Pazar günü yapılan ve 8 milyonu aşkın seçmenin oy kullandığı Kurucu Meclis seçimlerinden sonra Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve birçok batılı ülkeden olumsuz açıklamalar yapılmıştı.

Bugüne kadar oluşturulan tüm yetkili organların üstünde bir güce sahip olacak olan Kurucu Meclis’le mevcut durumda sağcı muhalefetin kontrolünde olan parlamento egemenliğini yitirecek. Ancak ABD başta olmak üzere birçok batılı ülkenin desteklediği sağcı muhalefet, seçimleri boykot etmişti.

ABD yönetiminden yapılan son açıklamada ise, Cumhurbaşkanı Maduro’ya karşı hukuki ve mali yaptırım kararı alındığı duyuruldu. Maduro’nun ülkedeki tüm mal varlığına el konulması kararını açıklayan Amerikan Hazine Bakanlığı, Maduro’yu ‘diktatör’ olarak adlandırdı.

Venezuela’daki siyasi kriz geçtiğimiz yıldan bu yana devam ediyor. 2014 yılından bu yana petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşler nedeniyle ülkenin en önemli gelir kaynağında ciddi bir gerileme yaşanmıştı.

Ekonomik kriz nedeniyle tüketici enflasyonunun yüzde 700’leri bulduğu Venezuela’da parlamento çoğunluğunu elinde bulunduran sağ muhalefet, krizden Maduro’yu sorumlu tutuyor. Muhalefet, Maduro’nun istifa etmesini istiyordu.

Maduro ise bu taleplere karşılık 545 üyeden oluşacak Kurucu Meclis için seçim kararı almıştı.

364'ü bölgelerden, 181'i sosyal alandan seçilen 545 üyeli Kurucu Meclis, ülkenin yeni anayasasını da yazacak.

Washington destekli sağcı muhalefet, Kurucu Meclis'i ‘diktatörlüğe giden bir adım’ olarak nitelendirirken, Maduro, Kurucu Meclis ile doğrudan demokrasinin yolunun açılacağını belirtiyor.