Londra’da, Tutsakların Sesi Platformu (TSP), Kürt Halk Meclisi ve UPOTUDAK’ın ortak çağrısıyla Woodgreen Kütüphanesi önünde hasta tutsaklarla dayanışmak ve tecride karşı bir eylem düzenlendi. İngilizce ve Türkçe pankart ve dövizler ile tecride tepki gösterilen eylemde, dağıtılan bildiriler ile zindanlardaki katliamcı ve yasakçı politikaları teşhir edildi. Eylem boyunca “Hasta tutsaklara özgürlük!” ve “Tecrit insanlık suçudur” şeklinde sloganlar atıldı.
Eyleme Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek amacıyla 3 günlük açlık grevine giren sosyalistler de katıldı.
Burada yapılan açıklamada, Tayyip Erdoğan şefliğindeki sömürgeci faşist rejim, 20 Temmuz 2015’de Suruç katliamı ile ve ardından Güney Kürdistan’ı bombalayarak yürürlüğe koyduğu Çöktürme Planı'nın bir parçası olarak, tutsaklara yönelik tecrit ve baskıyı boyutlandırdığı ifade edildi.
Zindanlardaki baskı ve işkenceye dikkat çekilen açıklamada, “Hapishanelerde çıplak arama, linç girişimleri, süngerli oda, işkence, cinsel taciz, tehdit, hakaret gibi şiddet pratikleri devam ettiği gibi infaz yakmalar, tahliye geciktirmeleri, yayın yasakları, iletişim cezaları, görüşçü yasakları da tecrit sisteminin farklı biçimleri olarak uygulanıyor. Tutsak kadınlara yönelik cinsel şiddet hücre cezaları ile birlikte uygulanarak gizlenmeye çalışılıyor. Garibe Gezer'e hapishane görevlileri tarafından uygulanan tecavüz ve işkence sonrasında katletme politikaları bugün tüm kadın tutsakları tehdit ediyor” denildi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük mutlak tecridin üç yıldır kesintisiz bir şekilde sürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Abdullah Öcalan şahsında yurtsever tutsakların ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların her türlü sosyal, siyasal, hukuki hakları gasp ediliyor. Saldırılara karşı yurtsever tutsaklar 27 Kasım 2023'den bu yana Türk devletinin hapishanelerinde dönüşümlü açlık grevi eylemindeler. Aileleri dışarıda Adalet Nöbetleriyle mücadeleyi yükseltiyorlar” diye belirtildi.
Mücadelenin büyütülmesi ile tecridin ve işkencenin sona ereceği ifade edilen eylemde şu çağrıda bulunuldu: “Faşist kuşatma, birleşik fiili meşru mücadele ile hapishanelerdeki onur ve özgürlük uyanışının sokaklarda sahiplenildiği ölçüde kırılabilir.
Avrupa’nın işçi ve emekçilerini, anti faşist güçlerini, kadınları ve gençleri, yurtseverleri, göçmen örgütlerini, enternasyonalist, komünist, devrimci örgüt ve bireyleri, Türkiye ve Kuzey Kürdistan zindanlarında yaşanan zulüm karşısında tutsaklar ile dayanışmayı büyütmeye, tecrit ve baskılara karşı tutsakların onur ve özgürlük direnişini sahiplenmeye çağırıyoruz”
Eylem alkış ve sloganlarla sona erdi.