EUTCC Konferansı: Abdullah Öcalan serbest bırakılsın, AB ve AK tedbir alsın

EUTCC Konferansı’nın sonuç bildirgesinde, AB’nin, Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan sorumluluğunu da göz önünde bulundurarak AP’nin Türkiye raporundaki talepler doğrultusunda hareket etmesi ve Abdullah Öcalan’ın, yasa uyarınca serbest bırakılması istendi.

Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Parlamentosunda düzenlenen 18 Kürt Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Bildirgede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sürekliliğine dikkat çekilirken Türk devletinin kendi mevzuatına ve uluslararası hükümlere aykırı şekilde sürdürdüğü tecride karşı Avrupa Konseyi (AK) ve Avrupa Birliği’nin AB) sözleşmelerden kaynaklanan tedbirlerin alması istendi.

“18. EUTCC Konferansı Nihai Kararı” şeklinde açıklanan bildirge şöyle:

 AB, Türkiye, Ortadoğu ve Kürtler konulu yıllık uluslararası Konferans, Sol Grup(The Left), Yeşiller-Avrupa Özgür İttifakı (the Greens-European Free Alliance -GREENS/EFA)), Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (the Groups of the Free Alliance of Socialists and Democrats- S&D) Grupları ve Brüksel Kürt Enstitüsü işbirliğiyle AB Türkiye Sivil Komisyonu (the EU Turkey Civic Commission -EUTCC) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Konferans, 6-7 Aralık 2023 tarihlerinde Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda başarıyla gerçekleştirildi.

TÜRKİYE’DE MİLİTARİZM YOĞUNLAŞMIŞTIR

2023'te 100. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Türkiye Cumhuriyeti, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte militarist ve anti-demokratik çizgisini teyit etmiş ve hatta yoğunlaştırmıştır. Geçmişte olduğu gibi Kürtler ve Kürt bölgeleri, bundan özellikle etkilenmektedir. Kürt siyasetçilere yönelik tutuklama dalgaları azalmıyor. Önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerde Ankara'nın Kürt bölgelerine bir kez daha zorla kayyum atamasından korkuluyor.

İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR İŞLEMEKTEDİR

Kürt lider Abdullah Öcalan'ın hücre hapsi aralıksız devam ediyor. Üç yıldır avukatlarının ve ailesinin, hem Türkiye hem de uluslararası (BM ve AİHM kararları) tüm yasal yükümlülüklere aykırı olarak ada cezaevini ziyaret etmelerine izin verilmiyor.

AKP/Erdoğan'ın iktidara gelmesinden bu yana toplumsal cinsiyete dayalı şiddetteki artış, ülkenin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesiyle zirveye ulaştı.

Türk devletinin yayılmacı dış politikası her geçen gün artmakta, insanlığa karşı suç işlenmesine neden olmakta ve uluslararası hukuku ihlal etmektedir. Ekim ayının başından bu yana Kuzey Suriye'ye yönelik hava saldırıları artmış ve altyapının önemli bir kısmı tahrip edilmiştir. Hem Suriye'nin kuzeyinde hem de Irak'ın Kurdistan Bölgesi'nde gerçekleştirilen İHA saldırıları, neredeyse her gün sivillerin ölümüne neden olmaktadır. Bu saldırılar ve özellikle radikal, İslamcı gruplara yönelik devam eden aktif destek, Ortadoğu'da barışı tehdit etmekte, istikrarsızlığı derinleştirmekte ve demografiyi değiştirmektedir.

Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye ve Ortadoğu'nun temel meselelerinden biri olan Kürt sorununa siyasi bir çözüm bulunması mümkün görünmemektedir.

ABDULLAH ÖCALAN SERBEST BIRAKILSIN

Bu nedenle EUTCC Konferansı şunları talep etmektedir:

* Avrupa Birliği'nin, Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan sorumluluğunu da göz önünde bulundurarak Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporundaki talepler doğrultusunda hareket etmesi.

* CPT'nin Eylül 2022'de adaya (İmralı) yaptığı son ziyarete ilişkin raporu derhal yayınlaması. CPT'den acilen Türkiye'ye harekete geçmesi için baskı yapması ve taahhütlerine aykırı olan tecridin kaldırılmasını sağlaması istenmektedir.

* Avrupa Konseyi'nin, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymamasından kaynaklanan tüm tedbirleri alması.

* Abdullah Öcalan'ın iletişimsiz tutukluluğunun derhal kaldırılması, "Umut Hakkı" yasası uyarınca serbest bırakılması. Burada Öcalan'ın özgürlüğü ve Kürt sorununa siyasi bir çözüm bulunması için Ekim ayında dünya çapında başlatılan ve Türkiye ve Ortadoğu'da demokrasi ve barışın bir şansa sahip olması için uluslararası yankı uyandırması gereken kampanyaya atıfta bulunuyoruz.

* EUTCC Konferansı, Avrupa Parlamentosu'nun Sakharov Barış Ödülü'nün Jin, Jiyan, Azadî sloganı ve mücadelesinin bir sembolü olarak Kürt kadın Jîna Emînî’ye verilmesi kararını memnuniyetle karşılar ve Kürt kadın direnişiyle dayanışma içinde olduğunu beyan eder.