yaparken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik konfederalizm projesinin çözüm sunduğunu kaydetti.
Asya Abdullah bir soru üzerine, demografik değişim tehdidinin çok yüksek olduğunu, işgal edilen bölgelerde kalan Kürtlerin de tehdit altında olduğunu belirterek, ‘’İşgal altındaki bölgelere Türkiye ve farklı bölgelerden nüfus taşınıyor, Kürtlerin mülklerine ise el konuluyor’’ dedi.
VILLUMSEN: AVRUPA ANAHTARLARINI ERDOĞAN’A TESLİM ETTİ
Panele katılması planlanan Sol Parti’den AP Milletvekili Danimarkalı Nikolaj Villumsen ise soğuk algınlığı nedeniyle konferansa katılamazken dayanışma mesajını iletti.
Villumsen, Avrupa Birliği’n in Türk devleti ile olan ilişkilerini eleştirerek, ‘’Avrupa’nın anahtarlarını Erdoğan’a verdiler, bunu son derece çirkin bir mülteci anlaşması ile yaptılar. Avrupa bir demokrasi dersi vermek istiyorsa önce kendisi bunu uygulamalı. AB isteseydi Erdoğan’a baskı yapabilirdi’’ dedi.
Villumsen, “Kürt mücadelesi, direnci, hepimize ilham veriyor” diyerek sözlerini tamamladı.