Londra’da Kürt Toplum Merkezi’ne (KCC) yönelik polis saldırısına tepkiler sürerken, KCC yöneticileri baskını yargıya taşıdı. Öte yandan, Kürt, Alevi, devrimci, sosyalist ve yöresel derneklerden oluşan Demokratik Güç Birliği tarafından yapılan eyleme yüzlerce kişi katılarak, “Kürtlere karşı kriminalizasyona son” dedi.
Londra’da 26 Kasım akşamı Diriliş Bayramı dolayısıyla Kürt Toplum Merkezi’nde yapılmak istenen kutlamalar öncesi İçişleri Bakanlığı’na bağlı polis ve anti-terör timleri tarafından dernek binasına baskın düzenlenmişti. Kürtlere ait özel mülke izinsiz bir şekilde giren İngiliz polisine karşı sert bir direniş göstermişti. Yaşanan olaylarda 3 Kürt aktivist hafif şekilde yaralanırken, polis KCC binasından geri çekilmek zorunda kalmıştı.
Yapılan polis baskınına ilişkin ilginç gelişmeler yaşandı. Kürt Toplum Merkezi yöneticileri ‘Özel mülke izinsiz saldırı’, ‘Kürtleri kriminalize ederek hedef gösterme’ ve keyfi baskılar’ gerekçesiyle İngiliz polisine karşı dava açacak. Suç duyurusunda bulunacak olan avukatlar, Metpopolitan Polis’ten öncelikle baskına ilişkin açıklama isterken, Kürt aktivistlere dönük baskıların gerekçesi soruldu. Avukatların talebine Metropolitan Polisi bir yanıt vermezken, KCC binasının bulunduğu Haringey bölge Polis Karakolu ise operasyon ve baskının kendileri dışında gerçekleştiğini açıkladı. Baskın ve operasyonun tamamen Metropolitan Polis Merkezi Komutanlığı’na bağlı anti-terör timleri tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.
KÜRTLER VE KURUMLARI KRİMİNALİZE EDİLEMEZ
Kürt Toplum Merkezi Yöneticisi Türkan Budak, İngiliz Devleti’nin Kürtleri krimanilize eden yaklaşımlarına karşı artık sessiz kalmayacaklarını söyledi. Budak, yasal ve demokratik hakların kullacaklarını ifade ederek, “Kürtler ve kurumları kriminalize edilemez. Her türlü ahlaka aykırıdır. Özellikle sınır kapıların da Kürtler gözaltına alınarak saatlerce sorgulanıyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında yaptıkları eylemler krminalize edilmek isteniyor ve yargı konusu yapılıyor. Baskılar kapımıza kadar dayandı. Kürtlerin sabrı kalmadı” dedi.
İngiliz halkının Kürtlere karşı sempatisi yine Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a olan yoğun ilgiye karşı bir kriminalizasyon politikasının yürütüldüğünü ifade eden Budak, “Türk devleti ile yapılan özel anlaşmalar ve ekonomik çıkarlara Kürt halkı kurban edilmek isteniyor. Biz asla buna izin vermeyeceğiz” diye kaydetti.
PROTESTO EYLEMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
İngiliz polisinin bu tavrı başta kentteki Kürt, Alevi, sol, sosyalist ve yöresel dernekler tarafından yapılan açıklamalar ile kınanarak protesto edildi. Demokratik Güç Birliği, enternasyonal gruplar, Sosyalist İşçi Parti ve Kürdistani hareket üyesi yüzlerce kişi Wood Green Meydanı’nda bir araya geldi. Burada ellerinde “Kürt kriminalizasyonuna son”, “İngiltere’de yaşayan Kürt halkını kriminalize etmeye son” yazılı ve dövizler taşıyan kitle, sık sık “Türk devletine desteğe son”, “UK faşizme desteğe son”, “Free Öcalan free Kurdistan”, “Turkish state is terrorist state”, “Adalet yoksa barış da yok” sloganları atıldı.
Burada demokratik kitle örgütleri ve enternasyonal gruplar adına konuşmalar yapıldı. Yapılan konuşmalar da İngiliz polisin tavrına sert tepki gösterildi. Kürt halkının haklı ve meşru davasının yanında olduğu ifade eden konuşmalar da “Kürtler krimanalize edilemez. Kürt halkı ve kurumları Ortadoğu’da ve dünya da gerici faşist ve barbar yapılara karşı insanlık onuru için mücadele etmiştir. Kürt halkı insanlık onuru için büyük bedeller ödedi. Derhal Kürt halkından özür dilenmelidir” denildi.
DGB adına bir konuşma yapan Ercan Akbal’da asıl teröristin Türk faşizminin kendisi olduğunu ifade ederek, “Kürt halkının kurumlarına operasyon düzenleyip baskın yapmak ahlaksızlıktır. Siz bir terörist arıyorsanız Kürt halkının köylerini kentlerini yakıp yıkan, insanları diri diri yakan Türk devleti ve Erdoğan faşizminde bulursunuz. Kürt özgürlük hareketi terörist değildir. İnsanlık onuru için mücadele eden bir harekettir. İngiltere devleti de kirli politikalarına bir son vermelidir. Kirli çıkarlarınız için bir halkı krminalize etmekten vazgeçin. Bizler direneceğiz ve sizin kirli ittifakınızı teşhir edeceğiz” dedi.
Yüzlerce kişi “Kürt krimanilazsyonuna son” sloganı ile buradan Haringey KCC binasına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe yoğun ilgi gösterilirken, çevreden alkışlar ve araçlar dan korna çalınarak destek verildi. Yürüyüş boyunca Kürtçe şarkılar eşliğinde Kürt gençleri sloganlar haykırdı. Yürüyüş baskının yapıldığı KCC binasında sona erdi. Burada da çeşitli konuşmalar yapıldıktan sonra etkinlik sona erdi.