KCDK-E İngiliz polisinin saldırılarına tepki gösterdi
Avrupa Kurdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi, İngiliz polisinin Londra’daki Kürt Halk Demokratik Meclisi'ne yönelik saldırısını kınadı.
Avrupa Kurdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi, İngiliz polisinin Londra’daki Kürt Halk Demokratik Meclisi'ne yönelik saldırısını kınadı.
KCDK-E açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"26 Kasım günü Londra'daki Kürt Halk Demokratik Meclisi İngiliz polisinin saldırısına maruz kaldı
Soykırımcı Türk devletinin Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yaptığı ziyaret sonrasına denk gelen bu saldırı açıkça hukukun ve demokratik yasaların İngiltere’de ayaklar altına alındığı bir saldırı olmuştur.
Kürt halkının kültürel bir etkinliğini kutlamasına kasıtlı bir tavırla saldırıda bulunulması, etkinliğe katılanlara karşı uygulanan saldırı ve şiddete gerekçe olarak bayraklar gösterilerek meşru bir kılıf giydirilmek istenmiştir.
Herhangi bir izin belgesi veya meşru bir gerekçe olmadan polisin İngiltere’de Kürtlere karşı yaptığı bu saldırı Türk devleti ile girişilen mutabakatın sonucudur. Çünkü bu saldırı Birleşik Krallık Savunma Bakanı Grant Shapps ile Türk mevkidaşı Yaşar Güler'in savunma ve güvenlik iş birliğini "geliştirme" konusunda mutabakata vardıkları toplantıdan yalnızca iki gün sonra gerçekleşmiştir.
Polis PKK yasağı bahanesiyle kutlama yapan halkımıza çocuklarının önünde linç girişiminde bulunmuştur.
'Terörizm Yasasının 7. Maddesi' (2000) gerekçe gösterilerek bugüne kadar birçok kişi tutuklanmıştır. Bilindiği gibi bu kapsamda Mark Campbell ve Kürt sığınmacı 'Berîtan'ın da 17 ve 18 Ocak'ta bir protesto sırasında Kürt bayrağı taşıdıkları gerekçesiyle yargılanacakları bir duruşmalar var.
Kürt halkının bulunduğu her yerde haklı ve meşru toplanma-örgütlenme hakkını terörize etme çabaları İngiltere’de de genişleyerek devam etmektedir. Kurdistan'ın Syke-Picot anlaşması üzerinden parçalanmasında büyük rolleri olan İngiltere bu tutumuyla soykırıma hizmet eden bir tutum sergilemektedir.
KCDK-E olarak Londra’da özel polis kuvvetlerinin gerçekleştirdiği şiddet saldırısını kınıyor, İngiltere'yi Kürt halkını kriminalize etme politikalarından vazgeçmeye çağırıyoruz. Toplantı ve örgütlenme hakkı evrensel insani haklardır ve bu haktan bir adım dahi geri atmadan bulunduğumuz her yerde kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz.
Ayrıca sloganlar eşliğinde bu saldırıyı püskürten ve taviz vermeyen kitlenin direnişini selamlıyoruz. Bu vesileyle kurumlarımıza, kültürümüze, alanlara çıkarak ve mücadelemize sahip çıkarak geri adım atmamaya çağırıyoruz.
26 Kasım günü Londra’da polis tarafından gerçekleştirilen bu hukuksuz yönelime karşı yasal hukuksal tüm yollara başvurularak protestolar sürdürülmelidir.”